|
Neyi iletişiyoruz!

Bazı yazarlar, meselâ Marshall Berman, modernizmin ilk düşünürleri olarak Goethe''yi ve Baudelaire''i alır. Bu iki şair (biri Alman romantizminin; diğeri ise Fransız simgeciliğinin önderi), çocuksu kendine yeterliliği bozulmuş eski toplumun, o onulmaz yerinden edilmişliğini, o boğucu "ergenliğini" yazmışlardır. Faust''u ve Elem Çiçekleri''ni, Paris Sıkıntısı''nı okuyun; zaten anlatılamaz olanın sırrına bir saygı ürperişi, bir perestiş temennası görürsünüz. Şairler, eskiden belki de her şeye rağmen "tadı çıkarılan" yaşama şimdi "maruz kalmanın" şaşkınlığı ve yılgınlığı içindedirler. Goethe; "Gerçekliği bir iğnenin ucu kadar bile yerinden kımıldatmaya görün; bir daha asla yerli yerinde olmayacaktır!" diyordu: Yaşamının hemen tamamını Faust''u yazmaya, belki de yerinden edilmiş o gerçekliği yeniden kavrayabilmek için adamıştı. Ama Goethe''den J. Joyce''a kadar birçok düşünür-edebiyatçı, yazdıkça gerçekliğin sabit bir yerinden tutularak kavranamayacağının, tam aksine onun odaksızlığının ve kaotik tabiatının daha çok gün yüzüne çıkacağının farkına vardı. Octavio Paz, bir gün şöyle yazdı: "Şiir, yeni ve alternatif bir gerçekliği imâ eder." Şiir ve nesir, yazıldıkça "gerçeklik" ürettiler. Gerçekliği tanıtan ve gerçekliğe ilişkin bütüncül tasvir ortaya koyan ise, sadece Kur''an oldu. Kur''an ve diğer kutsal metinler...

Şimdi, global pazarın her zamankinden çok devreye girdiği ve kendi kurallarını en yüce değer olarak dayattığı bir zamandayız. Marks''ın o ünlü sözü, global pazar tarafından yeniden "üretildi" ve amaca uygun hale getirildi. "Filozoflar dünyayı anlamaya çalıştılar; oysa onu değiştirmek gerekir!" Evet global pazar, "anlamaktan" nefret eden ve her türlü değeri kendi kıblesine doğru döndüren o büyük canavar, insanlığı "değiştiriyor" gerçekten de. "Yerinden edilmiş gerçeklik" bir kenarda beklesin. Onu anlamaya çalışan metinler de, onu içinde barındıran kitap da bir kenarda bekleyedursun: Pazar, kendi gerçekliğini bütün çabalamaların üzerine bir "ağ" olarak serpti ve onları ele geçirmek üzere. İnsanlar çok konuşarak, olabildiğince fazla "iletişerek" gerçekliğin, nüfuz edemedikleri tabiatını ortadan kaldırdı ve gündeminden uzaklaştırdı. Hakikat, artık -no problem- eski ağırlığında değil. Klip süresi hikâyeler, "chat" doğasına sahip "kelimeleşmeler" ve "mesaj"laşan konuşmalar, mektuplaşmalar, insanın "öteki" ile ve yeryüzü ile olan o eski ilişkisini ve iletişimini alabora etti. İnsan artık merakını ve hayretini değiştiriyor, terkediyor. İletişim imkânları artıyor ve bilgi, irfan azalıyor. İnsanın sorası geliyor; elde ne var da neyi iletişiyoruz? Ama öyle değil işte...

24 yıl önce
Neyi iletişiyoruz!
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak