|

Hedef 500 bin öğrenci

Türk üniversiteleri, YÖK’ün kısıtlaması nedeniyle kontenjanlarının ancak yarısı kadar yabancı öğrenci kabul edebiliyor. Bu yüzden 500 bin öğrenci kapasitesine rağmen sayı sadece 125 bin. Bir öğrenci yılda ortalama 30 bin TL katkı yapıyor. Toplamda bu değer 34 milyon avroya ancak ulaşabilirken bazı ülkelerde bu rakam milyar dolarlarla ifade ediliyor.

Burak Karaca
04:00 - 6/01/2019 Pazar
Güncelleme: 01:18 - 6/01/2019 Pazar
Yeni Şafak
Türkiye'de 135 bin uluslararası öğrenci yükseköğrenim görüyor.
Türkiye'de 135 bin uluslararası öğrenci yükseköğrenim görüyor.

Türkiye’de 125 bin uluslararası öğrenci yükseköğrenim görüyor. Ancak bu rakam Türkiye’nin potansiyelini yansıtmıyor. 2023 hedefi olan 500 bin öğrenciye ulaşmak için kontenjan sayısının arttırılması büyük önem taşıyor. Çünkü Türkiye 5 milyon kişilik küresel yabancı ülke uyruklu öğrenci pazarından sadece yüzde 2,5 pay alabiliyor.

Son zamanlarda popülaritesini artıran yurtdışı eğitimleri birçok ülkeden insanın tercihi haline geldi. Türkiye'den öğrenciler çeşitli programlar aracılığıyla farklı ülkelere giderken, yine birbirinden farklı ülkeden öğrenciler de eğitimin sürdürmek için Türkiye'yi seçiyor. Türkiye'de 135 bin uluslararası öğrenci yükseköğrenim görüyor. Ancak bu rakam Türkiye’nin potansiyelinin yansıtmıyor. 2023 hedefleri kapsamında belirlenen 500 bin öğrenci hedefine ulaşmak için kontenjan sayısının arttırılması büyük önem taşıyor.

YÜZDE 2,5 PAY BİZE YAKIŞMAZ

  • UNESCO İstatistik Enstitüsü verilerine göre 2000 yılında 2.1 milyon olan uluslararası dolaşımdaki öğrenci sayısı 2005 yılında 3 milyona, 2012’de ise 4.1 milyona ulaştı. 5 milyonu aşan bu sayının 2020 yılı itibariyle 7 milyonu aşacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de ise 2002’de Türkiye’deki üniversitelerde 16 bin 656 yabancı öğrenci eğitim görürken, bu sayı 2017-2018 öğretim yılında 125 bini aştı. Bu veriler Türkiye’nin uluslararası öğrenci pastasının sadece yüzde 2,5’unu çekebildiğini gösteriyor. Uzmanlar Türkiye'nin coğrafi konumunu daha baskın şekilde kullanması gerektiğini vurguluyor.

GEÇİŞ ENGELİ ELEŞTİRİLİYOR

Türkiye'de şu anda Yüksek Öğretim Kurulu tarafından açıklanan düzenleme ile üniversiteler bölüm kontenjanlarının yarısı kadar yabancı uyruklu öğrenci kaydı alabiliyor. Öğrencilerin yerleştirme işlemlerinde ayrıca tıp, hukuk, diş hekimliği gibi bölümlerin dışındaki tercihlerinde ancak yüzde 10 oranında kaydırma yapılabiliyor. Eğer bir öğrenci ekonomi bölümünü seçtiyse ve bu alandaki kontenjan sebebiyle yerleşemediyse ancak aynı fakülte çatısı altındaki bir başka bölümü geçiş yapabiliyor.


