Suriye'nin Doğu Gouta şehri , bombardımanlardan özellikle de kimyasal saldırılardan çok etkilendi. Bu süreçte büyük bir hastanenin personeli, yaralıların hayatını kurtarmak ve ekipmanlarındaki kayıpları önlemek için “Mağara” adını verdikleri bir yeraltı hastanesi kurdular. Dr. Ameni Ballour, 130 kişilik bir kadrodan oluşan bu yeraltı hastanesinin genel müdürü olarak görev yaptı. Masum sivillerin hayatını kurtarmaya ve hastaneyi daha fazla saldırıya karşı güçlendirmeye çalışırken hergün ölümle yüzleştiler. İşte onların hikayesini Suriyeli yönetmen Feras Fayyad kayıt altına aldı. Fayyad'ın "Halep'teki Son Adamlar" belgeseli geçtiğimiz yıl Oscar adayları arasında gösterilmişti. Yönetmen bu belgeselinde kuşatma altındaki Halep'te sivillerin hayatını kurtarmak için canlarını hiçe sayan Beyaz Baretliler ekibinin hikayesini anlatmıştı. Şimdi ise Doktor Amani ve arkadaşlarının yeraltı hastanesindeki tecrübelerini “Mağara" isimli belgesele dönüştürdü. Dr. Amani ve arkadaşları kuşatma altındaki Al Ghouta kentinin 2012'den 2018'e kadar olan kabus dolu sürecinde, hastaneden bir gün dahi ayrılmamışlar.
KİMYASAL SİLAH KULLANDILAR
Yönetmen Feras Fayyad, iki yıl boyunca yeraltındaki hastanede çekimler yaptı. Suriyeli yönetmen, gazetemize yaptığı açıklamada, filmin henüz tamamlanmadığını dile getirdi. Fayyad sözlerine şöyle devam etti: “ Suriye rejimi 2013 yılında Al Ghouta'da kimyasal silahlar kullandığında modern tarihin en acımasız savaş suçlarından biri yaşandı. Ancak daha da kötüsü, dünyanın geri kalanı sessizce baktı. Savaş suçlarını ortaya çıkarmak için ahlaki olarak kendimi sorumlu hissettim ve bu belgeseli çektim.” dedi.
Belgesel bu sonbaharda gösterime girecek ve güçlü hikayesiyle yine Oscar'a gidecek gibi gözüküyor. Biz de şu an Gaziantep'te uzmanlık eğitimini tamamlamaya çalışan doktor Ameni Ballour ile orada geçirdiği altı yıllık süreci, hastane müdürü olarak görev yaptığı günlerde yaşadığı zorlukları ve hayallerini konuştuk.
Doğu Ghouta, rejim güçleri tarafından kuşatıldı. Daha sonra kimyasal saldırılar başladı. Çok sayıda insan hayatını kaybetti. Biz de hastanenin de hedef alınmasından korktuk ve hastaneyi yeraltına taşıdık.
Her taraftan ölümle çevrili olan Doğu Ghouta'da çok sayıda sivil vardı. 400 bine yakın kişiye hizmet veriyorduk. Yaklaşık 130 sağlık personeli vardı. Hepsi de kendi hayatlarını ortaya koymuştu.
Zaten bölgede çalışan bir avuç doktorduk. Hastane yönetimi seçimlerle gerçekleşiyor. Ben de aday oldum ve seçildim. Son iki yıl hastanenin müdürü olarak görev yaptım.
Sürekli bombardıman sesleri altında çalışıyorduk ve her gün yüzlerce yaralı geliyordu. Hastane olarak tıbbi malzemelerin korunmasında büyük zorluklar çekiyorduk. En büyük sorunlardan biri de kan ihtiyacı olduğu zaman bunu karşılayamıyorduk.
Elbette sorumluluklarım artmıştı. Yiyecek çok azdı. Herkes giderek kilo kaybebiyordu. Ekip tükenmişti ve uyumakta zorluk çekiyorlardı. Her gün yeni yaralılar ve yeni ölümler demekti. Bu ne zaman bitecek diye soruyorduk. Çocukların ölümünü daha ne kadar izleyecektik.
ÇEKİMLER İKİ YIL SÜRDÜ
Yeraltında çalışıyorsunuz, sürekli tıbbi kaynaklar tükeniyor ve çözüm bulmak zorunda kalıyorsunuz. Tüm bunlar sağlık personeli üzerinde büyük bir psikolojik baskı yaratıyordu. Sözlerimiz tükeniyordu ve bu karanlık günlerin bitmesini bekliyorduk.
Feras Bey, buraya geldi. Hikayemizi dinledi. İki yıl boyunca çekimler yaptılar.
Bizim ilgilenmemiz gereken çok fazla hasta vardı. İşimize devam ettik. Onlar da çevremizde çekimlerini yaptılar.
Kadınlar çoğunlukta idi. Ancak erkek personel de vardı. Hepimiz hayat kurtarmaya odaklanmıştık.
Ülkemin diktatör rejiminden kurtulmasını istiyorum. Her yerde, özellikle de kadın ve çocukların olduğu her yerde insanlığın korunması için çabalayacağım. Tüm dünyada barışın hüküm süreceği ve tüm savaşların sona ereceği günlerin gelmesini umuyorum.
- Çocuk doktorluğu yapacağım
- Bundan sonraki hedefiniz ne?
- Savaş nedeniyle pediatri uzmanlığı eğitimini yarım bırakmıştım. Şu an Türkiye’de bu eğitimi tamamlıyorum. Altı yıl boyunca hastanede çalıştığım dönemde en çok çocukların hali beni etkiledi. Çocuk doktoru olarak işime devam edeceğim. Dilerim bir gün ülkemde bir yeraltı hastanesinde değil de bir çocuk hastanesinde çalışırım.