|

Kamera arkasındaki Kurosava

Yedi Samuray, Ağustos’ta Rapsodi ve daha onlarca kült filmin yönetmeni Akira Kurosava, sinema tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Peter Wild de bu unutulmaz yönetmenin kamera arkasındaki halini, çocukluğunu, hayallerini, sinemaya dair fikirlerini ve çok bilinmeyen yönlerini anlatan bir kitap kaleme aldı. Ketebe Yayınları arasından çıkan biyografi, tüm zamanların en iyi yönetmenlerinden biri olarak gösterilen Kurosava’yı daha yakından tanıma fırsatı sunuyor.

Hatice Saka
04:00 - 15/01/2020 Çarşamba
Güncelleme: 21:40 - 14/01/2020 Salı
Yeni Şafak
Akira Kurosava
Akira Kurosava

Japon film yönetmeni Akira Kurosava, aynı zamanda bir film yapımcısı ve senarist. Kurosava, sinema tarihinin en önemli ve etkili yönetmenlerinden biri olarak görülüyor. Bu unutulmaz yönetmenin kamera arkasındaki halini, çocukluğunu ve sinemaya ilişkin görüşlerine öğrenmek istediğinizde başvuru yapacağınız bir kitaptan haber verelim. Peter Wild’in kaleme aldığı ve Ümid Gurbanov’un çevirisini yaptığı “Akira Kurosava” kitabı Ketebe Yayınları arasından çıktı. Bookmunch adlı kitap eleştiri sitesinin kurucularından ve editörlerinden biri olan Peter Wild, bu biyografide Kurosava’nın tutkularını, hayallerini, filmlerini ve onun daha birçok yönünü kendine has üslubuyla anlatmayı başarıyor.

ÖĞRENDİKLERİNİ KULLANABİLECEĞİ BİR ALAN


Ortaya eşsiz eserler çıkaran sanatçılar ve başarılı şahsiyetlerin çocukluklarının kolay geçmediğini bilinen bir gerçektir. Kurosava da onlardan biri. Doğuştan epilesi hastasıdır ve sık sık nöbetler geçirir. Abisinin intiharı, kardeşi Momoyo’nun hastlanması ve hayatını kaybetmesi, Büyük Kanto Depremi ve çocukken yaşadığı pek çok olayın etkisi filmlerine fazlasıyla yansıtır. Sinemaya yönelmesindeki en büyük etken büyük abisinin sessiz filmlerde anlatıcı olarak çalışmasıdır. 1936 yılında yönetmen asistanı olarak bu dünyaya adımını atar. Başvuru için gittiğinde stüdyonun avlusunda beş yüzden fazla kişi vardır ve o gün hissettiklerine dair şunları söyler: “Resim, edebiyat, tiyatro, müzik ve diğer sanat dallarına büyük bir iştahla merak salmıştım ve kafam film sanatını meydana getiren şeylerle dolup taşıyordu. Yine de sinemanın o ana dek öğrendiklerimi kullanabileceğim bir alan olduğunun farkına varmamıştım.” 1943’te Sugata Sanshiro adlı filmi çeker ve yönetmen olur. Judoyu bir yaşam felsefesi olarak gören bir adamın anlatıldığı bu ilk filmde, kendine ait teknikler ortaya koymayı başarır. Kurosava’nın ressam olması ve senaryo yazması onun sinemadaki başarısını perçinler.

