|

Seslere hürmet ediyoruz

Müzik kariyerinde yarım asrı geride bırakan ritm ustası Okay Temiz, 3. PSM Caz Festivali’nde Stanpolites Project ile sahnede olacak. Sorularımızı yanıtlayan Temiz, “Biz seslere hürmet ediyoruz. Kendimiz için çalıyoruz, önce kendimize karşı dürüst olacağız. Sonra halk zaten o müziği sevecektir” diyor.

Seray Şahinler Demir
04:00 - 12/05/2019 Pazar
Güncelleme: 11:39 - 11/05/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Okay Temiz
Okay Temiz

Farklı ülkelerden gelen müzisyenlerin yolu İstanbul’da kesişti ve ortaya Stanpolites’ Project çıktı! Evrim Demirel, Andreas Metzler ve Riccardo Marenghi’den oluşan grup şu sıralar Zorlu PSM tarafından düzenlenen Caz Festivali’nde izleyiciyle buluşacak. 16 Mayıs Perşembe akşamı Touche’de gerçekleşecek konsere müzik hayatında yarım asrı geride bırakan ritm ustası Okay Temiz de yer alıyor. Hem konseri hem festivali fırsat bilip soluğu Okay Temiz Ritm Atölyesi’nde aldık…

Son yıllarda caz müziğinin farklı türlerle etkileşiminin arttığını görüyoruz. Siz de hemen her müzik türüne ait projelerde yer almış birisiniz… Nasıl yorumluyorsunuz bu etkileşimi?

Ben çingeneden Afika müziğine, oradan Kuzey Cazı’na kadar her şeye bulaştık. Her yere uyum sağlayabilirim. Arkadaşlarımızla yaptığımız müziklerde serbestlik var. Duyduğumuz şeyleri değerlendiriyoruz. İlla şunu yapacağız diye bir kaygımız yok. Aman bozmayalım değil, bozalım diyoruz. Sınırları zorluyoruz. Dinleyici de umurumuzda değil. Kendimiz için çalıyoruz, önce kendimize karşı dürüst olacağız. Sonra zaten halk onu sever. Ama halk için çalarsak popçuların söylediği, ”Sizin için varız” minvali gibi bir duygu yok. Tam tersi var. Gelen seslere hürmet ediyor ve hep yeni şeylere uyuyoruz.

FOLKTAN BESLENİYOR

Bu konserde nasıl bir repertuvar olacak peki?

Piyanist çok iyi bir sanatçı. Onun kompozisyonları var. Konserde de çok kültürlü bir yapı olacak. Bunun için birbirimiz tanımamıza da lüzum yok. Artık caz o kadar genişledi ki. Ama şöyle bir var, caz folktan daha çok besleniyor artık. Caz müzisyenlerin evine gittiğinizde hep folklorden esinlendiğini görürsünüz.

Türkiye’de düzenlenen caz festivallerinin sayısı artıyor. Bağımsız konserler var. Sürekli yeni sanatçıları ağırlıyoruz. Ne dersiniz, cazla kaynaşıyor muyuz artık?

Evet ama çok geç başladık. Bu organizasyonlar kaynaşımın ispatı. Daha sık etkileşim olmalı.

Yabancı sanatçılar o kadar yol geliyorlar, otele giriyor, çalıp geri dönüyor. Gelsin workshop yapmalılar. Bunların sık olması lazım ki caz gelişsin. Çünkü burası caz çalan bir ülke değil. Burada çok farklı türler ve kültürler de var. Bu orkestrayla da hemen her gelen gruba teklif etmek lazım. Workshop’lar yapmak lazım. Ben atölyeme getiriyorum, birlikte çalışıyoruz. Böyle olmalı.

  • MÜZİĞİN SUNUMU DEĞİŞTİ
  • “Dünyadaki müzik alternatifleri fazlalaştı. Bir kere caz en zor müzik türüdür. Gençler de caza, popa gidiyorlar. Bir de gençlerdeki kültür seviyesi de düşmeye başladı. 70’lerde çok daha iyiydi. Müziğin sunum şekli de değişti. Bağır çağır şeyler var sürekli. Kendi katkını koyar, yanındakilerle birleştirirsin ve bir farklı şey çıkar ortaya. Türkiye’de caz folklorü yapan naçizane benim.”
#Okay Temiz
#3. PSM Caz Festivali
5 yıl önce