|
4. Dünya Savaşı ve Einstein
Ve Rabbin sana teslim edeceği bütün insanları bitireceksin; gözün onlara acımayacak.

Tevrat / Tesniye, 7:16

*

Batı'nın beynini ilâhlaştırıp, ürettiği bilime iman ettiği Einstein demiş ki: “
Ağalar, 3. Dünya Savaşı'nı bilmem ama insanoğlu, 4. Dünya Savaşı'nda taşlar ve sopalarla savaşır!

Peki neden böyle demiş?

Bu sağlam Siyonist, tonton amca, insanlığın en büyük ayıplarından biri olan atom bombasının üretimine vesile olmuş da ondan…

2. Dünya Savaşı'nda, Kâbil ruhlu katillerin kanlı ihtirasları uğruna altmış milyona yakın insan hayatını kaybetti.

Einstein, sorumluluğunu her ne kadar kabul etmese de ; üretimine 'bir şekilde' vesile olduğu bu kalleş bombalar neticesinde savaş, çok ağır bir bilançoyla bitti.

Einstein, bu dehşet verici olayı gördüğünde ne dedi biliyor musunuz?

Woe is me
!” yani: “
Veyl olsun bana
!”

Dedi demesine de; iş işten geçti… Hiroşima ve Nagazaki'de hâlâ hayat yok…

Veyl olsunlara çok aşinayız… Daha dün Aylan'ın minicik bedeni sahile vurduğunda ne demişti Batı?

Veyl olsun dedi değil mi? Sonra n'oldu? Geçtiğimiz hafta Esma yavrucak da kıyıya vurdu… Yüzyıllardır, yüz binlerce minik beden kıyıya vuruyor bir yerlerde... Ya da paramparça oluyor. Hayalleri, ümitleri çalınıyor. Hani ses? Ses yok.

Olmayacak da… En fazla “
üzgünüz
” diyecekler yahut “
yanlışlık oldu
”… Timsah göz yaşlarından öteye gitmeyecek duyguları. Beyrut hiçbir zaman Paris kadar önemli olmayacak onlar için. Toprağı da, insanı da…

Tıpkı yakın tarihte, yaşama hakları ellerinden alınan onlarca halkın üzerinde olan sorumluluklarını kabul etmedikleri gibi; bundan sonra da asla kabullenmeyecekler…

Üvey kardeşler Churchill, Stalin ve Roosevelt, Yalta'da bir araya gelip, Yeni Dünya Düzeni'ni kuralı 70 yıl oldu.

Bugüne uzanan kanlı sistemin geleceği için altmış milyon insanı gözlerini dahi kırpmadan yok eden zamane Kâbilleri, 2. Dünya Savaşı'nın bittiği ilk gün 3. Dünya savaşını başlattılar.

Fakat bu savaşa 3. Dünya Savaşı diyemedik. Adını koyamadık bir türlü. Çünkü bu sefer çok farklı ve sinsiydi planlar…

*

Konvansiyonel silahlarının yanına, kültürel, ekonomik, psikolojik vb. türlü türlü modern silah ekleyerek, saldırmaya, yok etmeye, bozmaya devam ediyorlar.

Yani değişmeyen tek şey var o da; referans aldıkları, “
acımayacaksın, yok edeceksin
” sapıklığını öğütleyen şeytani teoloji…

Burada 9/11, Ladin, Kapitalist Düzen, Kültürel Asimilasyon, Boko Haram, DAEŞ, Paris ve bilumum projeyi analiz edip, aklınızı da, vicdanınızı da yormak istemiyorum…

Zira gerçekler apaçık ortada artık…

Bunca adaletsizlik, bunca tezat, bunca ahlaksızlık ve zulüm tekrar uyandırdı insanoğlunu…

Her ne kadar medya gizlemeye çalışsa da, artık insanlar uyutulamıyor, bu feveran dizginlenemiyor…

*

Aslında Yaradan ne de güzel özetlemişti her şeyi Hâbil ile Kâbil kıssasında…

Biri hep yaşatmak için, diğeri ise yok etmek için yaşadı…

Habil ruhu insanlık tarihi boyunca, huzur, refah, zenginlik üretti durmadan… Ona bahşedilen her nimeti hakkıyla, Hakkın rızası için, emredildiği gibi kullandı.

Ya Kabil ruhlu katiller?

Ebedi cehennem ile cezalandırılacaklarını bilen bu iblisler, dünyayı da hızla cehenneme çevirmek için her şeyi yaptı… Yapıyor… Nil'in bereketli topraklarını kana bulayan Firavunları hatırla, Kenan Diyarı'nın tağutlarını… Sisi'den, Esed'den ne farkları vardı?

*

Bugün tarih tekerrür ediyor ve insanoğlu yine tüm utancıyla, büyük bir vicdan azabıyla uyanıyor.

3. Dünya Savaşı bitiyor.

Vakit geldi; batıl tam “galip olan benim” derken sahneye çıkma vaktimiz geldi.

En güçlü silahları; Dolar'ın üstüne boşu boşuna Annuit Coeptis yazmadılar.

Vakit; öğretilmiş çaresizliğini zihinlerden söküp atma vaktidir.

Emin ol, Firavun dünyayı bugünden çok daha beter bir hâle çevirmişti. Hükümdarlığı da çok daha uzun sürdü. Kim galip geldi sonunda?

Vakit; bu kokuşmuş sistemin bize dayattığı her şeyi ama her şeyi bir an bile düşünmeden reddetmenin vaktidir.

Unutma; bir insan olarak, insanlık onuru adına 'bir şey yapmanın' vebali omuzlarımızdadır.

Uyananlar olarak uyuyanları uyandırma vaktidir.

Sustuklarımızı konuşmanın vaktidir. “
Ben ne yapabilirim ki
?” deme. Cesaretini topla ve sen de, sana ait yeni bir şey söyle, yap! Ne diyordu Kara Derili Vicdan?

““
Bir şiir ateşle. Bir yumruk yükselt. Sesini yükselt. Bir çocuk yetiştir. Duvara bir slogan yaz. Şehitleri an. Bir hayal kur. Tarihine sahip çık. Sokaklara sahip çık. Bir slogan at. Bir füzeyi çalışmaz hale getir. Bir derneğe üye ol. Bir fıkra anlat. Bir plan yap. Bir ümit ışığı gör. Bir teoriyi test et. Bir dogmaya meydan oku. Korkunu kullan. Bir damla gözyaşı akıt. Haritayı incele. Hainlerle hesaplaş. Hakikati söyle. Bir miting düzenle. Arkanı kolla.
””

Sen, yeter ki elinden geleni yap. Bak gör; tıpkı evvel zamanda olduğu gibi bu düzen yine değişecek… Sen, yeter ki Hâbil Ruhu'nun yok edilemeyeceğini ispatla.

Einstein'ın bahsettiği 4. Dünya Savaşı ne zaman başlar, gerçekten taşla, sopayla mı savaşırız bilmem ama bildiğim bir şey var; o da: “Her savaşın mutlak galibi Allah'tır.”

Ve O'nun tarafında duranın asla kaybetmeyeceği…
#4. Dünya Savaşı
#Einstein
#Hiroşima
#Nagazaki
8 yıl önce
4. Dünya Savaşı ve Einstein
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı