|

Bir kitap yazdım yayınevi arıyorum

Günümüzde belki de yazmaktan daha zor olan eserin basılması. Bir yazar kitabını okura ulaştırmak için nasıl bir yol izlemeli, yayınevlerinden olumlu dönüş almak için ne yapmalı? Kitabını bastırmak isteyenlerin en çok merak ettiği soruları yayınevi editörleri cevaplıyor.

Seray Şahinler Demir
04:00 - 15/12/2020 Salı
Güncelleme: 22:30 - 15/12/2020 Salı
Yeni Şafak
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM

Bir kitap yazdım yayınlar mısınız? Kitabımı hangi yayınevi yayınlar? Hangi yayınevi ne tür kitaplar basıyor? Dosyamı size nasıl gönderebilirim? Kitap yazan, içerik üreten herkesin her daim gündeminde olan ve gündeme göre şekillense cevapları asla değişmeyen sorular… Bu sorunun yanıtındaki kilit rol ise editörlerde! Bir şeyler karalayan, derli toplu kusursuz bir kitap yazan herkesin en hayati ihtiyacı ise doğru yayınevi ve doğru editör. Zira kitapların şekillenmesinde ve yayına en doğru şekilde aktarılmasında editörlerin rolü çok büyük. Matbaaya giden yolun en önemli aktörlerinden olan editörler her kitabı kendi iç dinamiklerine, hitap ettiği okura göre değerlendiriyor.

Peki yayınevine kitap dosyası nasıl gönderilir, doğru yayınevi doğru editör doğru yazar nasıl buluşur? Editörler gelen metinde nelere dikkat ediyor? Öncelik doğru yayınevinin tercihi, metnin içeriği ve dili... Yeni Şafak Kitap’a konuşan editörlerin aktardığına göre yazılan kitaba uygun yayın yapan yayınevleri tercih edilmeli. Şiir kitabı basmak istiyorsanız bunu sadece fikir kitabı basan bir yayınevine göndermeniz doğru bir seçenek değil. Yahut bir tiyatro metni kaleme aldıysanız, bu alanda çalışan yerleri seçmeniz gerekiyor. Romanın yayınevi kotası ise biraz daha geniş…


Peki doğru yayınevini buldunuz, dosyanız kabul edildi… Sırada ne var? Kitabınız doğru yerle buluştuktan sonra editörle ilişkiniz başlıyor. Bu süreçte editör yazarı yönlendiriyor ve doğru dili yakalamak için hummalı çalışma başlıyor. En karmaşık metinlerden bir cevher çıkabilirken, en derli toplu dahi yazı kimi zaman müdahale istiyor. Editörler sadece yeni yazarların değil, bugün edebiyatın çok satan kalemlerinin, usta hatta ödüllü pek çok yazarın eserine yön veriyor. Velhasıl yazar editörsüz, editör yazarsız olmuyor! Yeni Şafak Kitap olarak, yayıncılığın değişen dinamiklerine göre bir kitabın yazımdan basıma uzanan yolculuğunu editörlerden dinledik…


Ketebe Yayınları – İslam Dalp: Tecrübeli editör eseri kavrar

Her yayınevine çok sayıda dosya gelir. Büyük bir kısmı dosya kabul maili üzerinden, yayınevinin belirlediği standartlara göre gelen doğrudan başvurulardır. Bunlarda biçim şartı önemlidir. Dosyanın Word dokümanı olarak gönderilmesi, belirli punto büyüklükleri kullanılarak yazılmış olması vs. önemlidir. Ayrıca bizim gibi bazı yayınevlerinin dosya ile birlikte göndermesini istediği başvuru formu olabilir: Burada yazar adayına eserinin içeriği, özeti, hangi kitleye hitap ettiği veya yazdığı eserin muadilleri veya rakiplerinin hangileri olduğu, eserini hazırlarken hangi kaynakları elinin altında bulundurduğu gibi sorular yöneltilir. Bu başvuru formunda verilen cevaplardan çok kendisini nasıl anlattığı, sunduğu önemlidir yazar adayının. Tecrübeli bir editör, başvuru formuna baktığında eserin ne ölçüde dikkatle hazırlandığını fark edebilir.

Yazar adaylarının veya yazarların dosyalarını ilettikleri yayınevini tanımaları da önemlidir. Dizilerini takip etmedikleri, içeriklerine göz atmadıkları yayınevlerine duygusal yakınlıkları sebebiyle dosya gönderen çok kişi oluyor. İçerikleri iyi olsa da yayınevinin o zaman dilimindeki arayışı ile örtüşmediğinde olumsuz cevapla dönülen çok sayıda dosya olabiliyor. Dergilerin daha fazla başına gelir bu mesele, hiç şiir yayımlamadıkları halde yüzlerce şiir gelir mail kutularına. Bizde de benzer durumlar söz konusu olabiliyor.

