“Asılsız iddialarla insanımızın duyguları erozyona uğratılmamalı. Gerçeği hak ettiği gibi anlattığınızda en uçuk fantastik hikâyelerden bile daha heyecanlı sahneler ortaya çıkabiliyor. Anadolu’dan, Yedi Güzel Adam’ın şehrinden başlayan hikayemiz daha sonra İstanbul üzerinden Trablusgarp Savaşı, Mustafa Kemal, Enver Paşa ve Ömer Muhtar’ın da olduğu bir macera ile devam ediyor. Romanın kahramanları Osmanlı için yardım toplayan Hindistan Müslümanlarına ulaşıp bu altınları Enver Paşa’ya getirmek amacıyla uzun bir deniz yolculuğuna çıkıyorlar... Nefes kesen maceralar yaşanıyor. Onların yanında, çatışmanın tam ortasında, mermilerden patlayan kayalar, bedenlerden akan kanlar, şehadete giden kararlılıkları günlerce aylarca bende, içimde yaşadı. Roman bittiğinde, Broken Hill sokaklarında yaşayan ruhumun yansıması olan yüzüme alışmam birkaç gün aldı. Yaşanan şiddeti asla sansürlemedim, yumuşatmadım. Bunun onlara haksızlık olacağını düşündüm.”
“Tarihimizi çok iyi bilmeli, kahramanlıkları, fedakârlıkları ve acıları çok iyi öğrenmeliyiz. Büyük bir tarihin evlatları olarak gelecekte yapacağımız çok şey olduğunu bilip asla moralimizi bozmayıp atalarımızın bizimle olduğunu hissetmek zorundayız. Onlara layık olmak istiyorsak çalışmak, öğrenmek ve bilmek zorundayız. Gençlerin kafa karışıklığını giderecek temel fikirler, olayların doğru anlatılmasıyla oluşur. Unutmamak lazım ki, bizler için kafa karışıklığı geçicidir; medeniyetimizin ruhunu içimizde yaşatmak, her attığımız adımda onun sorumluluğunu hissetmek kalıcıdır, kalıcı olmalıdır. Bu iki cesur savaşçıya dair bir kitap yazarken hissettiğim tek şey sorumluluk duygusuydu. Onların bu unutulmaz serüveni hakkında unutulmaz bir eser yazma çabasıydı. Umarım başarılı olmuşumdur, kararı okuyucu verecektir.”