AVANTAJIMIZ İYİ KULLANMALIYIZ

  • Türkiye'nin 2023 yılındaki 500 bin öğrenci hedefine de değinen Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Danışmanı Turgay Polat, konumu sebebiyle Türkiye'nin büyük avantaj sahibi olduğunu ve maliyet açısından da çoğu ülkeden daha uygun olduğunu vurguladı. Polat, bu avantajları doğru kullanarak bu rakamın artırılabileceğinin altını çizerken, yurtdışından ülkemize gelen öğrencilerin öncelikli olarak eğitim dili ve gidecekleri ülkedeki güvenlik, barınma ve hukuk kurallarına baktığını belirtti. Hedeflerin gerçekleştirilmesi yolunda Türkiye'nin birçok avantaja sahip olduğunu dile getiren Polat, Öğrencilerin ülkelere ekonomik yönden sağladıkları katkıya da değindi. Avustralya'nın ulaşım açısından Türkiye kadar avantajlı olmamasına rağmen en büyük gelir kaynaklarından birinin yurt dışından gelen öğrenciler olduğunu aktaran Turgay Polat, "Avustralya'nın 29 milyar dolarlık hizmet ihracatında ikinci veya üçüncü gelir kalemi yurt dışından gelen öğrenciler" şeklinde konuştu.

YILLIK 30 BİN $ GELİR GETİRİYOR

Yurtdışından gelen bir öğrencinin Türkiye ekonomisine yıllık ortalama 30 bin dolar kazandırdığını söyleyen Polat, "2023 yılı hedefi olan 500 bin öğrenci hedefi yakalandığında nasıl bir rakam oluşacağını tahmin edin" dedi. Bu öğrencilerin ülkeye getirdiği paranın herhangi bir kesintiye de uğramadığını belirten Polat, 30 bin doların tamamının ülke ekonomisine kaldığını aktardı. Polat, hükümet tarafından bu alanda önemli adımlar atıldığının altını çizerek, "Bu işi bir gelir kapısı olarak da görmeliyiz. Eğer erken davranmazsak elimizdeki öğrencileri de kaybedebiliriz" diye konuştu.

POTANSİYELLİ ÖĞRENCİYİ ÜLKEMİZE ÇEKMELİYİZ

Sayı kısıtlamasının yerini kalite kısıtlamasının alması gerektiğini vurgulayan Polat, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mevcut yabancı uyruklu öğrencilerin tamamından para almıyoruz. Ülkemizde bursla okuyan yabancı öğrenciler de var. Ülke olarak potansiyeli yüksek ve gelişime açık öğrencileri bir şekilde ülkemiz eğitim sistemine kazandırmalıyız."

  • HİZMET İHRACATINDA EĞİTİM HAYATİ ÖNEMDE
  • Eğitim alanının hizmet ihracatının en önemli sacayaklarından biri olduğunu söyleyen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, Türkiye’nin 48 milyar dolarlık hizmet ihracatını arttırması için eğitimin hayati önemde olduğunu söyledi. Bu alandaki çalışmaların sürmesi gerektiğini aktaran Gülle, “Burada eğitim gören öğrencileri birer fahri ticaret elçisi olarak görmemiz gerekiyor. Bu öğrenciler yarının iş adamları ve yatırımcıları olacak” dedi. Türkiye’nin bu alanda çok yol aldığını fakat hala potansiyelinden uzakta olduğunu vurgulayan Gülle, “Türkiye rol model bir ülke. Bugün dünden daha iyiyiz fakat daha ileriye gidebiliriz” diye konuştu.

138 ÜLKEDEN ÖĞRENCİ ÇEKİYORUZ


2017 yılında Türkiye; öğrenimini ülkemizde sürdüren öğrencilerden 34 milyon avro gelir elde etti. 138 ayrı ülkeden Türkiye’ye gelen 125 bin öğrencilerin yüzde 5.74’ü önlisans, yüzde 69.5’i lisans, yüzde 17.7’si yükseklisans ve yüzde 7.6’sı ise doktora öğrenimi görüyor. Bu öğrencilerin 60 bini paralı vakıf üniversitelerinde eğitimlerine devam ediyor. Türkiye’ye en fazla öğrenci gönderen ülkeler sırasıyla Almanya, Yunanistan ve Rusya.

#Öğrenci
#Yabancı
#Turgay Polat
#İsmail Gülle
5 yıl önce