|

Memleketimizi ayağa kaldırmak boynumuzun borcu: Antakya Medeniyetler Korosu 7 can kaybetti

Semavi üç din ve farklı mezhepler ile meslek gruplarına mensup kişilerden oluşan Antakya Medeniyetler Korosu, depremde yedi can kaybetti. Koro Şefi Yılmaz Özfırat da yıkılan evinin enkazından sekiz saat sonra sağ çıkarıldı. “Hatay’ı tekrar ayağa kaldırmak boynumuzun borcu. Memleketimizi ve koromuzu toparlamaya çalışıyoruz” ifadelerini kullanan Antakya Medeniyetler Korosu Şefi Yılmaz Özfırat, bundan sonraki konserlerinde, hayatını kaybeden arkadaşları için Türkiye’nin ve dünyanın farklı noktalarında konser verip depreme dikkat çekeceklerini vurguluyor.

Dilber Dural
04:00 - 26/02/2023 Pazar
Güncelleme: 06:52 - 25/02/2023 Cumartesi
Yeni Şafak
Semavi üç din ve farklı mezhepler ile meslek gruplarına mensup kişilerden oluşan Antakya Medeniyetler Korosu, depremde yedi can kaybetti.
Semavi üç din ve farklı mezhepler ile meslek gruplarına mensup kişilerden oluşan Antakya Medeniyetler Korosu, depremde yedi can kaybetti.

ürkiye’yi 6 Şubat’ta vuran Kahramanmaraş depremlerinin en çok can kaybına yol açtığı illerden biri de Hatay. Geçtiğimiz günlerde de akşam saatlerinde meydana gelen 6.4 ve 5.8 büyüklüğündeki depremlerde de ne yazık ki can kayıpları ve yaralananlar oldu. Büyük felaketten etkilenmeyen kimse kalmadı neredeyse. Semavi üç din ve farklı mezhepler ile meslek gruplarına mensup kişilerden oluşan Antakya Medeniyetler Korosu da depremden etkilenenlerden. 7 üyesini depremde kaybeden koronun şefi ise enkaz altından çıkarıldı.

Yılmaz Özfırat

Hatay’da 2007’de kurulan ve 2008 yılında dernekleşen Antakya Medeniyetler Korosu Türkçe, İngilizce ve Arapça başta olmak üzere çok sayıda dilde eseri seslendirerek medeniyetler arasında “köprü” oluşturuyor. Yaklaşık 200 kişinin görev aldığı koro seslendirdiği ezgileriyle, birlikte yaşama kültürünü anlatıyor, kulağa verdiği mesajlarla da kalbe hitap ediyor. Okudukları farklı kültürlere ait ilahiler ve türkülerle Türkiye medeniyetini yansıtan bir ayna görevi görüyor adeta. Etnik ön yargıların aşılmasında büyük rolü olan müziği en iyi şekilde kullanarak, insanların önce kalbine dokunan, hissettiren koro kurulduğu günden bugüne büyük bir tutkuyla yoluna devam ediyor. Üç semavi dinin kültürüne ait hisleri, duygusal hayatın güçlü bir aracı olan müzikle ifade etmede etkili olan Medeniyetler Korosu insanlar arasında “Ben” değil “Biz” duygusunun hâkim olmasına da etkili oluyor. 14 dilde şarkılar ve ilahiler seslendiren ve bugüne kadar dünyada bin 500’den fazla konser vermiş olan koro, aynı zamanda 2012 yılında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmiş, 2019 yılında ise Türkiye ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü’ne layık görülmüştü. Yılmaz Özfırat’ın şefliğini yaptığı Antakya Medeniyetler Korosu’nun 7 üyesi depremde hayatını kaybetti. Koroda yer alan Mehmet Özdemir, Gizem Doğru, Fatma Çevik, Pınar Aksoy, Ahmet Fehmi Ayaz, Müge Mimaroğlu (eşi ve iki yaşındaki oğluyla birlikte) ve Hakan Samsunlu depremde can verirken, koro şefi Yılmaz Özfırat ise yıkılan evinin enkazından tam sekiz saat sonra sağ çıkarıldı. Antakya Medeniyetler Korosu Şefi Yılmaz Özfırat depremde kaybettiği arkadaşlarını ve enkaz altındaki sekiz saati anlattı.

YOLUN SONUNDAYMIŞIM GİBİ HİSSETTİM

Antakya Medeniyetler Korosu Şefi Yılmaz Özfırat, beş katlı bir binada oturduğunu dile getirerek deprem olduğu sırada evde tek olduğunu söylüyor. “Kızım Kıbrıs Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde hukuk okuyor. Eşim de onun yanındaydı. Sınavları vardı, onun yanına gitmişti” diyen Özfırat, ailesinde vefat eden kimsenin olmadığını söylüyor. “Deprem başladıktan sonra beni savurdu. Üzerime bir dolap düştü” ifadelerini kullanan Özfırat, sekiz saat enkaz altında kalmış. Özfırat, “Enkazdayken artık yolun sonunda olduğunu düşünüyorsunuz. Helalleşmek için bir sürü insan aklınıza geliyor. Çünkü bile bile öleceğinizi görüyorsunuz. Tabii enkazdasınız ve bir yandan artçılar oluyor. Üzerinize bir şeyler daha düşüyor, onları hissediyorsunuz. O süreç tabii zor bir süreç. Ben çıktıktan sonra hep şunun için dua ettim: Ölen yakınlarım, arkadaşlarım inşallah iki dakikada ölmüştür. Çünkü insanın hayatında o bekleme süresi çok zordur. Birilerinin sizi gelip kurtarması için bekliyorsunuz. Bir yandan da ölüme yaklaşıyorsunuz yavaş yavaş. O yüzden çok zor bir süreç. Allah kimsenin başına vermesin” şeklinde enkaz altında yaşadığı duyguları paylaşıyor. Sekiz saat sonra vatandaşlar tarafından enkazdan kurtarıldığını dile getiren Özfırat, “Binanın arka tarafında bir yer açarak oradan gelip bizi çıkarttılar” diyor.

