|

İstanbul’un en iyi kaydı

Reşat Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi’nin 40 bin yayınlanmamış kaydından bir seçki Salt Galata’da sergide.

Ayşe Olgun
04:00 - 28/05/2023 Pazar
Güncelleme: 02:29 - 28/05/2023 Pazar
Yeni Şafak
Reşat Ekrem Koçu.
Reşat Ekrem Koçu.

Tarihi sevdiren adam olarak tanıdığımız ve 1940’lı yıllarda yayımladığı İstanbul Ansiklopedisi ile ismi özdeşleşen tarihçi, yazar, şair Reşat Ekrem Koçu’nun imkansızlık yüzünden G harfine kadar bastırdığı İstanbul Ansiklopedisi’nin yayınlanmamış bölümlerinden bir seçki “Başka Kayda Rastlanmadı-Reşat Ekrem Koçu ve İstanbul Ansiklopedisi” adıyla Galata Salt’ta bir sergiyle ziyarete açıldı. Salt Galata ve Kadir Has Üniversitesi’nin 2018 yılından bu yana ortaklaşa yürüttüğü çalışmalar sonucunda gün yüzüne çıkan arşivin nihayet Haziran ayından itibaren dijital olarak okura açılacağı müjdesi de verildi. Sergi ise 29 Ekim tarihine kadar paneller ve söyleşilerle devam edecek.

KAYIP ARŞİV GÜN YÜZÜNE ÇIKTI

Reşat Ekrem Koçu’nun ilk fasikülünü 1944 yılında okurla buluşturduğu İstanbul Ansiklopedisi daha o yıllarda büyük ilgi gördü. Aynı zamanda dünyada da şehir ansiklopedisi olarak ilk örneklerinden biri sayılıyor. Z harfine kadar hazırlanmış olan ansiklopedi Koçu’nun sağlığında ancak G harfine kadar yayımlandı.Vefatından sonra ise evlatlığı Mehmet Koçu’nun girişimine rağmen okurla bulaşamadı. Geçtiğimiz aylarda çıkan Turan M. Türkmenoğlu’nun “Sahaflar Çarşısı’nda Görüp İşittiklerim Kitabı”ndan öğrendiğimize göre Koçu vefatından bir süre önce Göztepe’ye taşınıyor ve çalışmalarını buradan sürdürüyor. Türkmenoğlu parasız kaldıkça evlatlığının Koçu’nun kitaplarını sahaflara getirip sattığını hatta bir seferinde Koçu’yu ikna edip evindeki kütüphanesini ve depodaki kitaplarını toplu satın aldıklarını hatıralarında anlatıyor. Yine Türkmenoğlu Reşat Ekrem Koçu’nun vefatından sonra evlatlığının ansiklopediyi çıkarmak için Ece Ajandası ve Afitap Yayınevi ile anlaşıp oraya gidip geldiğini ancak onun da vefatından sonra bu girişimin sonuçsuz kaldığını söylüyor. Uzun yıllar kayıp olan yayımlanmamış yaklaşık 70 koli malzeme ise 2010 yılında sahaf Nedret İşli’nin o dönemde yazdığı bir yazıyla yeniden gündem olmuştu. Arşivin Cağaloğlu’nda bir depoda olduğu bilgisinden sonra yeniden İstanbul Ansiklopedisi’nin yayınlanması gündeme gelmişti. Ancak 2018 yılında Murat Bardakçı’nın kaleme aldığı bir başka yazıda ise bu arşivin o dönem çok yüksek fiyata satışa çıktığını bunun üzerine de çalıştığı gazetenin almak için pazarlık yaptığını ancak kendisinin daha sonra gazeteden ayrılmasıyla bu meselenin de kapandığını öğrenmiştik. Yine aynı yıllarda Kadir Has ve Salt Galata ise 2018 yılında bu arşivi satın alıp ortak bir çalışmayla dijitalleştireceğini duyurmuştu. İşte beş yıllık bir çalışmanın sonucunda yaklaşık 40 bin malzemelik bir arşivden yola çıkarak geçen hafta Salt Galata’da açılan “Başka Kayda Rastlanmadı” adlı sergi uzun yıllardır konuşulan bu arşivin bir anlamda ön belleği diyebiliriz.

