Sultan Abdülaziz döneminde, Hacı İsmail Hakkızade tarafından kurulan Hafız Mustafa, 155 yıldır misafirlerini kendisine has tariflerle yapılan tatlılar sunuyor. Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte Hafız Mustafa misafirleri için Ankara’da yetiştirilen özel mahsul bal kabağını özel tarifle pişiriliyor.
Osmanlı Saray Mutfağı’nın gözde yiyeceklerinden, Anadolu’nun hemen hemen her yerinde sıkça tüketilen bal kabağının sağlık açısından faydaları saymakla bitmez. Tadıyla ağızları tatlandırdığı kadar görüntüsüyle de iştah açıcı olan balkabağı vücudun enerjisini artırdığı gibi hastalıklardan da korunmaya yardımcı oluyor.
ÖNCE KLASİKLER
Parlak renkli görüntüsüyle iştah kabartan, damaklardan silinmeyecek tahin ve cevizle süslenen kabak tatlısı en öncelikli klasiklerden. Ancak muhallebi ile bal kabağının tatlı buluşmasını, yani bal kabaklı muhallebi de unutmamak gerekiyor. Soğuk kış aylarında sıkça tüketilen bal kabağının bir alternatifi de yaş pasta. Bal kabağına en çok yakışan ceviz ve beyaz çikolata da bu lezzete ortak oluyor.
YENİ LEZZETLER DE VAR
Mekanda bulunan tatlılarda glikoz değil, doğal şeker kullanılıyor. Bal ile tatlandırılan lokumlar da mevcut. Tarihi mekanın yeni lezzetleri de var. Örneğin Ala Triliçe. Fıstıklı, sütlü ve ala soslu olan bu trileçe oldukça hafif olmasına rağmen unutulmayacak bir tada sahip. Seçtiğiniz tatlılarınızı isterseniz paketletebilir, isterseniz de mekanda yiyebilirsiniz. Eğer bir Hafız Mustafa şubesine gidecekseniz çaylarını mutlaka denemelisiniz.
ÜSTÜN LEZZET ÖDÜLÜ
Hafız Mustafa, patenti kendisine ait olan Sütlü Osmanlı Saray Kadayıfı ile Brüksel’de düzenlenen dünyada toplam 38 ülkeden 470 katılımcının yer aldığı International Taste Awards’ta birinci olarak Üstün Lezzet Ödülü’ne sahip oldu. Dünyaca ünlü jüri üyelerinin tadımıyla belirlenen yarışmanın sonucu ile Hafız Mustafa’nın 155 yıldır misafirlerine sunduğu Sütlü Osmanlı Kadayı’nın lezzeti ispatlandı.
Poğaçanın mucidi
lHafız Mustafa’nın hikayesi Sultan Abdülaziz döneminde, Hacı İsmail Hakkızade tarafından 1864 yılında İstanbul’da, Eminönü-Bahçekapı 86 numaralı dükkanın bodrum katında başladı. Hacı İsmail Hakkızade, akide şekerinin ilk üreticilerinden biri olarak biliniyordu. Babasının mirasını devralarak sürdüren Hafız Mustafa, hamur işi ve tatlıcılık alanında oldukça başarılı oldu. Şekerlemelerin yanında alternatif olarak sunduğu poğaça çeşitleri ile İstanbulluları poğaçayla tanıştırarak poğaçanın mucidi unvanını aldı. Başarısını o günlerde uluslararası areneda da kanıtladı. 1926- 1938 yılları arasında hamur işi ve tatlıcılık alanında Avrupa’dan 11 adet madalya kazandı. Hafız Mustafa’nın mahdumu Cemil Bey de aynı geleneği Hafız Mustafa’dan sonra sürdürerek, “Çikolat Cemil” adıyla anıldı.
