Onlarca yıldır devleti bir ağ gibi saran paralel örgütün çok sayıda soruşturmayı kumpasa çevirdiği artık deşifre oldu. 236 sanıklı 'Balyoz' davasının sanıkları, Anayasa Mahkemesi'nin 'hak ihlali' kararının ardından beraat etti. 'Bülent Arınç'a suikast' iddiasıyla Genelkurmay'ın Kozmik Oda'sına girilme nedeninin de aslında 'çok gizli sırların ele geçirilmesi' olduğu anlaşıldı. 2009 yılında başlayan soruşturma 6 yıl sonra takipsizlikle sonuçlandı. KPSS'de sınav sorularının çalınmasıyla yüzbinlerce kişinin hakkının yenildiğini de kamuoyu ancak soruşturma savcısının değişmesiyle öğrenebildi. Tüm bu önemli dosyalarda gerçekleri hasıraltı eden, davaları amacından saptıran, delillerin üzerine kasten gitmeyen, devlette önünü kesmek istediği kişiye kumpas kuran paralel örgüte belki de en büyük darbeyi yakında HSYK indirecek. Soruşturmada görev alan ve birçok usûlsüzlüğe imza atan hakim-savcılar tek tek soruşturuluyor.
Yargı ve emniyet teşkilatını adeta 'ele geçiren' paralel yapının en önemli hedeflerinden biri, Türk Silahlı Kuvvetleri'ydi (TSK). Orduyu tasfiye planları yapan örgüt, 'Balyoz' ve 'Askeri Casusluk' gibi soruşturmalarda çok sayıda sahte dijital delillerle TSK'da tasfiye harekatına girişti. O dönem bir yandan algı operasyonu yürüten yapı, bir yandan da orduda kendi mensupları için yer açıyordu. Yüzlerce askerin cezaevine gönderildiği bu davalarda gerçekler, hakim ve savcıların değişmesiyle ortaya çıktı. Davaların en önemli delilleri olarak gösterilen CD ve harddisklerin içindeki bilgilerin paralel örgütün lehine olacak şekilde hazırlandığı, bilirkişilerin bu şekilde rapor düzenledikleri, davaya konu delillerin de çoğunlukla paralel yapıya bağlı polislerce yerleştirildiği anlaşıldı.
2010 KPSS ile ilgili kopya iddilarının kamuoyuna yansımasının ardından Yalvaç Başsavcılığı soruşturma başlattı. Ancak ÖSYM'nin Ankara'da olması nedeniyle dosya Ankara'ya getirildi. Şadan Sakınan'a tevdi edilen dosya ile ilgili 4 yıl boyunca bir arpa boyu kadar bile yol alınamadı. Soruşturma savcısının değişmesiyle, dosyanın sümenaltı edilmeye çalışıldığı, soruşturmanın en önemli delili olan kitapçıkların imha edildiği, Adalet Bakanlığı'nın da yanıltıldığı ortaya çıktı.
Büyükşehirlerdeki ticaret mahkemelerinde de kadrolaşan paralel yapının oyunları da açığa çıktı. Örgütün, hukuku alet ederek işadamlarını kıskaca alıp, bu yolla sermayeyi kontrol altında tutmaya çalıştığı belirlendi. Ticaret mahkemelerinde kadrolaşan
ve paralel oyuna hukuku alet
eden yargı üyeleriyle ilgili de harekete geçildi.
Kamuoyunun yakından takip ettiği ve yüzlerce kişinin mağdur olduğu soruşturma ve davalarla ilgili eski HSYK'ya şikayet yağmuru yağdı. Ancak HSYK'yı da ele geçiren paralel yapı, sözkonusu şikayetleri Teftiş Kurulu aracılığıyla örtbas etti. 12 Ekim'de üyeleri seçimle belirlenen yeni HSYK'da paralel vesayet son buldu. HSYK örtbas edilen o şikayetleri raftan indirerek aslî görevini yapmaya başladı. Hukuku suistimal ederek yargıya olan güvenin zedelenmesine neden olan kumpasçı hakim ve savcılar için harekete geçen HSYK, bazı yargı mensuplarını açığa aldı, bazıları hakkında ise inceleme-soruşturma kararları verdi. İddiaları tek tek inceleyen Kurul, kumpasa karışan hakim ve savcılara ilişkin kararları önümüzdeki günlerde ardı ardına açıklayacak.
Haklarında birçok iddia bulunan ve HSYK tarafından incelenen-soruşturulan hakim ve savcılar, bir dönem baktıkları dosyalarla birlikte şu şekilde:
(Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi başkan ve üyeleri)
Hasan Hüseyin Özöse, Sedat Sami Haşıloğlu, Hüsnü Çalmuk, Nihat Topal, Ercan Fırat.
(Dönemin savcıları)
Zekeriya Öz ile Fikret Seçen, Mehmet Murat Yönder, Ercan Şafak, Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkın, Murat Dalkuş.
(Balyoz davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi başkan ve üyeleri)
Ömer Diken, Ali Efendi Peksak, Murat Üründü, Aytekin Özanlı.
(Dönemin savcıları)
Bilal Bayraktar, Mehmet Berk, Ali Haydar ve Mehmet Ergül.
*ASKERİ CASUSLUK
Mahkeme Başkanı Atilla Rahman ve Savcı Zafer Kılınç.
*MİT TIR'LARINA BASKIN
Savcılar Süleyman Bağrıyanık, Ahmet Karaca, Aziz Takçı, Özcan Şişman ve Yaşar Kavalcıklıoğlu.
*KOZMİK ODA
Hakim Kadir Kayan ve Savcı Mustafa Bilgili
* KPSS
Savcı Şadan Sakınan
*KURTOĞLU DAVASI
(Albay Hüseyin Kurtoğlu'na kumpas)
Hakim Ahmet Türkeri, Savcı Mehmet Kurt.
Önünde hedef olarak gördüklerine her türlü kumpası kurmaktan çekinmeyen paralel yapı, İstanbul İl Jandarma eski Komutanı Kıdemli Albay Hüseyin Kurtoğlu'nun önünü de davalarla kesti. Kurtoğlu hakkında bir mahkumun cenaze izninde evi yerine cezaevinde konaklaması üzerine 'hürriyeti tahdit' iddiasıyla dava açıldı. Kurtoğlu 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay 14. Ceza Dairesi de Kurtoğlu hakkında yerel mahkemenin mahkumiyet kararını önce onadı, Yargıtay Başsavcılığı'nın itirazının ardından ise bozdu. Kurtoğlu, hakkındaki dava nedeniyle generalliğe yükselemedi. Kurtoğlu'nun yerine Tuğgeneralliğe yükselen isim ise Hamza Celepoğlu. Celepoğlu'nun adı, 19 Ocak 2014'te MİT TIR'larının Adana'da durdurulması olayında geçmişti.