Buraya kadarki süreç sorunsuz işlediyse gerisi daha rutin bir akışı takip ediyor. Dosya kabulü, yayın asistanı tarafından yapılıyor. Kaydedilen dosyalar, alanlarına göre editörlere dağıtılıyor. Bu ilk eleme süreci. Bu aşamayı geçen dosyalar, editörler tarafından bir tür dizi editörü gibi çalışan yönetici editörlere iletiliyor çeşitli notlarla birlikte, bazı zamanlar ihtiyaca göre hayli uzun raporlar eşlik edebiliyor bu yönlendirmeye. Buradan da olumlu bir karar çıkarsa başvuru dosyası, yayın kuruluna çıkartılıyor. Yayın kurulunda editörlere ek olarak pazarlama ve satış bölümündeki ekip arkadaşları da bulunuyor ve kanaatlerini bildiriyorlar. Nihai karar buradan çıkıyor. Bu süreç 3-6 ay arasında bir vakit alabiliyor.


İz Yayıncılık – Ayşegül Özdoğan: Fikir alışverişi önemli

Editör ile yazar arasındaki iletişim, editörün kitap seçimindeki tutumu, yayınevinin çizgisi doğrultusunda alacağı kararlar kitapların basılmadan evvel geçirdiği en mühim süreci temsil ediyor. Bu noktada hem eserlerini bir yayınevine göndermek isteyen kişilerin hem de yayınevindeki süreçlerin nasıl ilerlediğini merak edenlerin, yanıtını bulmak istediği birtakım sorular ortaya çıkıyor.

Öncelikle kitap dosyası göndermek isteyen kişilerden yayınevi olarak talep ettiğimiz bazı şeyler var. Dosyanın bir özetini, kişinin kendisini tanıtacak bir özgeçmişini ve dosyanın tamamlanmış hâlini bize mail olarak göndermelerini bekliyoruz. Bunun için kullandığımız tek bir mail adresi var ve bu mail adresinden başka bir yerde dosya kabul etmiyoruz. Buna, yayınevine eser gönderirken dikkat edilmesi gereken birinci aşama diyebiliriz belki de. Fakat bu aşamadan sonra, genellikle kişisel hayatımda da karşılaştığım en yaygın soru, “Bir çalışmam var, sizin yayınevinize gönderebilir miyim?” veya da “Bir tanıdığım ne zamandır bir dosya üzerinde çalışıyor, size göndersek ilgilenir misiniz?” şeklinde oluyor. Bu sorunun yanıtı aslında oldukça mühim bir konuya getiriyor bizi. Kişinin eseri, göndermek istediği yayınevinin çizgisiyle uyuşuyor mu? Eserini bir yayınevine göndermek isteyen kişilerin, gönderecekleri yayınevini araştırmaları, yayın çizgileri hakkında genel bir bilgiye sahip olmaları doğru bir yol olacaktır.

Bu yoldaki bir diğer aşama, editörün gelen dosyalar konusunda dikkat edeceği hususlardır. Burada iki ayrı merhaleden bahsedebiliriz. Birincisi; her yayınevinin belli başlı bir çizgisi, kabul edebileceği veya edemeyeceği dosyalar vardır. Editör evvela bunun bilincinde olarak dosyaları inceler ve uygun gördükleri üzerinde ayrıntılı bir inceleme yapar. İkinci merhale, gelen dosyanın kendi alanındaki durum değerlendirmesiyle ilgilidir. Bir edebiyat eseriyle bir akademik çalışma kendi alanlarındaki durumları bakımından değerlendirilir ve bu değerlendirmenin bir neticesi olarak basılıp basılmayacağı konusunda karara varılır. Dosyanın kitap olarak basılmasına karar verildikten sonraki aşamada, eserin daha iyi hâle gelmesi için editörün çizeceği bir yol oluşur. Bu yol, yazarla editörün birebir temasta olduğu, karşılıklı olarak fikir alışverişinin yapıldığı, gerekli tashih ve redaksiyonların işlenmesinin ardından hem yazarın hem editörün ortak bir noktada eseri tamamladıkları, biraz emek isteyen, fakat oldukça heyecanlı bir yoldur. Yazarın yayınevi tercihi eserinin niteliğine göre şekillenmeli, editörün çalıştığı yayınevi kendi kişisel ilgi alanları veya nitelikleriyle uyuşmalı ve yayınevi hem editörünü hem de arşivine dahil edeceği dosyaları seçerken titiz davranmalıdır. Bu üçünün ortak bir sahada buluşup uyumu sağlaması, yayınevinin de editörün de yazarın da başarısını olumlu yönde etkileyecektir.


Dergah Yayınları – Sinem Torun Kara: Önce metinle iletişim sonra içerik

Her yayınevi hikâyesini yaşarken kendine ait kokusu, dokusu, karakteri oluşuyor. Yazarlar kendilerine yakın buldukları, okuma ve çalışma pratiklerine uygun gördükleri yayınevlerini seçiyorlar. Bazen yayınevinin mizacına ya da yayın yaptığı konulara uygun olmayan dosyaların gönderilmesiyle bazı yol kazaları olabiliyor. Böyle durumlarda editör veya yayınevi, yazarı kendi dokusuna uygun mecralara, yönlendirmeye çalışıyor.