İSTANBUL’UN 500. FETİH YILI

Reşat Ekrem Koçu, ansiklopediyi Türklerin İstanbul’u fethinden sonrasını ele alarak 500 yıllık tarihi üzerinden tasarlamış. İlk sayısı 1944 yılının Kasım ayında okurla buluşan ansiklopedi dönem dönem yayınına ara verse de 1973 yılına kadar okurla buluşturuldu. İstanbul’un kütüğü olma iddiasıyla yola çıkan ansiklopedi İstanbul’un cadde ve sokaklarını, cami, çeşme, türbe, hamam, köşk ve saraylarını tarif etmekte ve aynı zamanda günlük yaşamın aktığı kahvehane, okul, tiyatro ve eğlence mekanları hakkında da bilgi veriyor. Öte yandan bu mekanlardaki devlet adamları, şairi, yazarı,sanatkarları, delileri, hırsızları, katilleri, ayyaşı, kabadayılarının yanında ve çeşitli mesleklerden simaları da anlatıyor. Yine İstanbul’daki giyim kuşamdan, tabiat güzelliğine, İstanbul’un sokak argosundan, romanlarına kadar geniş bir yelpazede ele alınan şehir adeta İstanbul Ansiklopedisi’nde capcanlı olarak okurun karşısına çıkıyor. Ansiklopedideki maddelerin yüzde 85 gibi bir bölümü Reşat Ekrem Koçu tarafından kaleme alınsa da Osman Nuri Ergin, Semavi Eyice, İbrahim Hakkı Konyalı, Yılmaz Öztuna, Süheyl Ünver gibi isimler de dikkat çekiyor. Ansiklopedinin her maddesi aynı zamanda resimlerle de süslenmiş. İstanbul Ansiklopedisi’nin geniş bir çizer, illüstratör kadrosuna sahip olduğunu görüyoruz. Ansiklopediye çizimleriyle destek olan isimlerden öne çıkanlar arasında Ferzan Baydar, Sabiha Bozcalı, H. Çizer, , A. Bülend Koçu (Reşad Ekrem Koçu), Reşat Sevinçsoy, Abdullah Tomruk, Salih Sinan, O. Zeki Çakaloz, Hâşim, Kemal Zeren, Turan Açıksöz, Münif Fehim, Zeki Yönet, Özay Aslan, Nuriye Nirven, Ömer Tel, Agop Arad’ı sayabiliriz.Sergi çizimler, fotoğraflar ve gazete küpürleriyle eski İstanbul’a davet ediyor.

Galata çevresindeki sıra dışı hayat

Salt Galata’nın katlarına yayılan sergi, içine yerleştiği yapıyı kentsel bir odak olarak ele alıyor ve malzeme seçkisini Galata semti etrafında kurgulanan bir çerçevede sunuyor. Koçu’nun 19. yüzyıl başlarından 20. yüzyıl ortasına uzanan bir zaman diliminde Galata ve yakın çevresine dair yarattığı müstesna kent imgesini ve sakinlerini gündeme getiriyor. Söz konusu yapıyı çevreleyen kentsel mekânda bir asır yaşamış olan “ayaktakımının”, İstanbul’un geleneksel mahalle düzeninin dışında yaşayanların Reşad Ekrem Koçu ve İstanbul Ansiklopedisi Arşivi’ndeki izlerini sürüyor. Bazı maddelerin sonunda yer alan “hakkında başka kayda rastlanmadı” ibaresi ise resmî tarihyazımının dışına çıkılan noktaya işaret ediyor; başka yerde kaydı olmayanların şehrine bakıyor.

Beş yıldır devam eden proje

Başka Kayda Rastlanmadı: Reşad Ekrem Koçu ve İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, mimarlık tarihçisi Bülent Tanju, araştırmacı Cansu Yapıcı, Salt’tan Gülce Özkara (Programlar Sorumlusu) ve Masum Yıldız (Arşiv Uzmanı) tarafından, Emirhan Altuner (Tasarım ve Prodüksiyon) ile Kadir Has Üniversitesi iş birliğinde hazırlandı. Sanatçı Cem Dinlenmiş ise sergi kapsamında İstanbul Ansiklopedisi’nden yola çıkarak yaptığı illüstrasyonları ile katkı sağladı. Salt’ın İstanbul Ansiklopedisi üzerine Kadir Has Üniversitesi ile birlikte yürüttüğü arşiv ve araştırma projesi, 2018 yılında Salt Araştırma ve Programlar Eski Direktörü Meriç Öner ile mimar-akademisyen Arzu Erdem tarafından başlatıldı.

Ansiklopedi hakkında notlar

* Reşat Ekrem Koçu tarihçi kimliğinin yanında aynı zamanda yazar, tercüman ve şairdir. Sergiyi gezerken de pek çok maddenin dönemin ünlü şairlerinin dizeleriyle anlatıldığına tanık oluyoruz. Aynı zamanda ressam olan Koçu, son derece değerli çizimler yapabilme kabiliyetine sahiptir. Fotoğrafa meraklıdır ve fotoğrafçılıkla uğraşır.

