|

Depremi unutmayalım

Ekranda deprem üzerine yaptığı yorumlarla bir anda dikkatleri üzerine çeken Japon İnşaat Mühendisi Yoshinori Moriwaki, “Türkler felaketleri çabuk unutuyor. Oysa önlem alınırsa ölümlerin yüzde 70 engellenmesi mümkün” diyor. Marmara depremini İstanbul’da yaşayan Moriwaki, “Oturduğum bina sağlam olduğu için evden çıkmadım. Ama küveti su doldurdum ve deprem çantamı kontrol ettim” ifadelerini kullanıyor.

Dilber Dural
04:00 - 12/03/2023 Pazar
Güncelleme: 00:33 - 12/03/2023 Pazar
Yeni Şafak
Yoshinori Moriwaki.
Yoshinori Moriwaki.

Yoshinori Moriwaki ismini çoğumuz deprem felaketinin ardından ekranlarda yaptığı açıklamalarla duyduk. Deprem konusunda aynı zamanda oldukça tecrübeli bir Japon uzmanın sözlerine hepimiz dikkat kesildik. 67 yaşında inşaat mühendisi Yoshinori Moriwaki aslında geçtiğimiz sene Kahramanmaraş’ta bir seminerde, “Doğu Anadolu fay hattı kırılmaya başladı.Fazla büyük değil ama dikkatli olmak lazım. Elazığ’dan sonra Kahramanmaraş’a gelebilir” şeklinde konuşma yapmış ve bu konuşması sosyal medyada kısa sürede yayılmıştı. 32 yıldır İstanbul’da yaşayan Moriwaki 1999 Marmara depremini de İstanbul’da yaşamış. Biz de Ataşehir’de bulunan Hazama Ando Corporation Türkiye ofisinin genel müdürü olan Moriwaki’nin kapısını çaldık.

Yoshinori Moriwaki iki kız ve bir erkek babası bir inşaat mühendisi. İki kızından üç de torunu var ancak kızları torunlarıyla Japonya’da. Türkiye’de ikinci evliliğini yapan Moriwaki burada eşi ve ondan olan 15 yaşındaki oğlu ile birlikte Tuzla’da yaşıyor. Bundan 32 yıl önce bir iş için yolu İstanbul’a düşmüş ve bir daha da ayrılamamış. Moriwaki, “O zamanlar Tayland’a veya Malezya’ya gitmeyi bekliyorken, Türkiye’ye geldim” diyerek anlatıyor Türklerle tanışma hikayesini. Türkiye’ye iş için ilk defa geldiği o zamanlar Beşiktaş’ta bulunan bir oteli, Japon mimar ve mühendislerin de aralarında olduğu bir grubun yaptığını söylüyor. Moriwaki, “O otelin üç binası vardı. O binalardan bir tanesinin sorumluluğunu bana verdiler. Ben de bir aylığına kalacakken bir sene kalıp çalıştım” diyor. 32 yıldır İstanbul’da yaşayan Moriwaki, daha sonrasında ülkemizdeki birçok farklı özel şirketlerde çalışmış.

EN İYİ TÜRKÇEYİ OĞLUM KONUŞUYOR

Eşi ve oğlu ile İstanbul Tuzla’da yaşayan Moriwaki, “Eşim Ukraynalı. Oğlumuz Türkiye’de dünyaya geldi. Bazen oğluma ‘Sen Ukrayna’yı mı seviyorsun yoksa Türkiye’yi mi seviyorsun?’ diye soruyorum. Oğlumun cevabı ‘Ben Türküm. Türkiye’yi seviyorum’ oluyor” ifadelerini kullanıyor. Moriwaki, oğlunun İstanbul’da bir Türk okulunda okuduğunu ve arkadaşlarının da Türk olduğunu söylüyor. “Ailemde en iyi Türkçe konuşan oğlum” diyen Moriwaki, oğlunun ana dil olarak da Türkçe konuştuğunu akabinde İngilizce, Rusça ve en son Japonca öğrendiğini dile getiriyor.

TÜRKÇE VE KÜRTÇEYİ İŞÇİLERDEN ÖĞRENDİM

Kendisi ise şantiyelerde çalışırken işçilerden hem Türkçe hem Kürtçe öğrenmiş. Moriwaki Türkçe öğrenme sürecini şöyle anlatıyor: “İşçiler bana Türkçe bir şey sorduklarında not alıyordum. Sonra ofise döndüğümde sordukları cümleleri, kelimelerin ne demek olduğunu araştırıyordum. Kelime kelime Türkçe öğrenmeye başladım.” Moriwaki aynı zamanda şantiyede çalışan doğulu inşaat işçiler sayesinde de Kürtçeye de aşina. Onlardan rakamları öğrendiğini söyleyen Moriwaki, “1’den 10’a kadar rakamları Türkçe öğrenmiştim. Sonra bir gün işçiler bana bu rakamları başka şekilde söyledi. Japonca iki şekilde sayıyoruz sayıları. Türkçede de öyle sandım.Kürtçe sayıları ezberlerken hala rakamları Türkçe öğreniyorum sanıyordum. Kürtçe öğrendiğimi bilmeden ‘Bak ben Türkçe öğrendim’ diyerek ofise gittim. Tüm mühendislerin önünde 1’den 10’a kadar Kürtçe saydım. Sonra herkes gülmeye başladı ve dediler ki ‘Bu Türkçe değil Kürtçe’. O zaman meseleyi anladım” diyor. Moriwaki’nin şimdi ise aklında kalan tek Kürtçe rakamı Du yani iki var.

