Kabine toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularına cevap veren Bakan Kirişci, “Biz zaten 7.450 liradan buğdayı üreticiden aldık. Şimdi onlara 4.500 liradan veriyoruz. Yani, ekmek yapan fırıncının kullanacağı unu, ton başına 2.950 lira TMO olarak sübvanse ediyoruz. Dolayısıyla bizim üreticilere ödediğimiz paranın 2.950 lira altında bir fiyatla bunu un sanayicisine verip ‘Sen de un yap bundan, bu unu da fırınlara ver’ dediğimizde biz görevimizi bakanlık olarak yapmış oluyoruz. Zaten şu anki maliyet içinde unun payı yüzde 27. Yüzde 27’nin dışında eğer bir fiyat artışı varsa o bizi ilgilendiren bir husus değil. Personel giderleri, elektrik, akaryakıt... Neticede ekmekler fırından çıkınca bir dağıtıcı marifetiyle bakkallara, satış noktalarına dağıtılıyor” dedi.
BUĞDAYI İŞLEYECEĞİZ
Rusya ile mutabık kalınan ‘tahıl koridorundan az gelişmiş ülkelere tahıl gönderme’ konusuyla ilgili de değerlendirmede bulunan Kirişci, “Bizim atıl bir kapasitemiz var; mesela un, makarna, irmik ve bulgur sanayinde. Rusya’dan alacağımız bedelsiz buğdayı kendi fabrikalarımızda işledikten sonra o ülkelere göndereceğiz. Cumhurbaşkanımızın arzusu, bedava aldığımız buğdayı, bulgur ve un olarak bedava vermek” dedi. Kirişci, şu anda az gelişmiş 8 ülke bulunduğunu da kaydetti.
SU REZERVLERİNDE SIKINTI YOK
Kirişci, ekim işlemlerinde su rezerviyle ilgili herhangi bir sorun olmadığını belirterek, “Eylül ayında uzun yıllar ortalamasının 1 derece üzerinde sıcaklık seyrediyor. Bunun, kasım ayında telafi edileceği yönünde bir görüş vardı. Bugün hemen hemen yurdun dört bir yanında, hem Adana, hem de Mersin ve Gaziantep’te yağış vardı. Su rezervlerimiz konusunda bir sıkıntımız yok. Toprağın hazırlanması konusunda bir sorun yok. Ekinler ekildi. Ekim işlemleri bitti” dedi.
TÜRKİYE’NİN TARIM SİGORTASI ORTALAMASI YÜZDE 21,4
Kuraklık ve verim kaybı riskleriyle ilgili de konuşan Kirişci şunları söyledi:
“Şu anda tarım sigortası poliçelerinde kuraklıkla ilgili riskler var. Dolayısıyla kuraklık riskiyle ilgili TARSİM poliçe üretiyor. Biz de vatandaşlarımıza diyoruz ki; ‘Bu poliçelere ilgi gösterin, siz de kendi işletmelerinizi sigorta ettirin.’ Türkiye’nin TARSİM sigorta ortalaması yüzde 21,4, bu çok düşük. ÇKS’ye kayıtlı çiftçilerin 5’te 1’i ancak sigortaya kayıtlı. 16 yıllık bir mazisi var. Daha fazla olmasını arzu ederdik. Mesela Trakya bölgesinde, Trakya çiftçisinin biraz daha bu işlere ilgisinden olabilir, onlarda daha çok. Olağanüstü bir şey olursa biz her daim üreticimize destek oluyoruz. Şu anda öyle bir verim kaybıyla, kuraklıkla ilgili bir şey söylemek mümkün değil. Haziran ayından itibaren ürün hasat edilmeye başlandığında kendini gösterecektir. O aylarda 40 dereceleri bulan hava sıcaklıkları oldu. Bu ister istemez kuraklığı ve verim kaybını da beraberinde getirdi.”
