Munch’tan ilhamla yaban mersinli rulo pasta, Michelangelo’dan esinle levrek karides, Van Gogh’un renklerinden kakaolu çikolatalı ganaj… Bilgi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri yemek stilistliği dersinde ünlü tablo ve müziklerden ilham alarak yeni yemek tariflerine imza attı. Deniz ürünlerinden ilginç tatlılara uzanan geniş yelpazeli bu sanatsal menü “Tablodan Tabağa: Gastronomi 3 Duyu Sergisi”ne dönüştü. santralistanbul Kampüsü, Enerji Müzesi’nde açılan sergide resim, müzik ve edebiyat sanat dallarını birbirinden leziz yemeklerle buluşturan yirmi beş çalışma yer alıyor.
Üniversitenin içindeki Enerji Müzesi’nde açılan sergide Enes Bayram, Orhun Tugay Kocaoğlu ve Simay Yayger’in tabakları öne çıkan çalışmalar arasında. “Yemek bir sanattır” diyen genç ve başarılı aşçı adayları, Michelangelo, Delacroix ve Picasso’dan esinlendi. Simay Yaygıner’in deniz ürünlerinden oluşan tabağı, Michelangelo’nun 1511 tarihli başyapıtlarından “Creation of Adam, Ademin Yaratılışı” adlı tablosundan ilham aldı. “Paint it black” şarkısını yemeğe dahil eden Yayger, şarkı ve tabloya uygun bir yemek seçti ve levrek, karides, lolorosso marul ve ıspanaktan oluşan bir yemek hazırladı. Şarkının heyecan ve dinginliğiyle tablonun ihtişamını tabağına yansıtan Yayger, “Önce bir tabak yaptım. Sonra onu sürekli değiştirdim. Esere baktığımda bu tabloya yapacağım tek şey sadece deniz ürünleri olabilir dedim. Karides, kalamar ne bulursam, kırmızı et olmamalıydı. Çünkü bana denizi anımsattı bu tablo” diyor.
Enes Bayram’ın müzik-tablo-yemek hikayesi ise oldukça ilginç. Bayram, Rus besteci Çaykovski’nin 1812 uvertüründen ilhamla yola çıktı. Müzikteki top atışı seslerinin savaşı çağrıştırdığını belirten genç aşçı, müziğin ruhuna uygun olarak Eugene Delacroix’in 1830 tarihli “Liberty Leasing The People-Halka Yol Gösteren Özgürlük” tablosunu seçmiş. Fransız resim sanatının başyapıtlarından biri olarak kabul edilen yağlı boya tablo Fransız devrimini çağrıştırsa da 1830 yılındaki Temmuz devrimini konu ediyor. Yemek ızgara tavuk göğsü, pancar püresi tatlandırılmış kuru üzüm, badem, mikrofiliz ve dereotu ve yenebilir çiçekte oluşuyor. Savaşa istinaden tabloyu iki bölüme ayıran genç aşçı tabağını şöyle anlatıyor: “Müzik tabloya tablo yemeğe ilham verdi. Savaşı içimde hissettiğim için tabağı ikiye böldüm bir tarafını savaş sonrası daha çiçekli böcekli yaparken bir tarafını daha savaşı temsil edecek şekilde kahve renklerden çalıştım. Aşırı da göstermedim. Daha sade kan, pancar püresiyle geldi. Savaşı direk temsil ediyordu. Tablodaki Fransız bayrağının kırmızısına dikkat çekmek istedim.”
Yenilebilir menekşe çiçeği, bezelye filizi, kabak dilimleri, patates dilimleri ve çörek otundan bir yemeğe imza atan Orhun Tugay Kocaoğlu ise Picasso’nun eserlerinden etkilenmiş. Kocaoğlu, uzun süren bir araştırma sürecinden geçtiğini söylüyor. Tabloyu birebir yemeğe yansıtmak yerine ondan esinlenip yeni bir şey yapmayı amaçlayan genç aşçı Skira’nın 1948 tarihli Ceramiques de Picasso eserinden yola çıkarak Nicolas Jaar’ın “Space Is Only Noise If You Can See” şarkısı eşliğinde bir yemek tasarladı. Tabloda biri aktif ve enerjik, diğer ise daha pasif duran iki yüzün yer aldığını söyleyen Kocaoğlu, tabağında zıt kutupları birleştirdi ve patates ve kabakları dilim dilim doğrayarak birbirine yapıştırdı. Çörek otu eşliğinde renkli çiçeklerle süsledi. “Yemeğim bittiğinde tablodaki iki farklı kutup bir araya gelmiş gibiydi. Müzik ve kullandığım ürünlerde bu enerjikliği oturttum” dedi. Yrd. Doç. Dr. Dilistan Shipman öcnülüğündeki bu leziz sergi 28 Aralık tarihine kadar santralistanbul Kampüsü, Enerji Müzesi’nde ziyaret edilebilecek.