* İstanbul Ansiklopedisi Reşad Ekrem Koçu’nun şaheseridir. Koçu bu eseri oluştururken kendi deyimiyle İstanbul’un bir “kütük”ünü oluşturmak maksadıyla yola çıkmıştır. 1944 yılında başlayan bu macera 1973’e dek sürer.

* Eserinde kullanacağı malzemenin bir bölümünü daha evvel arşivleri dolanarak, gazeteleri tarayarak elde eden Reşad Ekrem, büyük bir işe adımını atar ve eserin fasiküllerini ayda bir çıkartma hedefiyle işe koyulur. Hedefi İstanbul’un fethinin kurtuluşunun 500. yıldönümü olan 1953 yılında tamamlamaktır ancak mümkün olmaz. 1973 yılında son sayısı yayımlandığında ansiklopedi henüz G harfindedir.

* İlk dönemde Koçu’nun bürosu Ankara Caddesi’ndedir. Nallı Mescit’in az aşağısında bulunan bu büro, dönemin tarih, edebiyat ve sanat camiasının önemli isimlerinin buluşma ve sohbet etme yeri hüviyetindedir.

* İlk gençlik yılında ansiklopediye katkı sunan tarihçi Semavi Eyice’nin ansiklopedi için bazı eleştirileri de olmuş. Mesela Eyice’ye göre ansiklopedi maddelerinin çoğu ilim metotlarına göre yazılmıyor, kaynaklar açık surette belirtilmiyor, böyle bir eserde yer alması fazla gerekli olmayan konulara aşırı derecede yer veriliyor, hatta bazı romanlar özetleniyormuş. .

* İstanbul Ansiklopedisi diliyle ve üslûbuyla da severek okunan bir eserdir. Bunda da Koçu’nun tarihi herkesin severek okuyacağı bir üslupla dönemin gazetelerinde yazdığı yazılarındaki dili etkilidir. İstanbul Ansiklopedisi’nde Koçu’nun edip-tarihçi özelliğinin ve İstanbul hayranlığının izleri sonuna kadar görülür. İstanbul Ansiklopedisi, yazım hususiyetleri bakımından bazı farklılıklar içermektedir. Eserde pek çok imlâ hatası yer almaktadır. Bunun yanında bugünün imlâsıyla arasında farklılıklar da göze çarpmaktadır. Dönemin imlâ anlayışındaki farklılık, muhakkak ki bugünün okurunun çok alışık olduğu bir durum değildir. Diğer taraftan bu farklılıklar eseri orijinal kılan unsurlardandır.

* Bu arşivden özel bir seçkiyle geçtiğimiz hafta Salt Galata’da açılan sergi ise 19. ve 20. yüzyıl İstanbul’una farklı bir bakış açısı getirmeyi amaçlamış. Ayrıca sergi kapsamında düzenlenecek etkinlikler saltonline.org ve Salt’ın sosyal medya kanallarından duyurulacak. sergi Salt Galata’nın üç katına yayılmış. İlk katında Reşat Ekrem Koçu’nun özel eşyaları, aile albümü de yer alıyor. Bu belgeler içinde benim en çok ilgimi öğretmenlik yaptığı yıllara ait olan bir tutanak çekti. Okul yönetimi tarafından hakkında tutulan tutanaktan anladığıma göre Pertevniyal Lisesi’nde tarih hocalığı yaptığı yıllarda sıınfta öğrencilerine not cetvelini vererek herkesin kendi bilgisi seviyesinde kendisine not yazmasını isteyen Koçu daha sonra sınıfta yaptığı sözlü de kendisine fazla not yazdığını düşündüğü bazı öğrencilerin notlarını düşürüp bazılarının ise notlarını yükseltmiş. Ayrıca ilk gençlik yıllarından ömrünün son yıllarına kadar uzanan bir aile albümü de sergide yer alıyor.

* Sergi, Koçu hayattayken ancak G harfine kadar basılabilmiş İstanbul Ansiklopedisi’nin Z harfine kadarki ciltlerinin tasarım aşamasında kalan maddelerini arşiv malzemeleri üzerinden takip ediyor. Metin taslakları, kupürler, kolaj ve çizimlerin oluşturduğu malzeme, kendi ifadesiyle İstanbul’un “muazzam kütüğünü” çıkarma amacıyla yola çıkmış Koçu’nun tarihyazımındaki ayrıcalıklı konumunun ipuçlarını veriyor.


#Edebiyat
#Tarih
#Reşat Ekrem Koçu
#İstanbul Ansiklopedisi
10 ay önce