Dosyalar birkaç yolla geliyor elimize. Biz daha çok araştırma-inceleme türünde yayın yaptığımız için, birlikte çalıştığımız hocalarımızın çalışmaları veya onların çevresindeki kişilerin çalışmaları, yine hocalar aracılığıyla bize ulaşıyor. Tabii bu ağın dışından da dosya geldiği oluyor. Bir de Dergâh Dergisi etrafında gelişen, Ali Ayçil vasıtasıyla gelen çağdaş metinler oluyor. Şunu belirtmek gerek, dosya bize ne şekilde gelirse gelsin kenarda kalmıyor. Metinler doğrudan editöre değil, yayınevi mailine gönderilse de ilgili editörlere iletiliyor. Bir dosyaya bakarken önce metnin ne yapmak istediğini anlamaya, bütününü kavramaya çalışırım. Metinle nasıl iletişim kurmam gerektiğini, nasıl muamele görmek istediğini az çok anladıktan sonra içeriğe geçerim. Önümdeki bir akademik yayınsa neyi ne kadar özgün şekilde söylediği, yeni ne söylediği, bütünlüklü olup olmadığı, yapmayı vadettiği şeyleri yerine getirip getiremediği, akademik dile hakimiyeti gibi meseleler önemlidir. Çağdaş edebiyat metinlerinde ise yazının zekâsı, dili dozunda bırakması, metnin başka metinlerle, disiplinlerle girdiği diyalog, bu diyaloğun metnin önüne geçme derecesi gibi pek çok belirleyen oluyor. Aslında her kitabın değerlendirilmesi de, onaylandıktan sonraki süreci de başka başkadır. Her kitabı kendi iç dinamiklerine, hitap ettiği muhayyel okura göre değerlendiririz. Metinlerin de karakteri var, çatlatıp kırmadan, tutarlı ve temiz hâle getirmeye çalışıyoruz.


Profil Kitap – Merve Kar: Metnin işi hiç bitmez

Eğer Profil Kitap’ın yazarlarından biri olmak istiyorsanız kitap çıkarma serüveninizi başlatmak için doğrudan editörlerin mail adreslerine veya bilgi@profilkitap.com adresine (nitekim bu adrese gelenler de editörlere yönlendiriliyor) dosyanızın Word halini yollayabilirsiniz.

Bir yazar adayının, dosyasını göndereceği yayınevini tanıması çok önemli. Yayınevinin ne tür bir yayıncılık yaptığından, -son dönemdeki işleri de dâhil olmak üzere- yayımladığı eserlerden vs. kişinin haberdar olması gerekiyor. Yazar adayları küçük çapta bir araştırmayla bu konuda fikir edinebilir ve böylelikle kendileri için doğru olan yayınevini seçmede daha isabetli kararlar alabilirler.

Bu tarz incelikli bir işte kestirme bir yol yok ne yazık ki. Dosyanın bir yayınevine gönderilmesinin öncesinde ve sonrasında uzun bir süreç ve yapılması gerekenler var. Aynı zamanda yazar adayının bürünmesi gereken ruh halleri de… Örneğin bu kişi çok şüpheci, sabırlı, esnek ve azimli olmalı.

Basılmış bir kitap bile defalarca kez düzenlenebilecek durumdayken, çoğu kişi, kaleme aldığı metne nokta koyduğu an bunu hemen bir yayınevine gönderiyor. Oysa metnin işi hiç bitmez. Elbette bir sınır çekip son hali bu diyebilmek gerek ama bu konuda editörler kendilerine yardımcı olmadan önce yazar adaylarının şüphe duyarak sürekli “En iyi hali bu mu?” sorusunun peşinden gitmesi gerekiyor. Bu yüzden bir editöre teslim etmeden önce ortaya çıkan metnin üzerinden birkaç kez geçmeli. Bu yeniden ele alışlar arasına biraz zaman konulup kişi yazdığı metne yabancılaşırsa daha iyi sonuçlar elde edilecektir.

Bu aşama geçildiğinde ise sabır devreye giriyor. Dosyası hâlihazırda bir editörün mail kutusunda, gözü yaşlı bekleyenler emin olsun ki yayınevlerinin editörleri ciddi bir yoğunluk içinde ve mail kutuları tıka basa dolu yoksa inanın size hemen dönerlerdi.

Acılı bekleyişiniz sona erdiğinde, dosyanızı açan editör, bir insanla karşılaşmış gibi oluyor; edindiği izlenimler var ve onun hikâyesini merak ediyor. İlk izlenimin iyi olması için özenli, temiz bir metnin yollanması oldukça önemli. Dikkat edilenler kitaba göre değişkenlik gösterse de üslup, özgünlük, tutarlılık gibi unsurlar her eser için geçerli kriterler. Özetle editörün okudukları karşısında gözleri ışıldıyorsa size bir kabul mailiyle dönüş yapıyor ve metni işlemeye onunla birlikte devam ediyorsunuz. Bu noktada iki tarafında esneklik göstermesi gerekiyor. Ortak amacın, mümkün olan en iyiye ulaşmak olduğu unutulmamalı…

#Editör
#Yayınevi
#Kitap
3 yıl önce