|

Almanya’nın darbecileri ne istiyor

Almanya’da barış anlaşması imzalanmadığını gerekçe göstererek İkinci Dünya Savaşı’nın devam ettiğine ve Alman devletinin işgal altında olduğuna inanan ‘İmparatorluk Vatandaşları’, komplo teorilerine inanan antisemit ve demokrasi düşmanı üyelerden oluşuyor. Örgüt üyeleri, Alman devletinin 1871 yılı sınırlarına geri dönmesini talep ediyor ve Alman İmparatorluğu’nu son yasal Alman devleti olarak tanıyor.

04:00 - 23/12/2022 Cuma
Güncelleme: 03:32 - 23/12/2022 Cuma
Yeni Şafak
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
Asiye Bilgin Yıldız / Avrupa Birliği Uzmanı

Eyalet sistemi ve koalisyonlarla yönetilen müzakereler ülkesinde birilerinin çıkıp darbe girişiminde bulunması ahmakça gelebilir. Winston Churchill Almanlarla ilgili ‘zekâlarına ve cesaretlerine rağmen her zaman güce taparlar’ tespitini yaparken ne kadar doğru söylediği okuyucunun takdiridir fakat 7 Aralık’ta ortaya çıkan darbe girişimi detayları, darbe planlayanların cesaretinde eksiklik olmadığını gösteriyor.

11 eyalette düzenlenen “Schatten” (gölge) operasyonunda görev alan 3 bin polis memuru, 23 ‘Reichsbürger’ (İmparatorluk Vatandaşı) örgüt üyesini tutukladı. 150 noktaya yapılan operasyonda çok sayıda örgüt dokümanı, darbe planı, infaz listesi, silah ve mühimmat ele geçirildi.

Federal Başsavcılık, kendini ‘İmparatorluk Vatandaşı’ olarak tanımlayan toplam 54 örgüt üyesinin 2021’den bu yana takip edildiğini bildirdi. Savcılığın elinde bulunan delillere göre Almanya’nın anayasal düzenini yıkmak ve Alman İmparatorluğu’nu yeniden inşa etmek suçu ile yargılanan darbeciler, Federal Parlamento’ya silahlı baskın düzenleyerek kontrolü ele almayı hedefliyordu. Trump taraftarlarının Beyaz Saray baskınına öykünen darbecilerin benzer bir ilkel görüntüyü vermek istediklerine şüphe yok.

Federal Almanya’nın ilk şansölyesi Hristiyan demokrat Konrad Adenauer’in 1957 seçimlerinde “Keine Experimente” (Deney Yok) diyerek tarihin en yüksek oyunu (yüzde 53) aldığı ülkede birilerinin en büyük deney olan darbe kalkışmasını göze alması da ayrı bir ironi. Zira Almanların macerayı sevmeyen, istikrardan yana bir toplum olduğu sıkça dile getirilir.

7 Aralık operasyonunda tutuklananlar arasında Almanya için Alternatif (AfD) Partisi eski milletvekili bir hâkim, Alman soylularından prens Heinrich XIII. Reuß ve Federal Ordu Elit Birliği (KSK) kurucularından emekli Albay Maximilian Eder de bulunmakta.

HEDEF 1871 SINIRLARINA DÖNMEK

Soylu iş adamı, siyasetçi, aşırı sağ örgüt üyesi, ‘Querdenker’ olarak adlandırılan aşı ve hükümetin önlemlerine karşı olanlar ile Almanya’nın güvenlik kurumlarında çalışan silahlı kişilerden oluşan darbeciler, çok yönlü ilişkilere sahip. Örgüt içerisinde terör saldırısı düzenleme bilgi ve tecrübesine sahip özel eğitimli asker ve polislerin bulunması, ‘Gölge’ operasyonunun Alman kamuoyu için önemini artırıyor.

Alman iç istihbarat örgütü (Verfassungschutz) 2022 raporuna göre Almanya’da 23 bin ‘İmparatorluk Vatandaşı’ bulunuyor. Öte yandan örgütün teşkilatlandığı sosyal medya platformu Telegram’da örgütün 60 bin üyesi olduğu biliniyor. Heterojen olan ve farklı aşırı sağ örgüt üyelerinden oluşan ‘İmparatorluk Vatandaşları’ bağımsız küçük ırkçı gruplardan oluşan yeni dönem ırkçılık yapılanmasını temsil ediyor. İlk 1980’lerde kendinden söz ettiren ‘İmparatorluk Vatandaşı Hareketi’, 19 Ekim 2016’da gerçekleştirilen bir baskın sayesinde Alman kamuoyundaki tanınırlığını artırdı. Evinde çok sayıda silah bulundurduğu gerekçesi ile baskın düzenlenen örgüt üyesinin polislere ateş açması, bir polisin hayatını kaybetmesi ve çok sayıda polisin yaralanmasına yol açtı.

Almanya’da barış anlaşması imzalanmadığını gerekçe göstererek İkinci Dünya Savaşı’nın devam ettiğine ve Alman devletinin işgal altında olduğuna inanan ‘İmparatorluk Vatandaşları’, komplo teorilerine inanan antisemit ve demokrasi düşmanı üyelerden oluşuyor. Örgüt üyeleri, Alman devletinin 1871 yılı sınırlarına geri dönmesini talep ediyor ve Alman İmparatorluğu’nu son yasal Alman devleti olarak tanıyor.