Depremlerden dolayı sürekli olarak TV ekranlarına çıktığı için çocuğu ve eşiyle çok fazla vakit geçiremediğini söyleyen Moriwaki, 67 yaşına rağmen eve gittiğinde ders çalışıyormuş gibi sürekli deprem konusuna çalıştığını ifade ediyor. Deprem öncesi mutlaka yaz-kış fark etmeksizin haftada bir Ayvalık ya da Hereke’ye dalış yapmaya gittiğini dile getiren Moriwaki, hatta 22 sene geçmesine rağmen her yıl 17 Ağustos’ta Gölcük’e gidip dalış yaptığını anlatıyor. “Hâlâ o eski enkaz suyun içinde” diyen Moriwaki, “Denizin içinde neler var görmek istiyoruz” diyor ve şimdiki planlarının, Hatay’ın deniz kenarlarına toplu dalışlar yapmak olduğunu söylüyor.

ATATÜRK’E HAYRAN KALDIM

Moriwaki’nin kravatı, yakasındaki rozet, termosu, ofisinin içindeki pek çok yerde Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğraflarını görüyorum. Atatürk’e olan hayranlığının nereden geldiğini ise Moriwaki şöyle anlatıyor: “Her müdürlüğe gittiğimde Atatürk’ün fotoğraflarını görüyordum. Sonra ‘Acaba bu kim?’ dedim, merak ettim ve araştırdım. Japonca Atatürk’ü anlatan iki kitap okudum ve hayran kaldım.” Moriwaki her Ankara’ya gittiğinde de Anıtkabir’i ziyaret ettiğini ve dua ettiğini söylüyor.

TÜRK İNSANI DAHA SAMİMİ VE YARDIMSEVER

Peki Moriwaki’yi yıllardır Türkiye’de tutan ne?

Moriwaki bu soruyu şöyle cevaplıyor: “Japonlar gittiği yerlerde uzun yıllar kalmazlar. Japonya’da herkes dakikası dakikasına her şeyi yapıyor ve herkes aynı olmak zorunda. Ama oysaki ben kimi zaman yavaş kimi zaman da hızlıyım. Türkiye’de kendimi aşırı rahat buluyorum ve bu rahatlıktan memnunum.” Moriwaki Japonya’dayken stresten dolayı midesinden rahatsız olduğunu ama Türkiye’ye geldikten sonra mide rahatsızlığının geçtiğini söylüyor ve ekliyor: “Türkiye’de aşırı rahat bir insan oldum çünkü.”

Moriwaki, Türkiye’ye ilk geldiği zamanlar Türk kültüründe insanların kendi hemcinsleriyle samimiyetlerini önceleri çok garipsemiş ama sonra yavaş yavay alışmış. Moriwaki ilginç anılarını ise şöyle anlatıyor: “Otelin şantiyesinde Türk ve Kürt insanlar çalışıyordu. Mesela onlar kardeş veya akrabaysa bir erkek bir erkeğin kol dirseğinden tutup samimi bir şekilde yürüyor. Japonya’da bu imkansız, yasak ve yanlış anlaşılır. Japonya’da küçükken anne babaya sarılabiliriz ama büyüdüğümüzde böyle bir şey yok. Görünce çok şaşırmıştım.Mesela tokalaşma ve öpmeye de şaşırdım. Yanaktan yanağa öpmeyi de anlayamadım. Konuşurken biz mesafeye dikkat ederiz. Türk insanı daha samimi. Çok yakından konuşuyor ben de kendimi geri çekiyordum. Sonra alıştım tabii. Ben de yakın mesafeden konuşuyorum, ben de öpüyorum. Erkekse de öpüyorum. Sonra çok gülmüştüm. Bir başka örnek vermek gerekirse, biz mesela soyadı kullanıyoruz normalde. İsmimizi sadece anne baba veya eşimiz söyler. Ama Türkiye’de herkes ismimle hitap etmeye başladığında da şaşırmıştım. Sanki biri bana ismimle hitap edince utanıyor demeyelim de sanki gıdıklanıyormuş gibi hissediyordum. Ama ilk geldiğim yıllar biri bana Yoshinori diye mesaj atınca konuşmaya gerek yok diyordum.”

