|

Viviano: "İzlanda'da bu kadar üşümedim"

Karagümrük’ün İtalyan kalecisi Emiliano Viviano, Konyaspor maçında üşümesiyle ilgili olarak, “Olimpiyat Stadı İzlanda’dan daha soğuktu. Bundan sonra maçlarda soba kullanmak iyi olabilir" dedi.

11:08 - 12/02/2022 Cumartesi
Güncelleme: 11:51 - 12/02/2022 Cumartesi
IHA
Olimpiyat Stadyumu'nun önünde  ısıtıcıyla poz verdi.
Olimpiyat Stadyumu'nun önünde ısıtıcıyla poz verdi.

Süper Lig ekiplerinden Karagümrük'te forma giyen İtalyan file bekçisi Emiliano Viviano, özel açıklamalarda bulundu.

Türkiye Kupası’nda Konyaspor karşısında üşüyen görüntüsü hafızalara kazınan Viviano, Olimpiyat Stadı için “İzlanda’da, Faroe Adaları’nda ve Estonya’da maça çıktım ama böyle bir soğuk görmedim” dedi ve ısıtıcıyla poz vererek, maçlarda ısıtıcı kullanmanın iyi olabileceğini söyledi.

“Kalabildiğim kadar kalmak istiyorum”

Karagümrük forması giymekten dolayı son derece mutlu olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Emiliano Viviano, “Kendi adıma burada olmaktan dolayı ve Karagümrük forması giymekten dolayı çok mutluyum. Aile ortamımız var. Başarı da buradan geliyor diyebilirim. Devamını getirmemiz gerekiyor. Şu ana kadar ligde belki beklediğimiz altında kaldık ama daha iyisini yapacağız. Bir takım zorluklar da peşimizi bırakmadı. Ama sezon sonuna kadar puan durumunda daha yukarıya çıkacağız. Genel olarak hislerim pozitif. Burada kalabildiğim kadar kalmak isterim. Kupada ilk defa çeyrek final yakaladık. Kupa çok büyük bir hedef ve büyük bir konsantrasyon koyduk. Orada da sonuna kadar gidip en iyisini yapmak istiyoruz” diye konuştu.


“Olimpiyat Stadı İzlanda’dan daha soğuk”

Konyaspor ile oynanan ve 5-4 kazanılan Ziraat Türkiye Kupası karşılaşmasında, soğuktan titrediği görüntüler hatırlatılan Emiliano Viviano, bu anlarda taraftarların kendisine verdiği destekten dolayı mutlu olduğunu söyleyerek “Taraftarlarla aramızda benim ve takımın çok büyük ve güzel bir bağ var. Son maçta beni daha fazla desteklediler çünkü saha şartları gerçekten zordu. İkinci yarıda ismime tezahüratlar yapıldığını duydum. Uzatma dakikalarında da destek verdiler. Bu durum benim için çok güzel bir şey. Zorlu ve garip bir maçı geride bıraktık. 5-4 kazandık ama bu maçı hava şartlarıyla değerlendirmek gerekiyordu. Çok ilginç bir durum oldu. Üşüdüğüm zamanlar daha önce de olmuştu. İzlanda’da, Estonya’da ve Faroe Adaları’nda da üşüdüğüm zamanlar olmuştu ama Konya maçı çok farklıydı, gerçekten çok üşüdük. Ama taraftarlar da sağ olsun çünkü ellerinden geldiği kadar bizi maçın içinde tuttular” açıklamasını yaptı.

“Fatih Terim’le buluşup bir şeyler içmek isterim”

Galatasaray’dan ayrılan teknik direktör Fatih Terim’in kendisi için çok özel bir karakter olduğunu hatırlatan Viviano, “Fiorentina özelinde değerlendirecek olursak, o dönemde yabancı bir teknik adamın olması çok farklıydı. Özellikle İtalya’da yabancı bir teknik direktörün bir takımın başında olması alışıldık bir durum değildi. Fatih Terim çok büyük bir enerjiyle takımın başına gelmişti ve Fiorentina’da ve Milan’da güzel izler bıraktı. Ama bıraktığı izlerin en büyüğünü Türkiye’de bırakmıştır. Türkiye’de belki de futbolla ilgilenen herkesin parmakla gösterdiği ve ‘En başarılı teknik adam’ dediği kişidir. Çok sevdiğim bir insan Fatih Terim. Ama futbolda bazen böyle şeyler olabiliyor. Her kötü gidiş hocanın hatasıdır diyemeyiz. Takıma bazen şok vermek gerekebiliyor. Kulübün öyle bir tasarrufu olmuş olabilir. Çok değer verdiği, çok sevdiğim ve çok saygı duyduğum birisi Fatih Hoca. Ayrılmasını beklemiyordum ama umarım yakın zamanda sosyal hayatımda kendisiyle denk geliriz ve bir şeyler içip sohbet edebiliriz” dedi.