OSMAN YUSUF ADLI BİR TÜRK OYUNCU ROL ALIR

1944’te Ichiban Utsukushiko( En Güzel) adlı filmini çeker ve savaş zamanında uçak fabrikasında çalışan bir grup kadının hikayesini anlatır. “Sugata Sanshiro 2”adlı üçüncü filmi ilkinin bayatlamış hali olarak değerlendirilir. Onun en zayıf filmi olarak görülse bile takdire şayan pek çok unsuru barındırır. 1945 yılında çekilen filmdeki önemli karakterlerden birini, Osman Yusuf adlı bir Türk oyuncu canlandırır. 1950’de çektiği Rashomon ile sanatsal zirveye çıkar. Bu filmiyle yılın en etkileyici yabancı filmi dalında Oscar kazanır. Venedik Film Festivali’nde ise Altın Aslan ve İtalyan Film Eleştirmenleri Ödülü olmak üzere iki büyük ödül alır. Tolstoy’un Ivan İlyiç’in Ölümü eserinden büyük ölçüde esinlenen “Ikiru” adlı filmi onun klasikleri arasındadır. Filmin kahramanı Watanabe, ölümcül bir hastalığı olduğunu öğrenir ve kalan yaşamını daha güzel bir dünya kurmak amacına adar. Bir şiir gibi değerlendirilen film, Berlin Film Festivali’nden Gümüş Ayı kazanır.

YARI ÖLMÜŞ BİR İNSAN GİBİYİM

1955-1957 yılları onun hayatının en zor dönemleridir. Kendini, “yarısı ölmüş bir insan gibiyim” diye tanımlayan bir Akira Kurosava vardır. Bu süreci atlattıktan sonra çektiği 1958 yapımı “Kötüler Rahat Uyur” filminin ortaya çıkışına ilişkin yapılan tartışmada Kurosava, şunları söyler: “ Sadece para kazanmak için film yapmak bana çekici gelmedi; seyircinin zaafından faydalanmamak gerek. Onun yerine, toplumsal bir anlamı olan bir film yapmak istedim.” Yojimbo adlı filminde ise Kızılderililer’in ve kırbaçlanmayan özgür Afrikalıların olduğu bir Amerika kıtasını beyazperdeye yansıtır. Usta yönetmen, “Yojimbo” ve “Sanjuro”nun ticari başarı ve prestij getirmesine rağmen ekonomik olarak kötü günler geçirir. Yaptığı filmlerin hiç birinden tatmin olmaz ve 1971’de kendini öldürmeye kalkar. Yıllarca sessizliğini korur ve ardından peş peşe başarılı filmlerle seyircinin karşısına çıkar. Sanatının zirvesi olarak tanımlanan “Dersu Uzala”, Yabancı Dilde En İyi Film Oscar’ını Yabancı Dilde En İyi Film Oscar’ını, SSCB adına kazanır.

Hayatının son 11 yılında ise Düşler, Ağustos’ta Rapsodi ve Henüz Değil filmlerini hayata geçiriri ve iki senaryo yazar. Ölümünden bu yana geçen yıllarda, Kurosava’nın çalışmaları başka yönetmenlerden yeniden çekilmeye devam eder. 1998 yılında hayata veda eden Kurosava, 30 filmi ve 50 yıllık aktif yönetmenlik yaşamında sayısız ödül alır. Ülkesine Rashomotı ve Dersu Uzala ile iki Oscar ödülü kazandırmasının yanında Venedik Film Festivali, Berlin Film Festivali ve Cannes Film Festivali’nde Kagemusha ile en büyük ödüllere ulaşan bir yönetmen olur. 2000-2010 arasında Asya pazarında Yaşamak, Sanjuro, Yedi Samuray, Raşomon, Kuduz Köpek ve Gölge Savaşçı’nın film ve televizyon için çekimleri yeniden yapılır. Kurosava, biyografisinde şöyle yazar: “Filmlerim, muayyen bir zamanda muayyen bir meseleyi söyleme arzumun ürünüdür. Her filmimin kökeninde bir şeyler ifade etmeye yönelik bu içsel ihtiyaç vardır.” Sinemaya ilgi duyan herkese eşsiz bilgiler sunacak olan bu kitap, tarihe adını yazdırmış bir yönetmeni tanımanız açısından önemli bir fırsat.

#Akira Kurosava
#Oscar
#Peter Wild
4 yıl önce