
Abdullah Öcalan''ın mahkemede yaptığı açıklamalarının bundan böyle epey bir süre tartışılacağı şüphesiz. Medyanın özellikle pompalamaya çalıştığı bir linç psikolojisinin bazı tartışmaları gölgelediği de ortada. Herşeyin devletin yanılmazlığı, milli onurun onarılması, bu zamana kadar uygulanan politikaların doğruluğunu isbatlamaya yönelik psikolojik savaş veriliyor adeta.
Öcalan''ın itiraflarından yola çıkarak, onun gerçekten kendi başına karar verme yetisine sahip bir hareketin lideri konumuna oturtarak değerlendirme yapmak, ne Türkiye''nin konumunu anlamaktır, ne de Türkiye üzerinde oynanan oyunları. Aksine Öcalan''ı ve hareketini, bu zamana kadar yaşanan tüm acılara rağmen olduğundan fazla büyütmek bizzat sorunun çözümünü engelleyecek yanılsamadır.
Mahkeme boyunca medyanın pompalamaya çalıştığı, Türkiye''de kimi çevrelerce gündeme getirilen, sorunun kökenine inerek PKK''nın argümanlarını elinden alacak çözümler üretilmesi yönündeki tekliflerin ne kadar geçersiz olduğu tezinin gözden kaçırılmaması gerekiyor. Abdullah Öcalan''ın mahkemede sergilediği acziyet tavrı bizzat bu değerlendirmeyi haklı çıkarmıyor da değil.
Söylenmek istenen şu: bakın siz, demokratikleşmeden bahsedenler, insan haklarından ve düşünce özgürlüğünden bahsedenler; sizin önerdiğiniz ödünleri verseydik (dönüşümleri gerçekleştirmiş olsaydık) Apo şuan bulunduğu yerdi, yani sanık sandalyesinde özür dileyen bir konumda bulunmayacaktı. Teröre verdiğimiz taviz de yanımıza kar kalacaktı.
Yani, dolaylı yoldan da olsa demokratikleşme taleplerinin ne kadar geçersiz çözümler olduğunu ispatlanmak istenmektedir. Yaşanan sorunları tümüyle askeri sorun olarak ele alan resmi bakış açısının medyada da bu denli taraftar bulması hiç de sağlıklı bir durum olmasa gerek.
Eğer Abdullah Öcalan''ın yakalanması, hatta pazarlık konusu yapmak istediği gibi, PKK''nın dağdan inmesi Türkiye''de yaşanan her kesimden insanın dertlerine son verilmesi anlamına geliyorsa, sorunun sadece askeri çözümle halledileceğini iddia edenlerin bu ana kadar neden bu kestirme çözüme başvurmadıkları sorulabilir.
PKK kendi başına bu noktaya gelmediği gibi kendi kararıyla veya en azından Abdullah Öcalan''ın emriyle cinayetlerine son verecek durumda değildir. Bu yaklaşım bizzat PKK''ya bağımsız, dış etkilerden uzak bir özgürlük savaşı misyonu veren yakıştırmadır. Çünkü bu hareket bağımsız bir hareket değildir.
Öcalan''ın geldiği noktada devleti yönetenlere büyük fırsat geçmiş bulunuyor. Aynı zamanda kimi adımların atılmasına ayak direyen çevreler için de bahane kalmamış bulunuyor. Bu zamana kadar demokratikleşme talepleri karşısında terörizme taviz vermek şeklinde bir argümana sığınmak isteyenlerin bahanesi kalmamış siyasi erkin de bu yönde harekete geçmesi için fırsat çıkmıştır. Eğer demokratik taleplere cevap verme konusunda bahane terörizm idiyse en azından psikolojik şartlar bakımından böylesi bir yanlış anlaşılma ortadan kalkmış durumdadır. Pek çok şeye yeniden başlamak, yeniden ele almak zorundayız. Gelinen nokta Öcalan''ı da aşan bir dönüm noktasıdır. Basiret gösterildiği takdirde bu durum avantaja dönüştürülebilir.
Şu ana kadar gösterilen performansa rağmen iyimser olmayı denemek istiyoruz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.