|

Toprağa inancımı kaybetmedim

Kağan Mehmet Usta, hem bir belediye başkanı hem de bir çiftçi. Akademik çalışmalardan çiftçiliğe, oradan da belediye başkanlığına uzanan yolunu konuştuğumuz Usta, “Toprağa olan inancımı asla yitirmedim, geldiğim yeri unutmadım” diyor.

Merve Akbaş
04:00 - 28/07/2019 Pazar
Güncelleme: 15:27 - 27/07/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
​Kağan Mehmet Usta
​Kağan Mehmet Usta

Bursa İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta tanıdığımız başkanlardan bir hayli farklı. Çünkü akademisyen olan Usta aynı zamanda çiftçiliğini de sürdürüyor. Usta, Yalova Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesi’ndeki öğrencilerine yıllarca ders verdi. Alanı ise turizm ve otelcilik. Çocukluğundan bu yana toprakla bağını koparmadı. Belki de çoğu İznikli gibi tarımın gücüne inandı. Akademiden artan zamanında bahçesiyle ilgilenmeye de devam etti. 31 Mart seçimlerinde ise İzniklilerin kendilerinden biri gibi gördüğü Usta AK Parti’nin adayı olarak İznik Belediye Başkanı seçildi. Bugünlerde görevi nedeniyle yoğun zamanlar yaşasa da bahçeleriyle ilgilenmeye devam ediyor. Usta her sabah erken kalkarak ve akşam eve döndüğünde ilk iş olarak bahçesinin işlerini yaptığını söylüyor. “Toprağa olan inancımı asla yitirmedim, geldiğim yeri unutmadım” diyen Usta’yla akademik çalışmalardan çiftçiliğe, oradan da belediye başkanlığına uzanan yolunu konuştuk.


Toprakla kurduğunuz bağ ne zaman başladı? Buralarda mı büyüdünüz?

Çocukluğum köyde geçti. Yaşım ilerlese, eğitimime devam etmek için şehirde olsam da hayvancılıkla, toprakla olan bağım hiç kopmadı. Tarımı ve hayvanları sevmediğiniz zaman zaten bu işi yapmanız mümkün değil. Bugün hala dedelerimden kalma topraklarımda, onlardan öğrendiğim şekilde bu işi yapmaya devam ediyorum. Akademik çalışmalarım da tabi bunlarla beraber her zaman devam etti. İlkokulu ve liseyi İznik’te okudum. Ardından Uludağ Üniversitesi’nde Turizm İşletmecilik ve Otelcilik’ten mezun oldum. Yüksek lisansımı da bu alanda yaptım. Akademisyen olarak güzel öğrenciler yetiştirdim. Sektörde çalıştım. Ama üretmek de farklı bir şey. Bir fidan dikiyorsunuz, yıllarca sizinle beraber büyüyor. O kahverengi toprak rengarenk meyveler veriyor. Aslında toprak bu günlük hayatın stresini üzerimizden alıyor. Onları onlarla konuşarak büyütüyoruz. Dostlarımız geliyor, dostlarımıza onları ikram ediyoruz. Bu çok büyük bir mutluluk. Toprağa olan inancımı asla yitirmedim, geldiğim yeri de unutmadım.

Neler yetiştiriyorsunuz?

Nektarin bahçemiz var. Bunun dışında siyah üzüm, elma da yetiştiriyorum. Biraz da zeytinliğimiz var. Tabi bunlar ailemizin toprakları. Bizim topraklarımızda yıllarca tarım insanımıza ekmek kazandırdı. Bugün de biz bilinçli tarımla bu işi sürdürüyoruz. Bizim toprak sevgimiz zoraki değil, içimizden geliyor.

Sizi bahçenizle ilgilenirken gören halk şaşırmıyor mu?

İlk etapta belki ama genelde şaşırmıyorlar. Çünkü zaten beni tanıyorlar. Bazen bahçeye ilaç attıktan sonra sanayiye gitmem gerekebiliyor. Tabi takım elbiseyle değil, bahçe elbiseleriyle görünce önce tanımıyorlar, sonra fark edip “Başkanım siz miydiniz?” diyorlar. Ve inanın çok mutlu oluyorlar. Çünkü daha önce fidan dikmemiş biri, tarımı bu kadar güçlü bu bölgeyi anlayamaz. Bilmediğiniz işin derdiyle dertlenemezsiniz. Ben İznikliyim, buradaki yaşamın nasıl olduğunu, insanların günlük çabaları, emeklerini iyi biliyorum. Bu dünyada büyüdüm. Şimdi her zamanki gibi bir İznikli olarak yaşama devam ediyorum. Bahçede, saniyede, sokakta önce İznikliyim.


Peki İznik’in nelere ihtiyacı var?

Burası bir tarım kenti. Meyvecilik, zeytincilik bize dedelerimizden kalma bir miras. Oldukça da önemli. Ancak bunun yanına benim de uzmanlık alanım olan turizmin de girmesi gerekiyor. Biliyorsunuz ki İznik, binlerce yıllık önemli bir tarihe sahip. Bununla bağlantılı olarak da çok önemli tarihi eserleri var. İznik Konsili’nin burada olduğunu biliyoruz. Bunun yanında Osmanlı’dan kalma çok önemli eserlerimiz var. Tabi ki çinicilik de bu bölge için oldukça önemli bir sanat. Dolayısıyla sadece bir tarım şehri değil, aynı zamanda hem yerli hem de yabancı turisti buraya çekebilecek önemli bir potansiyel söz konusu. Bunu kullanmamız gerekiyor. İşte bu noktada da benim ikinci uzmanlık alanım işin içine giriyor. Biz bu hususta kendimize güveniyoruz. İznik bambaşka bir yer olacak. Bunun meyvelerini de bir süre sonra toplamaya başlayacağız.

ÖNCELİKLE BAŞKANIM ÖNCELİĞİM İZNİK
Yeni dönemde İznik’i birçok yenilik bekliyor. Bu yeniliklerle ilgili çalışmalara da büyük bir hızla devam ediyorsunuz. Belediye başkanlığı kolay bir iş değil. Daha öncesinde de akademisyen olarak görev yapıyordunuz. Bu yoğun çalışmalar arasında bahçeye vakit ayırmak zor olmuyor mu?

Biz çiftçi çocuğuyuz. Çiftçiliği seviyoruz. Bunları başkasına teslim edemiyorum. Görevimiz bittikten sonra kendimize ayıracağımız zamanda önceliğimiz burası oluyor. Ancak, unutulmasın ki önceliğimiz her zaman İznik halkıdır. Ülkemize hizmet etmemiz gerektiğinin farkındayız.

Peki nasıl bir çalışma temponuz var?

Toprakla ilgilenen herkes bilir ki, güne çok erken başlamanız gerekir. Yoksa gerekli bereketi alamazsınız. Biz de yıllardan bu yana sabah namazından sonra işe başlıyoruz. Önce bahçenin işlerini hallediyorum. Onlar bittiğinde saat sekizde mesai saati başladığında görevimizin başınıza geçiyoruz. Gün boyu İznikliler için çalışıyoruz. Gece yapılabilecek ilaç atma gibi işler de var. Bu işler için özel bir saat olmuyor. Ben de eve döndükten sonra ne kadar yorgun olursam olayım önce bu işlerle ilgileniyorum. Bu işleri günlük yevmiye ile yaptırabilirsiniz. Ama bazı işler var ki doğru şekilde yapılmadığında size yıllık ürünü kaybettirir. Güneş, rüzgâr hepsi bir etken olur. Bu yüzden başkasına da yaptıramazsınız. Kendiniz yapmalısınız. Ben de hizmetten feragat etmeden, uykudan fedakârlık ederek devam ediyorum.

Sizin hem akademik yönde çalışmalarınız var, hem de toprağın kopamayan bir belediye başkanısınız. İki alanı bir araya getiriyorsunuz. Kuşkusuz topraktan öğrenilen bilgelik çok değerli. Üstelik modern dönem olarak adlandırılan bu çağda... Bunun izlerinizi kendi hayatınızda görebiliyor musunuz?

Toprak, bereket demek, emek demek. Tabi ki stresten uzaklaştığınız bir yer. İnanın ben bahçelerimi kimseye bırakıp gitmekte bile zorlanırım. Çünkü kıyamazsınız yetiştirdiğiniz o mahsüle. Ben de bir insan olarak tabi ki bunun izlerini üzerimde görüyorum.

Çocuklarınız da size yardım ediyorlar mı?

Okullarından fırsat kaldığı kadarıyla yardım ediyorlar. Ama nektarın toplama zamanı, hasat zamanı gelince koşarak gelirler buraya. Sabah 5’te tüm aile kalkar, araziye gideriz. Dedim ya, bu iş kalple ilgili. Toprak sevgisi kalpten gelecek.

Turizm potansiyelini kullanacağız

İlçeyi 5 yılda turizm alanında popüler bir hale getireceklerini kaydeden Usta, “İzniklilere sözüm var, İznik’in gelir ve ekonomi olarak tarım tabanlı üretime dayalı bir portföyü var. Kendimize güveniyoruz. Görüşmelerimize başladık. 5 yıllık süreç içerisinde İznik’i uluslararası turizm alanında popüler bir hale getireceğiz. Çok güzel bir turizm hareketi olacak. Bu konuda çok ciddi çalışmalarımız var. Ama doğru bir çizgi de izleyeceğiz. Buraya gelecek turist ile Antalya’ya gidecek olan turist arasında bir fark var. Doğru yönlendirmelerle, doğru bir Turizm politikası sağlayacağız. Böylece yerli halkın ikinci bir gelir kaynağı oluşturacağız” diye konuştu.

#Kağan Mehmet Usta
5 yıl önce