|

Lanetli hastanenin gizemi

İspanyol sanatçı Jaume Balaguero'nun “Kırılgan”ı, gerilim sinemasının en beylik klişelerine yaslanan senaryosu ve kötü oyunculukları yüzünden yönetmenine tür içinde ciddi bir çıkış yapma fırsatı vermiyor.

Ömer Çakkal
00:00 - 23/06/2007 Cumartesi
Güncelleme: 21:40 - 22/06/2007 Cuma
Yeni Şafak
Lanetli hastanenin gizemi
Lanetli hastanenin gizemi



KIRILGAN

(Fragile)

2005,İspanya yapımı

Yönetmen - Senaryo
: Jaume Balaguero

Oyuncular
: Calista Flockhart, Richard Roxburgh, Elena Anaya, Gemma Jones

Müzik
: Roque Banos

Görüntü
: Xavi Gimenez

Kurgu
: Jaume Marti

Süre
: 93 dakika / Korku-Gerilim

Yabancı sinemaseverlerden aldığı puan
: 6.2 / 10

(Kaynak:
)

İçerik uyarıları
: İçerdiği düşük dozdaki şiddet nedeniyle 13 yaşından küçüklerin ve bu tür temalardan hoşlanmayanların izlememesi önerilir.

Dağıtımcı
: Özen Film

* * 1/2


Yakınlarda bir yerde meydana gelen tren kazası, kapatılmak üzere tahliye işlemleri süren Mercy Falls Çocuk Hastanesi'nin ömrünü biraz daha uzatır. Kazadan sonra yaralılarla dolan çevre hastaneler Mercy Falls'ın hastalarını kabul edemez haldedir, bu yüzden de hastane eksik personel ve ekipmanla bir süre daha hizmet vermek durumunda kalacaktır.

Hastaneye atanmasının ardından gece nöbetlerini alan genç hemşire Amy (Calista Flockhart), geceleri binadan yükselen sesler ve sebebi açıklanamayan başka gariplikler nedeniyle iyiden iyiye tedirgindir. Yetkililerin her fırsatta üzerini örttükleri, çocukların ise “Mekanik Kız' diye tanıdıkları bir gizemin peşine düşen hemşire Amy, sonunda “Mekanik Kız”ın hastanenin geçmişinde işlenmiş büyük bir günahın ta kendisi olduğunu öğrenir. Mesleğinin ilk yıllarındaki bir ihmali nedeniyle hastalarından birinin ölümüne sebep olan Amy, ortaya koyacağı mücadele ile hem kendisini hem de kasvetli binanın diğer çalışanlarını bu büyük korku ile yüzleştirecektir.

AH BİR DE “BİZ BU FİLMİ İZLEMİŞTİK” DEDİRTMESE…

Gerilim-korku türlerine karşı ciddi ilgisi olan bir sinemasever olarak “Kırılgan”a tam olarak ne yorum yapmam gerektiğini bilemiyorum. Hani ne iyi ne kötü dersiniz ya bazı şeyler için, işte galiba o durumdayım.

“Kırılgan”, daha önce de benzer örneklerini sıkça izlediğimiz türden bir gerilim filmi. İlk dakikalarda, bir kaç kişinin zihinlerinde yaşattıklarını sandığımız, lakin sonra gerçek hayatta da karşılığı olduğunu öğrendiğimiz gizemli bir yaratığın akıl ve mantıkla açıklanmayacak eylemlerinin öyküsünü anlatıyor izleyiciye. Ama “Kırılgan” bence biraz da korkularımızla yüzleşmemizin filmi. Bu açıdan filmin hepimizin hayatında bir karşılığı var.

“Kırılgan” genel çerçevesi itibarıyla iyi, hoş bir deneme. Bir gerilim filminden bekleneni -korkma ve gerilme duygusu- bir yere kadar da olsa karşılıyor. Bazı anlarında gerçekten de geriyor, hatta bir iki bölümde de esaslı şekilde korkutuyor. Ama filmde yine de ciddi bir sorun var. Dudak bükmemize neden olan, ama kolayca da açıklayamadığımız bir sorun bu. Galiba, “Biz bu filmi daha önce izlemiştik” dedirtecek ölçüde tanıdık gelen mekan ve öyküsünden geliyor bu tatminsizlik duygusu. Gerilim sinemasının bütün kapalı mekan öykülerinde varolan klişelere sıkı sıkıya yaslanmış bir film var karşımızda. Tekinsiz bir bina, bakımsız ve karanlık bir atmosfer, gizemli olaylar karşısında kılını bile kıpırdatmayan sinir bozucu yetkililer, olaya sonradan dâhil olan ve toyluğunun verdiği cesaretle gizemin peşine düşen bir “acemi”, gıcırdayan kapılar… Filmin ortalarına doğru gizeme dair bir ipucu, gizemin kaynağından doyumluk değilse de tadımlık bir görüntü. Ve sona doğru izleyicisini koltuklarından fırlatmak için hazırlanmış korkunç bir surat. Gizem ile mücadele… Her şeyin ardından da bildiğiniz üzere mutlu son…

“Kırılgan”, sinema salonlarına yönelik ilginin dibe vurduğu yaz aylarında, “idarelik filmler” kontenjanından ülkemize geldiği her halinden belli olan bir İspanyol yapımı. Çekildikten tam iki yıl sonra geldiği gibi, korkui-gerilim sineması adına yeni bir şey de sunmuyor.

İspanyol sinemasının son yıllarda öne çıkan örneklerinden biri olan “Darkness”in yönetmeni Jaume Balaguero'nun yeni işinin bir sorunu da bence filmi sürükleyecek bir oyuncunun kadroda yer almaması. Oyunculardan her biri idarelik oynamış sanki. Salondan çıkınca, “O kadın yok mu, almış götürmüş filmi” diyebileceğimiz bir durum yok yani.

Benim gibi gerilim-korku sineması karşısında kayıtsız kalamayanlardansanız, ya da ne bileyim uslanmaz bir gerilim filmi hayranıysanız gidin izleyin “Kırılgan”ı derim. Bu türü sevenler için hayatımızdan kaybedilmiş bir iki saate karşılık gelmiyor bu film. Geriye kalanlar için pek de iyi bir tercih olmayabilir



17 yıl önce