|

Hayalden hakikate yolculuk

Hüseyin Cahit Yalçın’ın Hayal İçinde romanında 17 yaşındaki idealist ancak tecrübesiz idadi öğrencisi Nezih’in başından geçen tek taraflı romantik bir aşk macerası anlatılır. Ömer Seyfettin’in övgüyle bahsettiği eser Latin harfleriyle yeniden basıldı.

04:00 - 15/01/2022 Cumartesi
Güncelleme: 23:48 - 14/01/2022 Cuma
Yeni Şafak
Hayal İçinde, Hüseyin Cahit Yalçın, (Haz. Gökhan Tunç), Hitabevi Yayınları Aralık 2021, 200 sayfa.
Hayal İçinde, Hüseyin Cahit Yalçın, (Haz. Gökhan Tunç), Hitabevi Yayınları Aralık 2021, 200 sayfa.
ERDEM DÖNMEZ

Modern Türk edebiyatının ortaya çıkışının gazetecilik faaliyetlerinin yaygınlaşması ile gerçekleştiği kabul edilse de asıl estetik kırılmalar ve muhteva dönüşümü 1896-1901 yıllarını kapsayan Servet-i Fünun döneminde yaşanır. Özellikle şiir alanında gerçekleşen bu bariz farklılık, edebiyatın bir dil ve biçim sorunu olduğunu öne sürerken modernleşme faaliyetlerinin estetik bağlamda edebiyata nasıl yansıdığını gösterir. Bu dönemde her ne kadar şiir merkezli bir estetik öncelense de 19. yüzyılda doğan Türk romanı bu yıllarda hızla yetkin örneklerine ulaşır. Edebiyat tarihleri, Türk edebiyatının dönemlerini çoğunlukla sosyal/siyasal koşulları yahut yazarları merkeze alarak belirlediğinden türler ya da eserler bazında tasnif gerçekleşmemekte, ana akımı oluşturan metinlerle belirli aralıklar üzerinden genellemeye gidilmektedir. Servet-i Fünun devri Türk romanı tasnifinin de böyle bir genellemeyle ortaya çıktığı söylenebilir. Söz konusu problemin pek çok eserin süreli yayınlarda kalması ve eski harfli eserlerin Latin harflerine aktarılmamasından kaynaklandığı ileri sürülebilir. Bugün 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında süreli yayınlarda sıklıkla yer almış, pek çok eser neşretmiş onlarca isim bazı edebiyat tarihlerinde yer alamazken hiç görülmeyen, bilinmeyen eserler de bahsi geçen genellemeler arasında kaybolmaktadır. Söz konusu sorunlardan ötürü Servet-i Fünun devri Türk romanı bağlamında okunamayan, tartışılamayan ve Halid Ziya, Mehmed Rauf gibi isimlerin eserleri çerçevesinde genellemeye maruz kalan romanlardan biri de Hüseyin Cahit Yalçın tarafından kaleme alınan Hayal İçinde’dir.

“DİKKATE OKUNMASI GEREKEN ESER”

Servet-i Fünun’da tefrika edildikten sonra 1901’de Alem Matbaası tarafından basılan eser, Yalçın’ın ikinci romanıdır. Daha çok siyasi tartışma ve polemikleriyle Türk düşünce tarihinde ön plana çıkan Hüseyin Cahit Yalçın, Servet-i Fünun estetiğini benimseyen bir yazar olarak ilk romanı Nadide’den sonra Hayat-ı Muhayyel adlı hikâye kitabını ve Hayal İçinde adlı romanını kaleme alır. Yazar, Meşrutiyet’ten sonra ise Hayat-ı Hakikiye Sahneleri’ni yayımlar. Yalçın’ın eserlerinin kronolojik sıralaması ve isimleri dikkate alındığında bunların hayalden gerçeğe doğru bir seyirde ilerlediğini söylemek mümkündür. Hayal İçinde, isminden her ne kadar hakikat karşısında bir tavır takınıldığı izlenimini uyandırsa da Yalçın’ın hayalden hakikate seyreden kurmacaları arasında bir kesişim noktasını temsil eder. Ömer Seyfettin’in “Hayal İçinde gibi mükemmel ve tabii bir eserimiz daha yoktur. Orada İstanbul’un akim gençliği ne güzel tasvir olunmuştur. Hayal içinde geçen intizamsız, programsız, gayesiz bir gençliğin neticesizliğini, bu neticesizlik içinde neticesizliği bu kadar bedi ve hakikî bir surette hiçbir kalem gösteremez. Tetkik ediniz. Tekrar dikkatle okuyunuz.” sözleriyle övgüye değer gördüğü eser, ilk kez Gökhan Tunç tarafından Latin harflerine aktarılmış, Funda Keskin Ünlü ve B. Oğuzhan Uluyüz tarafından hazırlanan bağlamsal sözlükle bugünün Türkçesine uyumlu hale getirilmiştir.

TARİHSEL VE KÜLTÜREL BİR BELGE

Romanda 17 yaşındaki idealist ancak tecrübesiz idadi öğrencisi Nezih’in başından geçen tek taraflı romantik bir aşk macerası anlatılır. İsmini Alis zannettiği İzamoro’ya âşık olan Nezih, Fransız tiyatrosunda artist zannettiği Diyapulaların peşinden sürüklenir. Gençliğinden ve tecrübesizliğinden dolayı bir hayali yaşayan Nezih, İzamoro ve diğer iki kız kardeşinin amcalarının yardımıyla yaşadıklarını ve zengin koca bulmak için piyasa yaptıklarını öğrenerek hakikate ulaşır. Konusu son derece sade olan romanda okur, Nezih’le birlikte İstanbul’un caddelerini, sokaklarını gezer; Saraçhanebaşı, Zanni Eczanesi, Fotoğrafçı Sebah, Beyazıd, Kuruçeşme, Unkapanı Köprüsü, Erenköy, Haydar Paşa Deniz Hamamı, Taksim Cakomi Caddesi, Cakomi Oteli, Lüksemburg, Löbon Pastanesi, Aya Hristos, Aya Yorgi, Yaldızlı Köşk, Con Paşa Köşkü, Otel Dezetranje gibi dönemin gündelik yaşam kültürünü yansıtan mekânları izler; romanın yazıldığı tarihin kültürel atmosferi de İstanbul’a gelen operetler, operalar, tiyatroda oynanan oyunlar, okunan gazeteler, Tepebaşındaki eğlence ortamı üzerinden bugüne taşınır. Bu sayede roman, Araba Sevdası’ndakine benzer bir aşk anlatısı olmaktan çıkarak tarihsel ve kültürel bir belge olma niteliği kazanır. Ayrıca romanda kurulan hayal-hakikat karşıtlığının yanı sıra zenginlik-fakirlik, şehir-taşra, yerlilik-azınlık, aşk-para gibi sosyal açılıma sahip çatışmalar da gündeme getirilir. Diğer taraftan romandaki tasvirler olay akışı ve hareketlerle bütünlüklü olarak verilir. Bu sayede Hayal İçinde, Servet-i Fünun romanları bağlamında söz edilen sosyal hayattan ve yaşamsal gerçekten uzak kalma eleştirilerini haksız çıkaracak bir örnek olarak değerlendirilebilir. Gökhan Tunç, romanı yayına hazırlarken eklediği notlandırmalarla bu durumu daha da belirgin hale getirir. Büyük bir dikkatle hazırlanan notlarda okul, lokanta, hamam, vapur, köşk, sokak, cadde, mağaza, otel gibi mekânlar; kıyafet, meslek grupları, para birimleri, içkiler gibi dönemin gündelik hayat kültürünü yansıtan detaylar aktarılır. Ayrıca bazı mekânların görselleri de romanın sonuna eklenerek Hayal İçinde’nin yaşamsal gerçeklikle ne denli örtüştüğü ortaya konulmaya çalışılır.

İHMAL EDİLMİŞ BİR ROMAN

Mai ve Siyah’takine benzer bir şekilde hayalin konforundan hakikatin zorluğuna katlanmak zorunda kalan Nezih’in bir yıllık vaka zamanı içerisinde romantizmden determinizme sürüklenişini konu edinen Hayal İçinde, yazıldığı dönemi yansıtan, bu sayede sosyal ve kültürel gerçekliği bugünlere taşıyan ancak Latin harflerine aktarımı gerçekleşmediğinden hakkı teslim edilemeyen ihmal edilmiş bir romandır. Denilebilir ki ana akım tarafından kabul görmüş eski harfli eserlerin tekrar tekrar yayına hazırlanmasının yerine Hayal İçinde gibi önemli olup da ayrıntıda kalmış eserlerin bugüne kazandırılmasının edebiyat tarihçiliği bakımından büyük önem arz ettiği aşikârdır.

#Hüseyin Cahit Yalçın
#Hitabevi Yayınları
#Gökhan Tunç
2 yıl önce