Almanya’daki ırkçı hareket, 1949’da Sosyalist İmparatorluk Partisi SRP, 1964’ten sonra Almanya Nasyonal Demokrat Parti NPD veya günümüzde Almanya’nın Alternatifi Partisi AfD gibi siyasi partiler çatısı altında teşkilatlanmayı tercih etti. Öte yandan siyasi partilerde ve aşırı sağ çatı kuruluşlarında aktif olmayan ‘İmparatorluk Vatandaşları’ gibi bağımsız birçok nasyonal sosyalist ufak çeteler kuruldu.

ALMANLAR SOL ELİYLE YAZAR, SAĞ ELİYLE YAPAR

Ordu ve polis teşkilatı başta olmak üzere devlet kurumlarına sızan aşırı sağcılar, Weimar Cumhuriyeti döneminin en önemli gazeteci ve yazarlarından Kurt Tucholsky’nin “Almanya anatomik bir tuhaflıktır: sol eliyle yazar, sağ eliyle yapar” sözünü hatırlatıyor. Son yıllarda neredeyse tüm siyasi partiler tarafından benimsenen aşırı sağ siyasi söylemler, devlet güvenlik kurumları içerisindeki aşırı sağ yapılanmalar Tucholsky’nin bu tespitini doğrular nitelikte.

Nitekim Almanya’daki ırkçıların Anayasayı Koruma Teşkilatı üzerinden devletin güvenlik kurumları ile kurduğu şaibeli ilişki, NSU sürecinden bu yana kamuoyunun gündeminde. NSU avukatlarından Seda Başay Yıldız’a NSU 2.0 imzasıyla gelen tehdit mektuplarında bulunan özel bilgilerin Frankfurt Polis Teşkilatı bilgisayarlarından elde edildiği bilgisi paylaşıldığından bu yana, polis ve askeriye içerisindeki aşırı sağ yapılar sıkça tartışılıyor.

Alman ordusunda kaybolan yüzlerce silah ve mühimmat ise dikkatlerin ordu içerisindeki ırkçı yapılara çevrilmesine yol açıyor. Federal Savunma Bakanlığı’na göre 2015’ten bu yana 791 kez kışlalara izinsiz girildi, hırsızlık vakası gerçekleşti veya hırsızlara suçüstü yapıldı. Alman ordusunun envanterinden ne kadar silah çalındığı ‘askeri güvenlik’ gerekçesi ile kamuoyu ile paylaşılmıyor. Hâlbuki geçmişte Alman ordusunun elit birliklerinden olan Özel Kuvvetler Komutanlığı (KSK) mensubu bir askerin özel mülkünde orduya ait binlerce mermi, silah ve patlayıcı bulunmuş, dönemin savunma bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer’in talimatıyla askerin mensup olduğu elit birlik feshedilmişti. 2021’de ordu içerisinde 1500 askere yönelik ırkçılık şüphesiyle soruşturma açıldı.

İmparatorluk Vatandaşı örgütüne yönelik yürütülen darbe operasyonunda elde edilen silah ve çok sayıda mühimmatın Alman ordusu envanterinden olduğu açıklanmasına rağmen kamuoyu ile daha fazla detay paylaşılmadı.

“GÖLGE” OPERASYONUNDA GÖLGEDE KALAN GERÇEKLER

Almanya çapında yürütülen operasyona yönelik çok sayıda eleştiri dile getirildi. Operasyonun basında geniş yer bulması ve operasyon öncesinde detayların medya ile paylaşılması bir kesimde şüphe uyandırdı. Sol Parti Milletvekili Martina Renner’e göre böylesi ciddi ve büyük operasyonun medya ile paylaşılması güvenlik riski oluşturabilecek ve soruşturmayı tehlikeye sokabilecek bir hata. Eleştirenlerin birçoğu, İmparatorluk Vatandaşı üyelerinin önceden uyarılması tehlikesine dikkat çekiyor.

Hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit, İmparatorluk Vatandaşları örgütünün demokratik hukuk devletini ortadan kaldırmayı planlayan bir örgüt olarak son derece tehlikeli olduğuna dikkat çekti. Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, hukuk devletinin tüm araçlarını kullanarak darbecilere yönelik sert tutumlarını sürdüreceklerini vurguladı. Öte yandan eski Federal İçişleri Bakanı Otto Schily örgütün devlet için gerçek bir darbe tehdidi oluşturmadığını ifade etti. Aşırı sağ gruplar, hükümetin darbe iddiaları üzerinden AfD üzerindeki baskıyı artırdığını ve ifade özgürlüğünü kısıtladığını iddia ediyor.

RUS SEMPATİSİ DİKKAT ÇEKİYOR

Almanya’nın en büyük eyaleti KRV’nın iç istihbarat örgütü başkanı Jürgen Kayser, İmparatorluk Vatandaşları arasındaki Rus sempatisine dikkat çekerken, örgüt üyelerinin Putin’i kurban olarak gördüğünü ifade ediyor. Kayser’e göre Putin’in komplo teorileri, örgüt içerisinde geniş destek buluyor. Rusya’nın Alman toplumunu istikrarsızlaştırmak istediğini ifade eden istihbarat başkanı, yeni aşırı sağ örgütlerin ulus aşırı teşkilatlanmasına dikkat çekerek, terör örgütlerinin yabancı ülkeler tarafından araçsallaştırılma riskinin farkında olduklarını gösteriyor. Küreselleşme ve sistem karşıtı ırkçı yapıların Trump ve Putin gibi liderleri desteklemesi çelişkili gibi dursa da, ideolojik olarak bir bütünün parçalarını oluşturuyor. Kendini azınlıkta gören ve liberal demokrasinin ve çoğulculuğun “Almanya’yı yok ettiğine” inananlar otokratik bir sistem özlemi çekiyor.

#Almanya
#Nazi
#İmparatorluk
#Darbe
1 yıl önce