|
Bardak, ibrik, terlik
Oysa Ekrem İmamoğlu için her şey çok güzel oluyordu. Belediye başkanlığının üçüncü yılı geride kalırken, 16 milyonluk İstanbul’u Twitter’dan yönetmenin şifresini çözmüştü. Üç yıla neler neler sığdırmadı ki? Musluk açıyor alkış, çevre projelerini iptal ediyor daha büyük alkış alıyordu. Enkazlarından henüz toz bulutları yükselen deprem bölgesinden kayak pistine geçmesini savunan, insanileştiren savunucuları vardı. İstanbul’u sel vurmasına rağmen Bodrum’daki tekne tatilini kesmiyor, kendisine saatlerce ulaşılamıyor fakat
trol orduları, “Çok çalıştı. Çok yoruldu. Bu tatil onun hakkı” güzellemesi yapıyo
rdu. Tüm olumsuzluklardan, tüm krizlerden, skandallardan, mağdur edildim duruşuyla ve ‘üzülüyorum’ feryatlarıyla çıktı İmamoğlu.
İstanbul’un yıllardır böylesini görmediği kar yağışı bağlantılı krizde yolda mahsur kalanlar bile hangi refleksle başkanlarını savunacaklarını şaşırıyorlardı. Şehir kara batmışken, belediye başkanının lüks bir balık restoranında İngiliz Büyükelçi ile yemek yiyor oluşuna bile arka çıkılacak argümanlar geliştirdiler. İmamoğlu’nun her zamanki
“yaptıysam ne olmuş”
kıvamındaki
“bir saatlik yemek molası”
kibrini canhıraş savunma zorunda kaldılar. Aralarında ünlü sanatçıların, gazetecilerin de olduğu savunucuları “Çok çalışmış, yorulmuş, bir saat yemek de mi yemesin, insan değil mi bu adam” diye İstanbul’a meydan okumadılar mı?
Artık viral olan bozulan otobüsler, kendi kendine gidip kaza yapan metrobüs görüntüleri, duraklarda biriken binlerce kişinin isyan videoları, suya indirim vaadine rağmen İSKİ’nin büyük zammı, “öğrencilere ücretsiz ulaşım” vaadine rağmen öğrenci kartlarına yapılan rekor zam, belediye binasında tutuklanan PKK militanı… Bunların hiçbirinden değil de bir fotoğraf karesinden kopan fırtınayı hepimiz şaşkınlıkla izliyoruz. Yukarıda bir kısmını hatırlattığım krizlerin istisnasız tümünde İmamoğlu savunuculuğu yapan kitlenin birer birer dönüşünü, otobüsten atlayışlarını izliyoruz.
Eski defterler açılıyor, twetler atılıyor, videolar yayınlanıyo
r, canlı yayınlarda bombardımana tutuluyor İmamoğlu.
Peki, ne oldu da ‘geri adım atmayan, saldırılardan yılmayan, özgüvenli başkan’ imajı bu kadar kolay yıkıldı? Ne oldu da mezarlıktaki ibriklere, vapurdaki karton bardaklara dahi methiyeler düzüp,
‘beklediğimiz hizmet işte buydu’
diyerek İmamoğlu’nu göklere çıkaranlar bir gecede büyük sevdalarından vazgeçtiler? Dahası tam bir yıl sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin muhalefet kanadındaki en güçlü, en popüler adayıydı Ekrem İmamoğlu. Bir günde nasıl da gönüllerde alaşağı edildi? Hayaller nasıl ve neden yıkıldı?
Başta seçmenleri, fanları, trolleri, kitlesi ve tüm Türkiye şaşkınlık içinde izliyor olanları.
Bardak ve ibrik güzellemesi yapan muhalifler, siyasi beklentilerini ‘tuvalet terliği’ seviyesine düşürdü artık
. Balon patladı, çünkü tabanı da gönül verenleri de onu sorgusuz sualsiz destekleyen, her skandalına bahane uyduranlar için üç yılın sonunda tarihi bir fırsat doğdu. İmamoğlu’nu artık taşıyamayacaklarını anlayanlar uzun zamandır böylesine bir ‘açık’ bekliyordu.
Fakat görülüyor ki bu açığı herkes bekliyormuş.
Kar krizinde yediği yemeği savunmak için yarışa giren parti kurmayları bu sefer sessiz kalmayı seçti. Genel Merkez düzeyinde bir kişi destek açıklaması yapmadı.

Dikkat ediyorsanız AK Parti kanadı da girmiyor topa. İstanbul Teşkilatı, çok doğru bir stratejiyle ‘herkes vururken biz de siyasi hesaplaşma güdelim’ demedi. ‘Balonu’ da zaten büyük bir heyecanla şişirenler patlattı.

İmamoğlu belki farkında değil,
sözcüsü Murat Ongun sebep olduğu ve yönetme
diği iletişim krizlerinin sonuçlarını henüz kestirememiş olabilir. Ancak son bir haftada ortaya çıkan görüntü, Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı bir yana,
yeniden İBB adaylığının bile rafa kaldırıldığını gösteriyor.
Bu yorumu yapmak için elbette erken fakat 2024’teki yerel seçimlerin akıbetini bir yıl sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri belirleyecek. Meral Akşener’in “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde size çok ihtiyacımız olacak” dediği en güçlü figür hem bindiği otobüsten hem de oyundan atıldı.
Elde şimdi, İBB’nin deprem ve kentsel dönüşüm projelerinden ‘artırarak’ açıkladığı 850 milyon TL’lik reklam ve tanıtım bütçesi kaldı
. Bundan sonra bir kavga da o bütçe için çıkacaktır. Kılıçlar belki de daha keskin çekilecektir. Herkes biliyor ki İBB’nin bu bütçesi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kullanılacaktı. İmamoğlu’nun sorgulamalar üzerine ‘Bir kısmını ben karşıladım. Bir kısmı İBB kaynaklarından’ dediği ama kaynağını net olarak açıklamadığı Karadeniz seyahatinin bütçesini soranlar 850 milyon TL’den çıkarma yapabilirler.
#İBB
#Ekrem İmamoğlu
#İstanbul
2 yıl önce
Bardak, ibrik, terlik
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset