|

Kitaplar arasından salgın hastalıklara

Dünden bugüne salgın hastalıklarından ilhamla dünya edebiyatının en çok okunan romanları kaleme alınmıştır. Bu romanların bir kısmı gerçek hikayelerden yola çıkmıştır. Öte yandan salgınla nasıl başa çıkılması gerektiğini anlatan güvenilir pek çok kitap da son dönemde raflarda yerini aldı. Geçmişten bugüne salgın hastalıkların ele alındığı 20 kitaplık bir okuma listesi çıkardık.

Semiha Kavak
04:00 - 15/09/2020 Salı
Güncelleme: 03:34 - 15/09/2020 Salı
Yeni Şafak
Koronavirüsle ilgili bilgilendirici eğitici kitapların yanı sıra bu dönemde yayınlanan kurgusal romanlar da var.
Koronavirüsle ilgili bilgilendirici eğitici kitapların yanı sıra bu dönemde yayınlanan kurgusal romanlar da var.

İnsanoğlu var olduğu sürece birçok salgınla karşılaşmış ve çeşitli dönemlerde yaşanan bu salgınlar milyonlarca insanın ölümüyle neticelenmiştir. Tıbbın günün salgınları karşısında yetersiz kalması, karantinanın yeterince uygulanamaması vs. gibi nedenlerle kitlesel ölümlere yol açan bu salgınların önüne geçilememiş, tıptaki gelişmelere rağmen de süreç içerisinde yeni salgınların ortaya çıkması önlenememiştir.

Tarihte yaşanmış olan ve kitlesel ölümlere yol açan bu salgınlar birçok sanat eserinde tasvir edilmiş, insanlık tarihini anlatan her şeyde yerini almıştır.

Bu salgınlar aynı zamanda birçok edebi esere de konu olmuş, bu salgınların güne ve geleceğe etkisi kitaplarda, makalelerde yerini almıştır. Tarihte en çok ölümlere yol açan salgınlardan olan veba, cüzzam, kolera, tifüs, İspanyol gribi, Asya gribi gibi çeşitli ölümcül gripler, hıv/aıds, sars, mers-cov gibi salgınları konu edinen önemli eserlerin yanı sıra bu salgınlardan korunma konusunda da yazılmış eserler mevcut.

Tarihte en önemli yere sahip olan veba salgınıyla ilgili birçok önemli kitap bulunuyor. Ortaya çıktığı 14. yüzyılda Avrupa’da 200 milyon kişinin ölümüne yol açan veba, son bulduğu 19. yüzyıla kadar edebiyatı en çok etkileyen salgınlardan biri oldu.

SALGIN ÜNLÜ ROMANLARDA


Veba ve edebiyat deyince de akla ilk olarak Giovanni Boccaccio’nun Decameron’u geliyor. Alfa Yayınları arasında çıkan kitapta Boccaccio’nun 1348-1351 yılları arasında yazdığı hikayeler, İtalya’daki veba salgınından kaçmak için bir araya gelen yedi genç kadınla üç genç erkeğin önce bir ev sonra da şatoda konaklarken birbirlerine anlattıkları öykülerden oluşuyor. Klasiklerin yazıldığı dönemin korkulan rüyası olan kara ölüm, Daniel Defoe’nin kaleminden ‘Veba Yılı Günlüğü’ olarak dökülüp kayıtlara düştü. 1722 yılında yayınlanmış olup, İş Bankası Yayınları arasında yer alan kitapta 1665 yılında Londra’da veba salgını sırasında yaşanan olaylar, bu salgının ekonomiye etkileri tarihe not düşülmüş.

Bakteriler ve mikroplar açısından bir dünya tarihi niteliğinde olan İletişim Yayınları arasında çıkan “ Mahşerin Dördüncü Atlısı” adlı eserde Andrew Nikiforuk, toplumsal hayatın hastalıklarla yakın ilişkisini çevreci bir bakışla incelemekte ve dünyamızın en eski sakinleri olan mikro-organizmalarla barış yapmamızı , yani bağışıklığın önemini öne çıkarmış.

GERÇEK HİKAYELER DE VAR


Geraldine Brooks’un “Mucizeler Yılı” adlı eseri, bir tarihi roman. Kitabın kurgusu 1666 yılı İngiltere’sinde tüm sakinleri vebaya yakalanan “Eyam” isimli köyün gerçek hikâyesine dayanıyor. Londra’dan gelen gezgin bir terzi, hayvancılık ve madencilikle uğraşan bu kendi halindeki sessiz köye veba hastalığını taşır. Öngörülü genç bir rahip, köylüleri, hastalığı yaymamak için köyü karantinaya almaları gerektiğine ikna eder. Ancak ölüm korkunç yüzünü gösterince, insanlar dualardan ve şifalı bitkilerden yüz çevirip çareyi üfürükçülükte ve ölümcül bir cadı avında aramaya başlarlar. Hikâyenin anlatıcısı genç Anna Frith istemeden de olsa bu umutsuz savaşta ön saflarda yer alır.