"Bertolacci 3. oğlum gibi"

Takımdan ayrılan ve Kayserispor’a transfer olan Bertolacci’yle de sürekli görüştüğünün altını çizen tecrübeli kaleci, “Bertolacci’yle günde 3 kez konuşuyoruz. 3. oğlum diyebilirim. Kayseri’den İstanbul’a gelmişti ve bir aradaydık. İyi bir takıma gitti ve iyi bir ortamları olduğunu söylüyor. Bertolacci hepimizin bildiği gibi iyi bir oyuncu. Onun için en iyisini diliyorum ama Karagümrük maçları hariç. Bize karşı kaybetsinler ama diğer maçları kazansınlar” diyerek devam etti.

“Uğurcan mutlaka Avrupa’ya gitmeli”

Türkiye’de Uğurcan Çakır, Altay ve Ersin’i çok beğendiğini fakat Uğurcan’ı ayrı değerlendirdiğini söyleyen Viviano, “Uğurcan’ı Türkiye’deki kaleciler arasında farklı bir yere koyuyorum. Düzenli oynayıp arka arkaya iyi performanslar gösteriyor. Çok potansiyelli, çok iyi bir kaleci ama mutlaka Avrupa’ya gidip kendisini o liglerde, en yüksek seviyelerdeki liglerde kaleci ve oyuncularla rekabet içerisine sokması gerekiyor. Kendi konfor alanından çıkmasını ve zoru seçmesini kendisine tavsiye ederim. Trabzonspor’da önemli bir figür ve milli takımın değişmez kalecisi. Ama mutlaka Avrupa’ya gitmesini tavsiye ederim” dedi.

Ersin ve Altay’ın da çok değerli isimler olduğunu söyleyen İtalyan file bekçisi, “Ersin ve Altay çok iyi kaleciler. Birisi Beşiktaş’ın diğeri Fenerbahçe’nin kalecisi. Çok iyi kaleciler. Ama bu durum bir süreç işi. Bir anda şu kaleci şu noktaya geldi diyebilmemiz için bir sürenin geçmesi lazım. Bunu sezonlara yaymamız lazım. İstikrarlı bir süreç geçirmeleri gerekiyor. İkisi de çok iyi gidiyorlar, iyi bir rekabet içindeler, iyi bir meydan okuma içindeler. Genç kaleciler için büyük takım kalesini korumak zordur. Ama en iyi şekilde yapacaklarına inancım tam. Galatasaray’da Muslera, benim gibi yaşlı olduğu için artık bir Türk kaleci arayışı olabilir. Bunu da bu şekilde gözlemleyebiliriz. İtalya, kaleci yetiştirme konusunda bir kültüre sahip. Rekabet çok fazladır ve çok iyi eğitmenler vardır. Ben Sampdoria’dayken, Arjantin Milli Takımı kalecisi Romero’yla rekabet halindeydik. Fiorentina’dayken Barcelona kalecisi Neto ile rekabet içindeydim. Bu durum dünyanın her yerinde var. Önemli olan kalecilerin hangi ülkelerden geldiği değil, nasıl bir performans ortaya koyduğudur” diye konuştu.

Viviano, Türk olsaydı milli takım kalesi için nasıl bir rekabet olurdu sorusuna ise “Şu anda yaşımdan dolayı benim adıma zor bir durum, o yüzden birinci isim Uğurcan diyorum. Birkaç yıl önce olsaydı, iyi bir rekabet olurdu. Ama gerçekten çok sevdiğim bir oyuncu Uğurcan” diyerek sözlerine devam etti.

