Yaklaşık 1 yıl önce, üst üste gelen mağlubiyetler sonucu Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş istifa etmiş, yerine ertesi gün Tolunay Kafkas getirilmişti. Bugün o Tolunay Kafkas, Trabzonspor"un rakibi Kardemir Karabükspor"un başında. Karabükspor topladığı 33 puanla 5. sırada ve lig bu sonuçla biterse seneye Avrupa kupalarına katılacak. Sezon başlarında Karabük"te bir maçı canlı seyretmiştim. Takımın yıldız oyuncusu Lua Lua"nın kulübeyi umursamaz hareketlerine karşılık tribünlerden aldığı desteği gözlerimle görmüş ve "Tolunay Hoca"nın işi zor demiştim" yardımcısına. Öyle olmadı, gidişatın farkında olan Karabükspor Başkanı, bir açıklama yaparak, "Gerekirse herkes gider Tolunay Hoca kalır" dedi. Herkes gitmediyse de Lua Lua kadro dışı kaldı, ama Karabükspor yoluna devam etti. Türkiye"de pek rastlamadığımız bir yönetim anlayışı var Karabükspor"un. Primler çok nadir gecikiyor, taksitler zamanında yatırılıyor. Başkan ve yöneticiler ortada değil kenarda ve işlerini yapıyorlar. Transferler hocanın koordinatörlüğünde yürüyor...

Peki Trabzonspor"da işler nasıl yürüyor? Önce bir Sportif Direktör ilan ediliyor. Sonra bu isim kendisinden habersiz Gekas"la görüşülmesine itiraz ediyor ve başlamadan bırakıyor. Pardon, bundan önce eski hocaya haber verilmeden yeni teknik adamın ismi basın toplantısına ilan ediliyor. Yeni hocaya "Yardımcı antrenörün şu" deniyor. "Kaleci antrenörün de bu..." Ama kaleci antrenörü "Ben direkt başkana bağlıyım" diyor. Bu arada yeni bir sportif direktörle anlaşılıyor, bir süre sonra sportif direktör istifa ediyor, başkan ise "O istifa etmedi ben kovdum" diyor... Türkiye"nin örnek projesi olarak düşünülen 1461 Trabzon"un kadrosunda bir anda iki yönetici ve başkanla aynı soyadı taşıyan futbolcular oluveriyor, sonra manzara sırıtınca gönderiliyorlar. Gekas"la başlayan "makul transfer hamlesi" bir anda Malouda ve Bosingwa gibi iki önemli yıldızla başka aşamaya çevriliyor. İlave olarak dünya çapında bir de yıldız golcü beklentisi oluşuyor demeç ve sızdırılan haberlerle... Liste uzun ve can sıkıcı, burada keselim dilerseniz; hem zaten gelinen nokta malum. Hasılı kelam bu akşam maçı kim kazanırsa kazansın bu iki yönetim anlayışının sonunda asıl kazanan bütçesi, taraftarı, toplumsal gücü daha az olan ama daha doğru yönetilen Karabükspor olacaktır. Trabzonspor ise 1980"lerin ortasından itibaren, bir iki kısa ara dışında gelenekselleştirdiği bu "yönetim felsefesi ile" seneye Şubat ayında yeni hoca arıyor olacaktır takımı kurtarmak için...