Balık ekmek, kebab, közde mısır, kestane, kokoreç, söğüş... Türkiye adeta bir sokak lezzetlerinin merkezi. Hemen her damak tadına uygun lezzeti sokakta bulmak mümkün. Harbiyiyorum.com’un sahibi, yemek yazarı Salih Seçkin Sevinç de bunu doğruluyor. Dünyanın pek çok bölgesine göre Türkiye’nin sokak lezzetlerinde çok iyi olduğunu söyleyen Seçkin, “Dünyanın birçok yerinde gezdim. Türkiye’deki kadar sokak lezzeti çeşitliliğine pek az yerde rastladım. Nasıl olmasın ki? Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke. Balık da var, kebab da var, hamur işi de var, sakatat da var” diyor.
“Biz de sokakta en iyi ne yenir?” diye soruyoruz Sevinç’e. Balık ekmek, mısır, simit, kestane, kokoreç, döner önde diyor. İstanbul’lular için sokak lezzetleri önerileri de yapıyor. Karaköy’de Balıkçı Tufan, kokoreç için Kral Kokoreç Eminönü. Kelle Söğüş için Beyoğlu Balıkçılar Çarşısı’ndaki Muhammer Usta, Bağdat Caddesi’nde Simitçi Veli. Silivri sahilinde Midyeci Eşref. Kadıköy’de rıhtımın hemen paralelinde Zahir Sandviç yani Soğukçu Çağlar... Seçkin bu sokak lezzetlerine onlarcasını daha ekleyebileceğini söylüyor ama şunu belirterek: “En güzeli bu lezzetleri keşfetmek zaten...”
Sokakta yiyeceklerimiz günden güne değişiyor. Macuncular, pamuk helvacılar, şerbetçiler klasikleşmiş olanlar. Bir de yeni başlayan ama klasikleşme yolunda ilerleyenler var. Sevinç’e göre bunların sayısı giderek de artacak: “Geçtiğimiz günlerde Beşiktaş’ta keşkekçi gördüm. Yeni bir konsept. Tavuklu ve etli olmak üzere sokak üstünde çarşıda keşkek yapıp satıyor. Keşkek yerel ve geleneksel bir lezzet. Bunu sokakta görmek bana pek keyif verdi. Sonra irmik helvası. Evde de kavururuz ama dondurmalı irmik helvası de sokaklarda yaygınlaşmaya başladı.”
Lezzet hem sokakta hem de mutfakta Sevinç’e göre. Bize de, “Sokak lezzeti basit, pratik, tek çeşit ve her daim algı olarak da uygun fiyatlı. Mutfaklarda inceltilen lezzetlerin sokaklarda daha çok yaygınlaşmasını isterim açıkçası. Çünkü asıl yaşam sokakta. Yeme-içme dinamiklerini anlamak için de daha uygun” diyor.
