|

Yediğin içtiğin senin olsun

Güç dengelerinin, ihtişam gösterilerinin mideye doğru giden yolunu gösteren kitap, sadece yemek tarihi araştırmacıları için değil, dönem dizileri yapanlar, prosopografik araştırma yapmak isteyenler ve yemeğin sadece yemek olmadığını bir defa daha anlamak isteyenleri davet ediyor. Sumru Toydemir’in özenli notlandırması araştırmacılar için ilham veren pencereler açıyor.

Halil İbrahim İzgi
04:00 - 15/11/2021 Pazartesi
Güncelleme: 05:13 - 15/11/2021 Pazartesi
Yeni Şafak
Osmanlı ve Avrupa Sofralarından Menüler, Sumru Toydemir, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 150 sayfa
Osmanlı ve Avrupa Sofralarından Menüler, Sumru Toydemir, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 150 sayfa

Tarih farklı parçalardan bir araya gelir. Yemek bu parçaların en önemlilerinden biridir. Yemek kitaplarına olan ilgim farklı kitaplarla tanışmamı sağladı. Finlandiya taşrasından bir yemek kitabı, Macar mutfağına meraklı Mısırlı bir otel şefinin aldığı yemek kitabı, yöresnin kültürünü tanıtmak için yemek tarifleri derleyen gayretli insanlar. Göçtükleri yerledeki kültürlerini yaşatmaya çalışan kişilerin annelerinin mutfağında gördükleri tarifler, unutulmaya yüz tutmuş İstanbul azınlık mutfakları ve daha neler neler. Yemek kitabı sadece yemekleri değil aynı zamanda arkasındaki hikayeleri de taşır ve insanları birbiriyle tanıştırır. Yemek kitaplarıyla haşır neşir olduğum zamanlarda bir arkadaşım Rusya’dan ilginç bir yemek kitabı iletti. Farklı tarihlerdeki ünlü yemek davetlerindeki menülerdeki tariflerden oluşan bir kitaptı ve neredeyse tüm Rus tarihi birbirinden alaksız yönleriyle arzı endam ediyordu. Çeşme ve Sinop isimlerindeki Rus gemilerinin gövde birleşim törenlerindeki menü bunlardan biriydi.

Osmanlı ve Avrupa Sofralarından Menüler kitabının hikayesi ilginç. İçindeki menülerden bir kısmı Feyzi Muhtar Katırcıoğlu’na dedesi Mahmut Muhtar Paşa’dan ve Dolmabahçe Sarayı’nın Başmabeyncisi Ali Fuat Türkgeldi’den intikal etmiş. Aile hatırası menülerin üzerine mezatlardaki menüler eklenmiş ve ortaya geniş bir menü çıkmış. Davetler 1900’lü yılların başındaki çalkantılı günlere ait. Kimilerinin Avrupa’da görev yapmış Osmanlı diplomatlarına ait olduğunu tahmin ediyoruz. Kimi menüler özenle hazırlanmış kimisi ise el yazısıyla geçiştirilmiş. Sultan Vahdettin’in de Enver Paşa’nın da menüleri var. Dönemin kısıtlı imkanlarını gösteren menüler aynı zamanda menü yazılacak kadar önemli sofralardaki damak tadını da gösteriyor.

İYİLİK SOFRASI

Besim Ömer Paşa tarafından verilen bir Hilal-i Ahmer yani Kızılay davet menüsü içinde bulunulan dönemin uluslararası ilişkilerine de işaret ediyor. Yemek menüsü özenli bir kağıtta yer alıyor ve o zamanlarda adet olduğu üzere katılımcılar kendi isimlerini de menünün üzerine yazmışlar. Bu davet menüsündeki isimler bize Hint Hilal-i Ahmer Cemiyetinden bir delegasyonunu o yemekte olduğunu gösteriyor. Hilal-i Ahmer tarafındaki katılımcılarsa Osmanlının çok kültürlü yapısını gösteriyor. 24 Mayıs 1913 tarihli bu yemek menüsü Balkan Savaşlarının yıkıcı atmosferinden kalan küçük bir ayrıntı.

YEMEĞİN EDEBİYATI

Edebiyat dünyamız da yemek menüleri içinde yerini alıyor. 7 Mart 1913’te ünlü edebiyatçımız Abdülhak Hamit onuruna verilen bir davetin menüsünde yemeğin sevenleri tarafından tertip edildiği açıklanıyor. Çerez, börek, kuzu kapaması, tavuk galantini, salata, Ali Paşa güveci, Trabzon tatlısı, dondurma ve meyveden oluşan geniş yemek seçenekleri bulunuyor. Daveti veren kişi ya da kişiler hem edebiyatçımıza hem de yemeklere olan sevgisini dile getirmişler.

Güç dengelerinin, ihtişam gösterilerinin mideye doğru giden yolunu gösteren kitap, sadece yemek tarihi araştırmacıları için değil, dönem dizileri yapanlar, prosopografik araştırma yapmak isteyenler ve yemeğin sadece yemek olmadığını bir defa daha anlamak isteyenleri davet ediyor. Artık aramızda olmayan kişilerden kalan bu ilginç evrak manzumesi tarih kitaplarının pek de yer vermediği hayat parçalarını sunuyor. Sumru Toydemir’in özenli notlandırması araştırmacılar için ilham veren pencereler açıyor.

#Osmanlı
#Sumru Toydemir
#Türkiye İş Bankası
2 yıl önce