|

Kadın mahkumlar özgür olana dek

Suriye’de yedi binden fazla kadın ve çocuk tutuklu var. Her gün işkence, tecavüz ve aşağılamaya mahkum bırakılan kadınlar için “Vicdan Hareketi” tüm dünyaya kadınların serbest bırkalıması için çağrı yapıyor. Diğer yandan hapishaneden kurtulan kadınlar her platformada savaşlarını sürdürüyor. Yedi ay cezaevinde kalan Suriyeli Muna Marekim, “Tüm kadın tutuklular özgür oluncaya kadar mücadelemiz sürecek." diyor.

Hatice Saka
04:00 - 24/02/2019 Pazar
Güncelleme: 15:05 - 23/02/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
'Vicdan Hareketi' tüm dünyaya kadınların serbest bırkalıması için çağrı yapıyor.
'Vicdan Hareketi' tüm dünyaya kadınların serbest bırkalıması için çağrı yapıyor.

Savaşın başından itibaren Esad rejimi tarafından sivillere, masum kadınlara, çocuklara ve yaşlılara karşı birçok savaş suçu işlendi. Suriye savaşında yüz binlerce insan hayatını kaybetti. Uluslararası örgütler ve küresel güçler bu insan trajedisine kayıtsızlığını sürdürüyor ve herhangi bir çözüm üretmiyorlar. Savaşın en büyük mağduru ise kadınlar ve çocuklar. Suriyeli kadınların çoğu hapse atıldı, işkence gördü ve tecavüze uğradı. Dahası, savaşın başlamasından bu yana Suriye hapishanelerinde ağır, çoklu insan hakları ihlallerinden dolayı hala acı çekiyorlar. Bu kadınların bir kısmı hayatta kaldı, ancak bir kısmı ne yazık ki insanlığın gözleri önünde hayatını kaybetti. Suriye hapishanlerinde şu anda yedi binden fazla kadın ve çocuk tutuklu var. Kadın mahkumların çoğunluğu Şam’daki Adra hapishanesinde tutuluyor. Bu insanlık sorununa kayıtsız kalmayan vicdan sahibi insanlar geçtiğimiz yıl, Suriye’de devam eden savaşta kadınların yaşadığı drama dikkat çekmek amacıyla yola çıktılar. İstanbul’dan Hatay’a ulaşan Vicdan Konvoyu, bu yıl da özgürlüğün önündeki engelleri kaldırmak için ‘Vicdan Hareketi’ ismiyle faaliyetlerine devam ediyor. 8 Mart 2019’a kadar tarihine kadar bir dizi program gerçekleştirecek olan Vicdan Hareketi, Suriye hapishanelerinde bulunan kadın ve çocukların acilen özgürlüklerine kavuşturulmaları adına da geçtiğimiz günlerde 45 ülkeden aktivistlerin katılımıyla basın açıklaması yaptı. 110 ülkenin destek verdiği açıklamada “Suriyeli kadın ve çocuk tutsakları, pazarlıksız ve koşulsuz derhal serbest serbest bırakın!” çağrısı yapıldı.


İŞKENCE ALTINDA İTİFAR ETTİRİYORLAR

Suriyeli eski tutuklu Muna Marekim, Vicdan Hareketi’nin çok önemli olduğunu dile getiriyor ve aslında adımın çok daha önce atılması gerektiğini altını çiziyor. Muna, 2011 yılında olayların ilk patlak verdiğin dönemde tutuklanmış. Sadece insanlara yardım ettiği için onu ve 250 kişiyi götürmüşler. Gönderildiği cezaevinde iki ay kalmış. Daha sonra başka bir yere nakletmişler ve orada tutukluluğu beş ay sürmüş. Terör suçuyla yargılandığını söylemişler ve kendini aklama fırsatı ise asla verilmemiş. İşkence altında isnat ettikleri suçları zorla kabul ettirmişler ve yedi yıl hüküm giymiş. 2012 yılında ise kocası tutklanmış. İki oğlu hem annesiz hem de babasız kalmış.

AKLIMI YİTİRECEKTİM

Muna hapsihanedeki ilk günlerde aklını kaçırmamak için çok çaba harcadığını dile getiriyor ve şöyle devam ediyor: “İşkenceleri, hücremizdeki insanlık dışı şartları ve orada yaşadıklarımı unutmam mümkün değil. En zoru ise çocuklarımdan ayrı kalmaktı. İlk günlerde onların yalnız başlarına ne yaptıklarını düşünmeden edemiyordum. Hatta bir gün oğlumun hücrenin kapısını açıp, anne diye bağırdığını gördüm. Aklımı yitirecek gibi oldum. Lütfen onu içeri alın diye çığlık atıp ağlamaya başladım.” Bu süreçte onu hayata bağlayan tek şey ölürse şehit olacağı inancı olmuş. Bir gün bile hakkın ve doğrunu yanına olduğu için pişman olmamış. Ödenen bedel ağır olsa bile hak yolunda olduğunu bilmek ona güç vermiş.

SİYASİ ÇÖZÜMLERİ BEKLEYEMEYİZ

Yedi ay süren bir tutukluluğun ardından özgürlüğüne kavuşmuş. Asla çıkamayacağını düşündüğü cezaevinden kurtulmak özgürlüğüne ve çoçuklarına kavuşmak onun için bir mucize olmuş. Şimdi kendini tutuklu kadınların kurtuluşuna adayan Muna, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Siyasi çözümleri beklemek yerine dünyadaki tüm insan hakları örgütlerinin bu mazlum kadınları kurtarmak için harekete geçmesi gerekiyor. Üstelik serbest kalan tutkulu kadınlara da sahip çıkılmalı. Birçoğu gittikleri yerlerde aşağılanıyor. Eşleri onları boşuyor ve aileleri terk ediyor. Hem cezaevindeki kadınlara hem de bir şekilde oradan kurtulmuş kadınlara yardım edilmesi şart.”

GELECEĞİMİZİ ÇALDILAR

Suriye’de bir gelecek hayal etmediğini ifade eden aktivist sözlerine şölye devam ediyor: “Herşey kötüye gidiyor. Ülkemizi, hayallerimizi ve hatıralarımızı kaybettik. Dönünüce yıkılan evimi, ölen akrabalarımı, komşularımı ve arkadaşlarımı nasıl aklımdan çıkaracağım. Geleceğimizi yıktılar. Çocuklarımı babalarından mahrum ettiler.”

#Suriye
#Savaş
#Muna Marekim
5 yıl önce