Taleb’in son kitabı Taşın Altındaki El ise günlük yaşamımıza dair pek çok kışkırtıcı düşünceyle karşımızda. Mikro hayatlarımızdaki asimetrilere değinen yazarımız dünyayı etkileyen büyük siyasi olaylardan basit davranış kalıplarımıza kadar pek çok durumu kendi bakış açısıyla yeniden ele alıyor. Asıl varmak istediği yer ise adil ve hakkaniyetli bir topluma katkıda bulunmamızı, anlamsızlığı saptayıp, başkalarını etkilemenin anlamını bulmamızı sağlamak.
“Taşın altındaki el gerçek dünyayla ilgilidir, dış görünüşlerle değil” diyen yazar, “Bütün alanlar (sözgelimi ekonomi ve diğer sosyal bilimler) onları yeniden toprağa bağlayan taşın altındaki elin yokluğu nedeniyle bizatihi şarlatanlığa dönüşür” diyor. Peki elimizi taşın altına nasıl koyacağız? Kitap boyunca bu sorunun cevabı farklı örneklerle sunuluyor. Varılan yerde risk alan, elini taşın altına koyarken adalet, onur ve fedakarlık gösteren kahramanlar, azizler ve görmüş geçirmiş insanların önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.
Incerto dizisinin devamı olan kitap, şaşırtıcı kurgusu ve anlatımıyla zihin açıyor. Entelijansa ile arası iyi olmayan ve bu kesimi “hayal dünyasında yaşayan, tam anlamıyla zihinsel açıdan dengesiz, eylemlerinin sonuçları için bedel ödemek zorunda kalmadıklarından derinliksiz modernist sloganları yineleyen insanlar” olarak tanımlayan Nassim Nicholas Taleb, “Müdahalecilerin ilkesi, şifacılarınki gibi önce zarar vermedir; biz bununla yetinmeyip, risk almayan kişilerin asla karar verme işine bulaşmamaları gerektiğini savunacağız” diyor.
Hepimizi risk almaya ve elimizi taşın altına koymaya davet eden kitap, eyleme geçmek yerine konuşmayı tercih edenlerden uzak durmamızı özellikle salık veriyor. Günlük hayatlarımız ve çalışma hayatlarımız üzerine de pek çok işe yarar tavsiyede bulunan yazarımız “birşeye ruhunuzu veremiyorsanız, vazgeçin o şeyi bir başkasına bırakın” diyor.