|
Bi"kerecik...

Ne güzeldi hayat küçükken… Büyükler, sevimli ve sevilesi çocuklarla vakit geçirirken çoğunca ricacı olurdu! Onların çekingenliği veya nazlarını aşabilmek için "Bi''kerecik" derlerdi. "Haydi kızım, bi''kerecik öpsün amca" gibisinden… Ortak payda hep samimiyet ve sevgiydi! Güzel olana yönlendirme ve teşvikti. Çünkü büyükler, tecrübeleriyle bilirdi hep iyiyi doğruyu! Sevgiyi ve paylaşımı yeni nesillere aktarmaktı gayeleri… Onlar kötüye değil, iyiye ve güzele giden yolu gösterirdi. Siz hiç hatılıyor musunuz, babanızın size "Haydi oğlum, bi''kerecik sen de tekme at arkadaşına" diye bir şey söylediğini?..Duymuş muyuzdur hiç "bi''kerecik" lafının kötü için kullanıldığını? Duymadık, çünkü "Bi''kerecik" lafı, hep çok istenilen ve gönülden arzu edilen bir güzelliği yaşamak için edilen en şirin sözdür…

Peki ya sonraları ne oldu? Bi''kerecik lafı, zamanla amaca ulaşmanın kılıfı oldu! İnsan aklı işte… Çocukken başka büyürken başka çalışıyor… Hatta koca adam olunca da bambaşka! İzahı da çok basit aslında. Büyük aklımızla, küçükken yanağımızı hiç tanımadığımız birine uzatmamız için bi''kerecik lafıyla kandırıldığımızı düşünüyoruz. Sonra da iyi veya kötü amacımız neyse, bi''kerecik lafını genelde kandırmak için kullanıyoruz… Hatta koca adam, koca kadınlar olunca da bu lafla kendimizi bile kandırıyoruz! Bi''kerecik, oluyor bir kereye mahsus! O güzelim lafın samimi manasının arkasına sığınıp ayıp ediyoruz… Küçüklüğün güzelliğini, büyüyünce kötüye alet ediyoruz… Küçükken hep büyümek istiyoruz ama koca koca adamlar olunca da "bi''kerecik" bile çocuk gibi düşünemiyoruz. Oysa ki ne kadar güzeldi, çocuğun yanağına bir öpücük kondurmak…

Bi''kerecik neler olur, neler olmaz?

Bence iyi olan her şey, kötü olan da hiçbir şey…

Bunun arası olmaz bence bu hayatta! Olmamalı da zaten… Çünkü iyi de kötü de akan su gibidir! Yolunu bulur… Biri beraberinde götürdükleriyle hayata güzellik katar, diğeri geçtiği her yeri yakar! İyi ardında hep güzellikler bırakarak ilerlerken kötü için gelecek her zaman yeni sıkıntılara gebedir… Bunun ispatı da yaşanan her hayatta saklıdır bence… Kötü düşünceyi pis suya, iyi düşünceyi de kaynak suyuna benzetmek sanırım yanlış olmaz… Birini sürekli temizlemeye çalışırken diğerine kanamazsınız bile… Hayat iyiyle kötünün savaşıdır işte! Birbirine karışırlarsa da hayat yaşanmaz, su ise içilmez olur!

Yanlış hesap Bağdat''tan dönüyorsa…

Geçen hafta yazmıştım işte! Madem öyle, niye gidiyoruz ki oraya kadar diye… Hayat tüm tecrübeleri yaşamak için yeterli değildir diye boşuna mı söylenmiş sanki! Yaşadığımız her şeyin bir örneği yok mu bu hayatta? Bakın şöyle bir etrafınıza, inanın görürsünüz verdiğiniz kararların sonucunu… Alın işte size en son örnek! Aylardır Türk futbolunda devam eden kaos içinde yapılan olağanüstü genel kurulda yine en başa dönüldü… Şike ve teşvik primi suçuna yasalarla belirlenen cezaları indirmek için yapılmak istenen düzenlemeler reddedildi. Neyse ki, bir suçun cezasını değiştirmek için tarihi bir hatanın önüne geçildi. Yok muydu dünyada bir örneği bu işin? Var elbette… İtalya''da Juventus küme düşürüldü ama biz örnek alacağımıza tecrübe etmeyi seçtik, birbirimize düştük!

Keşke bir kereye mahsus değil de, "bi''kerecik" adam gibi düşünceydik…

Hayat, "bi''kerecik" yaşanan ömürlerde bir kereye mahsus denen hataların sonucudur…
12 yıl önce
Bi"kerecik...
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’