Türk insanının Japonlara göre daha samimi ve daha yardımsever olduğunu dile getiren Moriwaki, “Fazla samimiyet olsa da bu sıcaklığı seviyorum ve bayılıyorum. Türkiye çok rahat bir yer” diyor. Moriwaki, “32 seneden sonra artık Türkiye’ye tamamen alıştım. Japonya’ya gittiğimde kahvaltıda biz balık ızgara yiyoruz. Sonra 10 gün geçiyor artık beyaz peynir, zeytin nerede diyorum. Türkiye’ye dönmek istiyorum. Japonya’ya gittiğimde artık kendimi yabancı hissediyorum” şeklinde Türkiye’ye olan bağlılığını anlatıyor.

Marmara depreminde uyumaya devam ettim

1999 Marmara depreminde İstanbul’da olan Morawaki, o anları ise şu sözlerle anlatıyor: “Japonya’da deprem yaşadığım bölgede çok fazla deprem oluyordu. 1999 depreminde de Tuzla’da oturuyordum. Depremi hissettim ve yataktan kalktım.Oturduğum binaya taşınmadan önce binanın yapısını inşaatını, inşaat mühendisini iyi bi bildiğim için korkmadım. Ama depremden sonra tabii bir inşaat mühendisi olarak baktım çatıda, kolonlarda bir sıkıntı yok tekrar eve girip uyumaya devam ettim. Ama herkes dışarıdaydı ve dışarıda yattı. Ondan sonra yukarıya gittim. Küvete su doldurdum. Elektrik kesilebilir, su da gelmeyebilir. Şişelere su doldurdum. Sonra deprem çantasının içini kontrol ettim eksik var mı yok mu diye. Öyle uyudum. Benden başka kimse binada yoktu. Tek ben vardım. Benim evimin ışıkları yanıyordu. İnsanlar arabayla bir yerlere gidiyordu. Nereye gidiyorsunuz? diyordum. Gittikleri yerlerde deprem olabilir. Kimse o an ne olacağını bilmiyor sonuçta. Tabii ben bina içerisinde aşağıya inerken de yukarıya çıkarken de asansör değil merdiven kullanıyordum.

Morawaki, Japonların sinemaya dahi gidince yangın çıkış merdivenini, kapısının nerede olduğunu ve nasıl gidildiğini herkesin kontrol ettiğini anlatıyor.

Yoshinori Morawaki.

Öncesinden hazırlıklı olmalıyız

Morawaki, genel olarak depremlere dair temel sorunun ise, “Siz yaşananları unutuyorsunuz. Unutmaya çalışıyorsunuz” diyerek açıklıyor. Depremleri unutmamız gerektiğinin altını çizen Morawaki, “Mesela Japonlar unutmuyor. Japonya’da doğal afet çok var. Deprem, yanardağ, tsunami, fırtına, tayfun var. Neredeyse tüm doğal afetler Japonya’da var ama Japonlar bu doğal afetleri unutmuyor. Biz beraber yaşamak zorundayız. Bizim sizden farkımız biz depremden önce neler yapılması gerekiyorsa onları yüzde yüz yapmaya çalışıyoruz. Ama Türkiye’deki insanlar bazen hiçbir şey yapmadan kadere bırakıyor. Aslında bunu unutmamak lazım ve ne gerekiyorsa, tüm tedbirleri almak ve yapmak lazım. Bunu devlette, belediyede, o binaları inşa eden şirketler de, okullarda, ailede tek tek bunu hep beraber yaparsak hesaplanabilir risk var. Bunu hesaplamış oluruz. Bu riskin yüzde 70’i yok olur, geriye yüzde 30 kalıyor. Yüzde 70 çok büyük bir rakam. Ama Türk insanı “Hemen, ne zaman, ne kadar büyüklükte?” bunu soruyor. Bir gün olacak. Ama maalesef bu şimdiki teknoloji ne zaman olduğunu söylemiyor. Onun için zaten biz hazırlıklı olursak, 5 yıl sonrada olsa 10 yıl sonra da olsa hazırlıklı olmuş olacağız. Onun için depreme her zaman hazırlıklı olmalıyız” diyor. Zeminine göre bina yapmak gerektiğini vurgulayan Morawaki, “Sert zeminse sıkıntı yok ama yumuşak zemine sert bir bina inşa edilirse deprem olunca yıkılır. Zemin iyiyse depreme dayanıklı. Çünkü zemin iyiyse zaten sallantı olmuyor. Şunu her zaman özellikle vurguluyorum. Önce zemin nasıl diye bakmak lazım” ifadelerini kullanıyor. Yarın da deprem bölgesine gidecek olan Morawaki, ay sonunda ise Japonya’dan çok özel bir ekibin Gaziantep, Kahramanmaraş ve Hatay’a gidip çalışmalar yapacağını dile getiriyor.





#Deprem
#Japon İnşaat Mühendisi Yoshinori Moriwaki
#Marmara Depremi
1 yıl önce