İş Bankası Yayınları’nın yakın zamanda yeniden bastığı “Dünyamızı Değiştiren On İki Hastalık” adlı kitap Irwin W. Sherman imzasını taşıyor. Kitapta kolera, sıtma, frengi, grip ve AIDS gibi hastalıkların yayılımı ve sonuçları anlatılırken bu hastalıkların siyasi ve toplumsal sonuçları ele alınmakta.

Öte yandan salgınları önceden haber verdiği iddia edilen kimi komplo teorilerine ve kehanetlere dayanan kitaplar da var. Bunların en önemlilerden biri ABD’li yazar Dean Koontz’un 1981 yılında yazdığı “The Eyes Darkness” (Karanlığın Gözleri) adlı kitabı. Pegasus Yayınları arasında çıkan kitapta yazar corona virüsü salgınına değiniyor ve adeta yaşananlar konusunda kehanetlerde bulunuyor.


Slyvia Browne ve Lindsay Harrison’un “Dünyanın Sonuna İlişkin Tahminler ve Kehanetler” başlıklı kitabında, ‘2020’lerde, akciğerleri ve bronşları ciddi oranda etkileyen, tedaviye ise zalimce direnen zatürre benzeri bir hastalığın patlaması nedeniyle ortalıkta ameliyat maskeleri ve plastik eldivenlerle dolaşan çok daha fazla insan göreceğiz. Hastalık hakkında kafa karıştırıcı olan şey ise, bir kış boyunca müthiş bir paniğe yol açtıktan on yıl içerisinde hem sebeplerini hem de tedavisini gizemli bırakarak tamamen ortadan kaybolacak’ ifadelerine yer verilmiş olması bu kitaba olan ilgiyi artırmış.

OSMANLI’DA SALGIN HASTALIKLAR


Tarih Vakfı Yurt Yayınları arasında çıkan “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Salgın Hastalıklar ve Kamu Sağlığı” adlı eserde salgın hastalıklar ve kamu sağlığı uygulamaları, çeşitli tarihsel dönemlerde devlet ve toplum perspektifinden incelenmekte. Kitapta yer alan yazılarda, kamu sağlığı ve kenti sıhhileştirme çabaları çerçevesinde mekân ve kurum özelinde bazı değerlendirmelerde bulunularak, imparatorluğun ve cumhuriyetin genel sağlık politikası hakkında çeşitli görüşlere yer verilmekte. Kitap, bir taraftan Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan zaman diliminde devletin sağlıklı vatandaşlar yetiştirmek için tesis ettiği kurumları, bireylerin bu uğurda nasıl seferber edildiğini inceleyerek, devletin sağlık politikaları bağlamında zihniyet değişimini ele almakta; diğer taraftan ise toplumun belirleyiciliğine ve sağlık tarihinin ulusları aşan özelliğine dikkat çekerek, sınırların sadece devletleri birbirinden ayıran bir hattan ibaret olmadığını gözler önüne sermekte.Yine Daniel Panzac’ın Osmanlı İmparatorluğu’nda Veba (1700-1850) adlı eserinde Balkanlar, Anadolu ve Arap toprakları ile Kuzey Afrika’da 150 yıllık süreçte vebanın hikâyesi analitik bir yaklaşımla ele alınmakta. Yine Akdenizde ve Osmanlılarda Veba adlı bir başka kitap ise Nükhet Varlık imzasını taşıyor. Kitap Yayınları arasında çıkan kitapta Varlık, 1347- 1600 yılları arasında yaşanan vakaları ele alıyor.

TÜRK EDEBİYATINDA SALGIN


Türk edebiyatında da geçmiş salgınlarla ilgili eserler var. Reşat Nuri Güntekin’in ‘Salgın’ı bunlardan biri. Bu eserde Güntekin, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Anadolu’nun bir köyünde ortaya çıkan salgını anlatır. İnsanların salgın karşısında tepkilerine ve idari yöneticilerin umursamazlığına odaklanır hikayesinde.