“Volkan Hoca'nın iletişimi çok iyi”

Volkan Demirel’in üst düzeyde uzun süre kalecilik yapmasının kendisi açısından bir artısı olup olmadığı hakkında da konuşan Viviano, “Bundan önceki hocalarımdan Zenga eski bir kaleci, Farioli de kaleci antrenörlüğü yapmış bir insandı. Kariyerlerinde bunları yapmış insanlarla hoca olarak buluşmak çok güzel bir şey. Volkan Hoca özelinde konuşacak olursak, enerjisi çok yüksek ve geldiği ilk günden bu yana takımla çok iyi bir ilişki kurdu. Takıma yaklaşımı, oyuncuyu anlaması, oyuncunun beklentisinin ne olduğunu bilmesi, bunun için elinden geleni yapması bende ve takımda çok büyük bir olumlu etki oluşturuyor. Oyuncuya nasıl davranacağını çok iyi ayarlayan bir insan. Daha önce Farioli’yle de birbirimizi çok iyi anlardık, Volkan Hoca'yla da aynı durum söz konusu. Kendisi 20 senenin üzerinde en üst seviyede oynamış bir isim. O yüzden oyuncuyla iletişimi ve davranışı nasıl ayarlaması gerektiğini çok iyi biliyor. Bu sezon bir takım sıkıntılarımız oldu. Özellikle sakatlıklar konusunda sıkıntı yaşadık. Ama artık bunları geride bırakıp, ligin sonuna doğru elimizden gelenin en iyisini yaparak en yüksek puana ulaşmaya çalışacağız” ifadelerini kullandı.

“Fiorentina taraftarı olarak öleceğim”

Taraftarlardan gelen soruları da yanıtlayan Viviano, bir taraftarın “Fiorentina paylaşımları yapıyorsun. Türkiye Kupası’nı kazanıp Avrupa’da Fiorentina ile karşılaşırsak ne hissedersin” sorusuna ise “Ben Fiorentina’da çok uzun zaman oynamadım, sadece 1 sene oynadım. Ama doğduğum yer orası, büyüdüğüm şehir ve doğal olarak Fiorentina taraftarı olarak büyüdüm ve bu şekilde öleceğim. Bu durum başka bir bağ. Ben Fiorentina ile ilgili paylaşımlar yapmıyorum. Çok fazla sosyal medya kullanan birisi de değilim. Ancak Fiorentina’da doğup büyümüş birisi olarak Fiorentina’ya yakınlık hissettiğimi saklayamam. Ama profesyonel olarak bakarsak, ben sadece Fiorentina’ya karşı değil bütün takımlara karşı kazanmak isterim. İtalya’da bir laf vardır; anneni ve tuttuğun takımı değiştiremezsin. Bunu dışında her şeyi değiştirebilirsin. Kızımın ismi Viola ve anlamı da ‘Mor’ demek. Fiorentina’nın renkleri mor olduğu için, kızımın adını bu şekilde koydum” cevabını verdi.

“Beraber menemen yiyelim”

Viviano yine taraftarlardan gelen “Türk vatandaşlığını düşünüp bizimle aynı mahallede oturur mu ve bizimle birlikte menemen yer mi?” sorusuna da samimi bir cevap verdi. Taraftarlara Türkçe olarak “Beraber menemen yiyelim” mesajı gönderen Viviano, “Fatih çok sevdiğim bir yer. Karagümrük’te antrenman yaparken o atmosferi ve mahalleyi görmek çok güzel. Ama İstanbul zaten çok sıkışık bir yer ve Fatih’te bu durum biraz daha fazla hissedilebiliyor. O kadar sıkışıklığın içinde yaşamayı çok fazla tercih etmeyebilirim. Biraz daha İstanbul Boğazı’nı görebileceğim yerlere kaçmaya çalışıyorum. Menemen konusunda ise ne zaman isterlerse o zaman menemen yiyebiliriz. Türk tatlarını her zaman deneyimliyorum. Türk vatandaşı olmak konusu benim çok da kolay ele alabileceğim bir konu değil. Bu sadece Türk vatandaşlığı, İtalyan, İspanyol vatandaşlığı için de geçerli. Bunu önce hissetmek, sonra o ülkenin tarihini, verdiği savaşları, şartlarını, geçmişte o ülke için neler yapıldığını ve o ülkenin nasıl bu duruma geldiğini anlamak gerektiğini düşünüyorum. Sadece spordan geçiş yapma konusu saygı duyduğum ama benimsediğim bir durum değil. Ben bir İtalyan’ım ve gurur duyduğum bir ülkem var. Burası da Türklerin gurur duyduğu topraklar. O yüzden çok fazla bu konu hakkında yorumda bulunmak istemem” diyerek sözlerini tamamladı.


#Karagümrük
#Emiliano Viviano
#Süper Lig
2 yıl önce