Krizlerden sıyrılamayan ülke: Venezuela
- Twitter'ta paylaş
- Facebook'ta paylaş
- BiP'te paylaş
- Telegram'da paylaş
- Whatsapp'ta paylaş
- Pinterest'te paylaş
- Flipboard'da paylaş
- E-posta gönder
- Ham petrol zengini: Venezuela
- 2013 yılında Hugo Chavez’in ölümünün ardından Venezuela’da tüm dünyanın izlediği ciddi bir kriz patlak verdi. Sahip olduğu tüm kaynaklara rağmen önüne geçilemeyen ekonomik krizi anlamak çok basit değil.
- Dünya petrol rezervlerinin yüzde 20'sine sahip. Salt bu zenginlik bile Venezuela'yı ekonomik ve siyasi açıdan çok stratejik bir ülke yapıyor.
- Chavez'in talihsiz varisi: Maduro
- Kongre yetkileri alındı, muhalefet halkı ayaklandırdı
- Kurucu Meclis Seçimleri ne anlama geliyor?
- ABD: Tanımıyoruz!
- Ve darbe sesleri... Başarısız bir girişim
Dünya petrol rezervlerinin yüzde 20'sine sahip. Salt bu zenginlik bile Venezuela'yı ekonomik ve siyasi açıdan çok stratejik bir ülke yapıyor.
Yeni Şafak İnternet Yazarlarından Murat Zelan, Venezuela'nın önemli petrol rezervlerine vurgu yaparak buna rağmen yaşanan krizin sebebini şöyle açıklıyor:
"Son yıllarda yapılan keşiflerle, Suudi Arabistan'ı da geride bırakarak dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip ülkesi konumuna geldi. Dünya petrol rezervlerinin yüzde 20'sine sahip. Salt bu zenginlik bile Venezuela'yı ekonomik ve siyasi açıdan çok stratejik bir ülke yapıyor. Öte yandan, petrol zengini Venezuela'ya aslında “ham petrol zengini" demek daha doğru. Petrolü işleyecek rafinerilere ve bilgiye sahip değiller. Son yıllarda ham petrol varil fiyatları hızla aşağıya doğru çakılınca, Venezuela çok ciddi bir ekonomik krizin içine girdi. Çünkü, ihracatının neredeyse tamamını (yüzde 95), kamu gelirlerinin ise yarısını petrolden sağlıyor. En büyük petrol müşterisi ise Birleşik Devletler.
Chavez'in talihsiz varisi: Maduro
Devrimci lider Chavez’in işareti ile yerine gelen Nicolas Maduro ise parti içinde güçlense de asla tam bir kontrol ve saygınlık kazanamadı.
İç siyasette yaşanan rekabet ülkenin kötü idare edilmesiyle Venezuela bir tür iç krize yürüdü. İhracat gelirlerinin yüzde 95'i petrolden gelen ülkede petrol fiyatlarındaki çok hızlı düşüşü ve doğal olarak yaşanan ekonomik kriz başka sorunları beraberinde getirdi. Enflasyon arttı. Yolsuzluklar daha çok öne çıkmaya başladı.
“Otobüs şoförü” diye küçümsenen Maduro, Chavez’e çok yakındı fakat asla ne entelektüel bakımdan ne de saygınlık anlamında Chavez gibi olamadı.
Venezuela’ya dışarıdan destek veren İran, Rusya ve Çin gibi aktörlerin Maduro ile ilişkileri hiçbir zaman Chavez ile olduğu düzeye ulaşmadı. Böylece Venezuela’nın dış desteği azaldı.
2015 yılında yapılan parlamento seçimlerinde muhalefet meclis çoğunluğunu ele geçirdi. Muhalefetin kontrolündeki parlamento yönetimde söz hakkı istedi. 2017 yılında Maduro’nun ciddi seçim kaybına rağmen halen gücünden bir şey kaybetmemesi üzerine muhalefet, halkı sokağa çağırdı.
Kongre yetkileri alındı, muhalefet halkı ayaklandırdı
Venezuela Yüksek Mahkemesi, 31 Mart'taki kararıyla mahkemenin önceki kararlarına riayet etmediği gerekçesiyle Kongrenin yetkilerini üzerine aldı. Bunun üzerine muhalafet, bu kararın kuvvetler ayrılığına zarar verdiğini ve ülkeyi Maduro'nun tek adam yönetimine yaklaştırdığını öne sürdü ve halkı sokağa çağırdı.
Hükümete karşı nisan ayında başlayan protesto gösterilerinde 15 kişi yaşamını yitirdi, bin 500 kişi yaralandı. Maduro, protestolara katılan aşırı sağcı radikallerin suç çeteleriyle iş birliği içinde şiddeti körüklediğini savunuyor.
1 Mayıs'ta Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ülkeyi ekonomik ve siyasi krizden çıkaracak tek yolun anayasanın yeniden yazılması olduğunu belirterek 30 Temmuz'da özel meclis temsilcilerinin belirlenmesi için seçime gidileceğini açıkladı.Venezuela Başsavcısı Luisa Ortega Diaz, Yüksek Mahkemede yaptığı açıklamada, Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun başlattığı anayasanın yeniden yazılması sürecinin yasa dışı olduğunu savundu. Diaz, Maduro'nun, mayıs ayı başında imzaladığı ve anayasanın yeniden yazılması için bir halk meclisinin toplanmasını içeren kararnameyi kabul etmeyeceğini duyurmuştu ancak Devlet Başkanı Maduro, anayasanın yeniden yazılma sürecinin devam edeceğini bildirmişti.
Kurucu Meclis Seçimleri ne anlama geliyor?
Venezuela’da uzun süredir devam eden şiddetli gösterilerin ve ülkedeki sert atmosferin gölgesinde yapılan Kurucu Meclis Seçimleri 30 Temmuz 2017’de gerçekleştirildi. Şiddet yanlısı söylemini kullanan muhalefet, seçim sonuçlarını tanımayacağını açıklarken, seçime katılım yüzde 41 oranındaydı. Seçim sonrası zaferini yineleyen Devlet Başkanı Maduro, “Devrimin 18 yıllık tarihinde en yüksek katılım gerçekleşti” ifadelerini kullandı.
Kısaca Kurucu Meclis Seçimleri
Venezuela’da Kurucu Meclis, “Anayasayı yeniden yazma” yetkisine sahip olan Meclis anlamına geliyor. Ve yapılan bu seçimde Meclis’in üyeleri yeniden belirlendi. 8 milyonu aşkın seçmenin katıldığı seçimlerde Maduro’nun zaferi pekişti ve halkın muhalefetin çağrılarına rağmen Maduro ve iktidarından uzaklaşmadığı görüldü.
Polis Akademizi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Özkan, Kurucu Meclis Seçimlerini şu sözlerle değerlendirmişti;
- “2017 yılında Maduro’nun ciddi seçim kaybına rağmen halen gücünden bir şey kaybetmemesi muhalefeti, insanları sokağa dökerek sonuç almaya yönelik bir politikaya sevk etti. Onlarca insanın öldüğü gösteriler beklenenin aksine Venezuela halkını muhalefete yaklaştırmadı. Aksine muhalefetin şiddet yanlısı olduğu ve ülkede varılacak bir çözümü değil, kendi çıkarını düşündüğü fikrine sevk etti. İşte tam da bu ortamda kurucu meclis için seçime gidilen Venezuela’da Maduro’nun istediği şekilde seçimi iktidar partisi sorunsuz bir şekilde kazandı.”
ABD: Tanımıyoruz!
Venezuela’daki Kurucu Meclis Seçimleri, Latin Amerika ve Karayip ülkeleri tarafından desteklenirken, ABD, seçim sonuçlarını kesinlikle tanımayacağını açıkladı. Maduro, zafer konuşmasında Latin Amerika ve Karayip ülkelerine teşekkürünü sunarken, ABD’nin tanımamasına ilişkin, “Trump'ın ne dediği umurumuzda değil, halkımızın ne dediği umurumuzda" diye konuştu.
"Seçimler Latin Amerika'nın gelecek bağımsız yıllarını başlatıyor" diyen Maduro "Latin Amerika yeni bir direniş dalgasına başlayacak" diyerek değişimin sinyallerini verdi.
Maduro, bu konuşmasında muhalefete 'şiddeti terk etmeleri ve siyasete dönmeleri' çağrısında da bulundu.
ABD Dışişleri Sözcüsü Heather Nauert yaptığı açıklamada Kurucu Meclis'in 'Venezüella halkının kendi kaderini tayin etme hakkının altını oyduğunu' savundu. Nauert, ABD'nin Maduro hükümetine karşı 'sert ve hızlı' yeni yaptırımları hayata geçireceği tehdidinde de bulundu.
Ve darbe sesleri... Başarısız bir girişim
Venezuela’da sokaklarda durum kızışmışken, muhaliflerin ve bazı ülkelerin Kurucu Meclis Seçimlerinin sonuçlarını tanımayacağını açıklaması ve CIA’in Veneuzela’da darbe itirafından kısa bir süre sonra 6 Ağustos gecesi ülkede bir grup darbeci tarafından bir başarısız bir kalkışma düzenlendi.
Venezela’nın üçüncü büyük şehri Valencia’da Paramacay üssünde kendisini Yüzbaşı Juan Caguaripano olarak tanıtan bir kişi ile beraberindeki silah ve askeri üniformalı 15 kişi darbe bildirilerini andıran bir metin okudu. Maduro yönetimine tehditler yöneltilen açıklamaların sosyal medyada yayılmasının ardından hükümet yanlısı güçler devreye girerek darbecileri gözaltına aldı. Girişim sonrası ordu komutanı da yaptığı açıklamada ‘tek yumrukla’ karşılık verildiğini belirterek, Venezuela hükümetinin yanında yer aldığını vurguladı.
- ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü Michael Pompeo, Venezuela hükümetini devirmek üzere çalıştıklarını ‘üstü kapalı’ olarak itiraf etmişti. Aspen Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunda konuşan Pompeo, Venezuela’daki hükümeti devirmek için bölgedeki iki ülkeyle (Meksika ve Kolombiya) ile işbirliği yaptıklarını da söylemişti.
İşin özü; Venezuela’da ciddi bir krizle karşı karşıya. Nasıl sonuçlanacağına dair farklı teoriler ortaya atılıyor. Ancak, bölgenin fotoğrafını tüm detaylarıyla inceleyen uzmanlara göre, Venezuela’da asker hala çok güçlü. Eğer bu süreçten net bir sonuç çıkmaz ise, askerin yeni bir kalkışmaya girişebileceği ihtimali çok uzak görünmüyor.