Amy Myers,” Bağışıklığınızı Güçlendirin” adlı eserinde salgınlara karşı en etkili silahın güçlü bir bağışıklık sistemi olduğunu tüm bilim insanları gibi söylüyor. Everest Kitap’tan Selim İleri’nin sunuşuyla özel bir baskı ile okuyucuyla buluşturulan Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Hakka Sığındık romanında bütün dünyayı sarsan İspanyol Gribi günümüz fotoğraflarıyla yakın benzerlik taşıyor. 1919 yılında basılan eser, içeriğiyle bugün de güncelliğini korumaya devam ediyor.

YAKIN DÖNEM SALGINLARIYLA İLGİLİ KİTAPLAR


İspanyol gribinden sonra en etkili salgın olan koronavirüs salgını çeşitli komplo teorilerine yol açtığı gibi sonrasında oluşacak tablo konusunda da çeşitli görüşler mevcut. Sıkça duyduğumuz “Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” sözünün tam olarak neye tekabül ettiği en çok sorgulanan konular arasında yer almakta.

COVİD-19 salgınıyla birlikte hem bu virüs hakkında, hem korunma tedbirleri hakkında, hem de bundan sonra dünyanın alacağı yeni şekil hakkında yüzlerce makale yazıldı. Dünyanın birçok yerinde, birçok dilde kitaplar yayınlandı. Ülkemizde de bu alanda ilginç kitaplar mevcut. Henüz bu virüsün ne olduğu ve korunmak için neler yapılması gerektiğinin yoğun olarak konuşulduğu günlerde yayınlanan Muhammet Taşdemir’in “Covid-19 Koronavirüs El Kitabı” adlı eserde herkesin anlayabileceği düzeyde 50 soruya cevap aranmakta.

Sonia Shah’ın Cihat Taşçıoğlu tarafından “Pandemi “ismiyle çevrilmiş olan, “Koleradan Koronavirüslere Dünyayı Sarsan Virüsler” kitabında tarihin derinliklerine iniliyor, salgınların nerelerde, nasıl yayıldığına, etkilerine değiniliyor.

Fatma Barbarosoğlu ve Nazife Şişman’ın hazırladığı Karantina Günlerinde Evin e-Hali ise bu dönemde günlük hayatımızda yaşadıklarımızı kayıt altına alan önemli bir çalışma. İnsan Yayınları arasında çıkan kitapta iki yazarın karşılıklı sohbetlerinden ve bu dönemki gözlemlerine yer veren kitapta gündelik hayatımızın özeti gibi.

ÇOCUKLAR İÇİN HASTALIK KİTABI

Sadece yetişkinler için değil, çocuklar için de koronavirüsle ilgili el kitabı denilecek türden kitaplar mevcut. Çocuklar İçin Koronavirüs adlı : Elizabeth Jenner, Kate Wilson & Nia Roberts Danışman: Prof. Dr. Graham Medley, Enfeksiyon Hastalıkları Profesöründen oluşan ekiple, Londra Halk Sağlığı ve Tropik Hastalıklar Hastanesi tarafından hazırlanan kitap resimlerle çocuklara koronavirüs hakkında bilgiler veriyor. Hep Kitap yayınları arasında çıkan ve Nazlıcan Kabataş tarafından çevirisi yapılmış olan kitap, çocuklara bu virüse karşı alınması gereken tedbirleri de öğretir türden.

Koronavirüsle ilgili bilgilendirici eğitici kitapların yanı sıra bu dönemde yayınlanan kurgusal romanlar da var. Bunlardan biri “Hastalık” adlı eser. Onur Gürleyen “Hastalık” isimli kitabında huzur ve refah içinde yaşayan bir toplumun bir salgın hastalık sonucunda her şeyini kaybederek yok olmasını anlatıyor.

Profil Yayınları arasında çıkan Salgın Zamanlarıda adlı kitap geçtiğimiz bahar ayında salgında en çok can kaybı yaşayan İtalya halkının verdiği mücadeleyi anlatıyor. Paolo Giordano tarafından karantina günlerinde yazılan kitap kısa sürede 25 dile çevrildi.

Oğuz Düzgün’ün yazdığı “Pandemi- Kritik” adlı eserde Post-Korona çağda bizleri nelerin beklediği ele alınmakta. Düzgün, kitabında dünyanın nüfusunun azalması bir yana daha da artacağını, yaşlı neslin saf dışı bırakılıp genç neslin iş başına geçeceğini ve yaşanan pandemi sonucunda Türkiye’nin güçleneceğini öne sürüyor. “Türkiye gibi aileye, yaşlılara önem veren ülkeler cazibe merkezi haline gelecek gibi görülüyor. Batı’nın eğitimli ve tecrübeli yaşlıları da değersizlikten kurtulmak adına Türkiye gibi ülkelere geleceklerdir.”

#Koronavirüs
#Pandemi
#Giovanni Boccaccio
4 yıl önce