DEPREMDEN ÜÇ GÜN ÖNCE BİRLİKTEYDİK

Özfırat, depremden sekiz saat sonra da olsa enkazdan bir şekilde sağ kurtarılmıştı ama Özfırat’ın koro arkadaşlarından yedi kişi Mehmet Özdemir, Gizem Doğru, Fatma Çevik, Pınar Aksoy, Ahmet Fehmi Ayaz, Müge Mimaroğlu ve Hakan Samsunlu ne yazık ki hayatını kaybetti. Özfırat, en son depremden üç gün önce 3 Şubat’ta tüm koronun bir arada olduğunu ve Hatay Valiliği Meclis Kültür ve Sanat Merkezi’nde konser verdiklerini dile getiriyor. Özfırat, arkadaşlarını şu sözlerle anlatıyor: “Mehmet Özdemir, dünya tatlısı bir abimizdi. Emekli bir öğretmendi kendisi. İddia ediyorum ki Hatay’ın en güzel künefesini yapardı. Canımız künefe çektikçe ona yaptırırdık. Çok güzel yapardı, çok özenirdi. Yüreği güzel bir adamdı. Müge kardeşimiz eşi ve bir buçuk yaşındaki çocuğuyla birlikte vefat etti. O çok daha derin bir yara açtı bizde. Çünkü bebeğiyle birlikte sarılmış halde çıktılar enkazdan. Fatma Hanım ise dünyada görüp görebileceğiniz en hanımefendilerinden biriydi. Pınar ise hastanede laboranttı, biyologdu kendisi. Çok duygu dolu bir şey bu. İnsanları anlatmak da çok zor. Çünkü devamlı gözümün önüne yüzleri geliyor.”

ARKADAŞLARIMIZIN CENAZESİNE GİDEMİYORUZ

En acısının da “İnsanlar ölüyor ve cenazelerine gidemiyorsunuz. Son görevinizi yerine getiremiyorsunuz. Belki de bu en acısı” diyen Özfırat, şu an çadırda kaldığını söylüyor.

“Memleketimizi, koromuzu toparlamaya çalışıyoruz” ifadelerini kullanan Özfırat, “Çok büyük bir yıkım, çok büyük bir afet. Bu felaket karşısında her bir bireyin, sonuna kadar dik durması gerekiyor ki bu ülkeyi ilelebet yaşatabilelim” diyor. Hatay’da kalmaya devam edeceğini belirten Özfırat, “Arkadaşlarımız başka yerlere gittiler, fetmeye devam ediyorlar hatta. Ama herkes bir gün Hatay’a geri dönecek. Çünkü Hatay çok kadim bir şehir. Hatay’ın kendine has bir dokusu, duygusu var. Keza Antakya’da aynı şekilde. Dünyanın ilk kilisesi burada, Anadolu’nun ilk camisi burada. Her ne kadar yıkılmış da olsa tekrar ayağa kaldırmak bizim boynumuzun borcudur. Bu kadim şehir, bu serhat şehir, Türkiye’nin en uç noktası. Burada Türk bayrağı dalgalandığı sürece bütün arkadaşlarımızla birlikte, buradaki bu yaşama kültürünü tekrar hayata geçirmek zorundayız” ifadelerini kullanıyor.

15 MAYIS’TA KONSER VERMEYİ HEDEFLİYORUZ

Koro faaliyetlerine de devam edeceklerini dile getiren Özfırat, “Şu an kostümlerimiz, müzik aletlerimiz gitti, evlerimiz yıkıldı, burada bir çöpümüz dahi kalmadı ama şarkıda da diyor ya ‘Sil baştan başlamak lazım bazen.’ Hayatı biz de aynen o şekilde sil baştan başlayıp belki bundan sonraki tüm konserlerimizi de depremzedeler için vereceğiz” ifadelerini kullanıyor. Özfırat, Antakya Medeniyetler Korosu’nu toplamayı planladığını ve hedeflerinin 15 Mayıs’ta bir konser vermek olduğunu söylüyor.

“Belki de Türkiye’nin ve dünyanın farklı noktalarında konser verip depreme dikkat çekeceğiz” diyen Özfırat, “Bunun ne kadar hayati ve önemli bir şey olduğunu göstereceğiz. Ama biz sonuna kadar bu faaliyetlerimizi devam ettirmek istiyoruz. Arkadaşlarımız için bunu yapmak zorundayız” şeklinde konuşuyor.

#Deprem
#Antakya Medeniyetler Korosu
#Yılmaz Özfırat
#Hatay
1 yıl önce