Akşam gün doğumuna Nemrut Dağı’na çıkmak istiyoruz. En geç saat altı gibi Nemrut’un zirvesinde olmamız lazım. Yola koyuluyoruz. İlk durağımız Cendere Köprüsü. Romalılar tarafından yapılan köprü dünyanın en eski kemerli köprüsü olma özelliğine sahip. Adıyaman’daki tarihi eserler arasında en değerli olanı. Roma İmparatoru Septimus Severtus kendi ve ailesi için köprünün üstüne sütunlar dikmiş. Köprünün hikayesini dinledikten sonra üzerinde yürüyüş yapıyoruz. Bir tarafı yalçın dağlara bakan köprü oldukça etkileyici.
KAHTA KALESİ ETKİLEYİCİ
İkinci durağımız Kahta Kalesi. Kalenin kayalar içinde muhteşem görüntüsü hepimizi büyülüyor. 350 metre yükseklikteki bir uçurumun kenarına yapılmış. Kommegene Krallığı tarafından inşa ettirilmiş. Ancak kalenin içini gezmeden Arsemia Antik Kenti’ne doğru yola çıkıyoruz. Yamaca doğru tırmanırken ilk karşımıza çıkan Herkül heykeli. Anadolu’nun bilinen en büyük Grekçe yazıtının yer aldığı Arsemia Antik Kenti’ni önemli kılan noktalardan biri burası. Efsanelere konu olan Herkül, kendini tanrı katında gören Kral I. Antiochus ile tokalaşıyor. Şehirde ayrıca 157 metre uzunluğunda oyma tünel, bazı heykel ve sarnıç kalıntıları da bulunuyor. Bu antik kent M.Ö. II. yüzyılda Kommagene Krallığı’nın atası olan Arsames tarafından kurulmuş. Günümüzde Arsemia Antik Kenti olarak anılan şehir, Kral I. Antiochus’un babası I. Mithridates’e ait bir mezara ev sahipliği de yapıyor.
Ve şimdi Nemrut’a gidiyoruz. Nemrut’un zirvesindeki kalıntılara çıkarken bizi ilk şaşırtan hava soğukluğu oluyor. 15 dakikalık bir yürüyüşten sonra nihayet heykellerin olduğu alandayız ve hepimizi bir üşüme alıyor. Yanımızda getirdiğimiz kalın paltoları giydikten sonra alanın iki tarafındaki heykellerin etrafında büyük bir hayranlıkla gezmeye başlıyoruz. Adıyaman’ın dünyaca bilinen zirvesi Nemrut Dağı, Kahta ilçesinde bulunuyor ve yüksekliği 2150 metre. Bölgenin 1987 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmasını sağlayan özelliği ise yamaçlarında yer alan anıt mezar ve heykeller. Adıyaman ve çevresinde hüküm süren Kommagene Kralı I. Antiochos’un yaptırdığı
görkemli dev heykeller gerçekten görülmeye edğer. 8 ila 10 metre arasında değişen yüksekliğe sahip ve kireç taşı bloklarından yapılmış. Bu heykeller kutsal sayılmış.
CİĞ KÖFTEYE GEL
Ayrıca her ne kadar günümüze kadar gelememiş olsa da, I. Antiochos’un kendi adına yaptırdığı anıt mezarın da aynı alanda olduğu düşünülüyor. Güneşin doğuşunun ve batışının ülkemizde en güzel izlendiği birkaç noktadan biri olan Nemrut dağında gökyüzü bulutlu olduğu için maalesef o enfes gün batımını gönlümüze göre izleyemiyoruz. Hava kararınca da araçlarımıza doğru iniyoruz. Adıyaman Belediyesi tarafından bu yıl ilki gerçekleştirilen Adıyaman Çiğ Köfte Festivali’ne de katılıyoruz. Nemrut dağından caddelere kadar her yerde çiğ köfte şenliğine tanık oluyoruz. Hatta öyle ki çiğ köfteyi yoğuran ustalar salvo üstüne salvo yaparak Urfa halkına meydan okuyor “Çiğ köftenin memleketi Urfa değil Adıyaman’dır işte hodri meydan” diyen ustaların sesi şenliğin yapıldığı yerden yükseliyor. Bunu söylerken de oldukça ciddiler. Yakın da menemen soğanlı mı soğansız mı olur tartışmasını bu tartışma geride bırakabilir benden söylemesi.
Kavga daha fazla büyümeden ev sahibi Adıyaman Belediye Başkanı Hüsrev Kutlu, konuya açıklık getiriyor. “Sadece çiğ köfte değil, en iyi kebap bizim Abuzer kebabıdır. Üstelik dondurmanın ve baklavanın en iyisini de Adıyaman’da” diyen Kutlu, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Aman şimdi kavga çıkmasın biz bütün bu lezzetlerde dünyada ikinciyiz.” Ve konuyu tatlıya bağlamak için de hepimize nefis fıstıklı baklava ve yanında dondurma ısmarlıyor. Adıyaman’ı lezzet ve tarihi eserleriyle gönüllerimizde birinci seçerek şehirden ayrılıyoruz.
Çig köfte yarışmasında ustalar ter döktü
Adıyaman’da Çiğköfte Festivali’nde düzenlenen ödüllü çiğköfte yarışmasında yarışmacılar kıyasıya mücadele etti. Adıyaman’ın etsiz çiğköftesinin tanıtımı için Adıyaman Belediyesi tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Çiğköfte Festivali etkinlikleri kapsamında ödüllü çiğköfte yarışması düzenlendi. Altınşehir Mahallesi’ndeki Mansur Yardımcı Stadyumu’nda düzenlenen yarışmaya 50 kişi katıldı. Yaklaşık 40 dakika içerisinde çiğköftelerini tamamlayan yarışmacılar, sürenin dolması ile çiğköftelerini 7 jüri üyesine tattırdı. Kıvam, renk, koku, lezzet, hijyen ve sunum olarak yapılan değerlendirmeler sonucunda çiğköfte yarışmasının birincisi Basri Aktulum, ikincisi Fatih Aydın, üçüncüsü Mehmet Turgut olurken, jüri özel ödülü de yarışmada tek kadın yarışmacı olan Hanım Hande Kolbaş’a verildi.
