SULARIN YÜZDE 40’I FİZİKSEL ARITILIYOR
- Marmara’ya günde 5.2 milyon metreküp arıtılmış su deşarj edildiği ve bunların yüzde 40’ının sadece fiziksel arıtmayla gerçekleştiğini aktaran Demir,“Yani Marmara’yı temelde en çok kirleten arıtma türü de budur. Arıtma tesislerinden geçirilen atık sular 40 metre derinlikten denize veriliyor. Ve bu sular denizdeki yosunların ani büyümesine, onların patlamasına, denizdeki ekolojik dengenin bozulmasına neden oluyor”diye konuştu.
ASIL HEDEFİMİZ MEMBRAN ARITMA
ŞARTLAR DEĞİŞMEDİ
Demir, müsilajın oluşmasına sebep olan şartların ortadan kalkmadığını belirterek, şöyle devam etti: “Eğer gerekli çalışmaları yap-mazsak korkarım Marmara elden gidebilir. Bizim yapmamız gereken iş de tüm bu çalışmalar neticesinde oluşturulacak rapor doğrultusunda kirle-ticilerin önüne geçmek.”
Yüzde 75 oranında İstanbul kirletiyor
- Demir, Marmara Denizi’nin kirlenmesinde İstanbul’un yüzde 75-76 oranında etkili olduğunu söyledi. Asıl kirlilik kaynağı olan İstanbul’un atıklarının bir şekilde kontrol altına alınması gerektiğine dikkat çeken Demir,“En fazla tehlike altına olması gereken bölge İzmit Körfezi idi. Ama Körfez’de kirlilik, kirleticilerin ileri biyolojik arıtma tesisleriyle bertaraf edilmesi nedeniyle, olması gereken düzeyde değil ama, kontrol altına alınmış”diye konuştu.
İBB YARDIMCI OLMADI
Balığa engel değil
Demir, toplanan müsilajın tahlilinin yapıldığını, tehlikeli atık olmadığını ve balıkların yenilmesine engel bir durumun da olmadığını bildirdi. Midye yetiştiriciliğine de destek verilmesi gerektiğini aktaran Demir, “Midye son derece önemli. Adeta deniz suyunu filtreliyor” dedi.
GEÇEN YILDAN FARKLI
- Marmara’da daha önce de yüzdüğünü söyleyen Demir, müsilaj etkilerinin gözlenmesi amacıyla Büyükada açıklarında yaptıkları dalışa ilişkin şunları paylaştı:“Geçen sene ve bu sene arasında çok fark var. Müsilajı hissediyorsunuz, çıkarken üstünüz yapış yapış oluyor.”