
İlgilisi aynı zamanda bilgilisidir, eminim; Cankurtaran''da bir Dede Efendi Evi vardır. Yenikapı istikametinden gelirken Çatladıkapı''yı geçtikten sonra demiryolu köprüsünün altından girer ve sola dönersiniz, az gittikten sonra karşınıza çıkar.
Dede Efendi Evi, bugün Türkiye Tarihî Evleri Koruma Derneği. 1976''da kurulmuş.
Rauf Yekta Bey, bir yazısında anlatmış, Sultanahmet civarını dolaşırken harabe halinde rastlamış binaya. Uzun süre depo olarak kullanılmış. İçinde saman balyaları.
Elden geçirip bir süreliğine karakol binası yapmışlar. Sonra isabetli bir kararla, derneğe verilmiş.
Hafta sonu orada “Türk makam müziği dinletisi” vardı. Bendeniz pek eğreti bulduğum bu dinleti sözünden hoşlanmasam da orada bir ziyafetle karşılaşacağımdan şüphe etmeden yola düştüm.
Solist Ahmet Erdoğdular, kemençede Aslıhan Özel, ney''de Ömer Erdoğdular, tanburda Özer Özel. Kısaca Âsitâne grubu.
Hammâmizâde İsmail Dede Efendi''nin ferahfeza peşreviyle açılış yapıldı. Birinci bölüm bütünüyle Dede''nin eserleri.
“Ey kaşi keman tiri müjen canıma geçti”, ardından ağır semai “Bir dilber-i nadide”.
Ferahfeza, 9 Ocak 1778 doğumlu Dede''mizin bulduğu bir makam. Padişaha arzetmiş, pek beğenilmiş. Sultan 2. Mahmud “Ayinsiz olmaz” deyince, Dede, Ferahfeza ayinini bestelemiş. Sene 1818. Padişah bu güzel eserleri dinleyince, evi kendisine hediye etmiş.
Tiz ile pez (inceyle kalın) arasında sık yolculuk yaptıran bir makam bu.
“Bir dilber-i nadide, bir kamet-i mustesna, anka-yı dil u canı, sayd eyledi bi-perva.
Gel kandesin, ey meh-ru feryadım, işit yâ Hû, göz yaşı ile her su oldu yine bir derya.”
Ardından “Bu gece ben yine bülbülleri hamuş ettim” adlı yürük semai ve ayinin dördüncü selamı.
Birinci bölüm son yürük semai ile son buldu.
İkinci bölüm Hacı Sadullah Ağa''nın meşhur eseriyle başladı: “Nideyim sahnı çemen seyrini cananım yok”.
Tanburi Ali Efendi''nin eseri “Hasret odu yaktı ciğerim”den sonra Hacı Arif Bey''den “Kurdu meclis aşıkan meyhanede” geldi.
Hacı Faik Bey''in “Meyle teskin eyle sahi ahi ateşzarimi” ve Hacı Arif Bey''in “Bak ne hale koydu bu baht-ı siyah” adlı eseriyle program usulünce tamamlanmış oldu.
Kimsenin kıpırdamaya niyeti yoktu. Alkışlar dinmeyince arkası geldi. “Ey but-i nev eda”, “Mah yüzüne âşıkanım”, “Şu karşıki dağda bir yeşil çadır”, “Karşıda yananı fener mi sandın” ile “Hakka giderler” ilahisi icra edildi.
Son eser, Dede Efendi''nin, talebeleriyle hacca giderken Yunus Emre''nin şiirinden bestelediği şehnaz bir ilahi.
“Yürük değirmenler gibi dönerler, El ele vermişler Hakk''a giderler, Gönül Kâbesini tavaf ederler...”
Dede bu ilahi ile 29 Kasım 1846''da Kâbe''yi tavaf sırasında, cezbeyle “Allah” deyip emaneti teslim etmiş.
Bazı kayıtlarda koleraya yenik düştüğü belirtilse de üstat Ömer Erdoğdular, araştırmalarına dayanarak, o tespitin hatalı olduğunu söylüyor.
Herkesin dedesi vardır ama her milletin Dede Efendi''si yoktur.
O gün orada bulunanların gönlünden geçen, dünya durdukça icra edilecek bu şahane eserleri bize bırakan Dede Efendi''nin ruhunun şad olduğuydu. Yalnız o değil, tavanından duvarlarına, kolonundan kirişlerine, merdiveninden bacasına ve temeline kadar bütün binanın, o nağmelerle mest olduğunu düşündük.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.