|
İsviçre"ye altın ihracının sırrı

Türkiye"nin Mart 2014"te İsviçre"ye yaptığı 1.2 milyar dolarlık altın ihracatı Hürriyet gazetesinde soru işaretleriyle dolu bir manşet habere dönüşmüş.

Haberi yapan gazeteci, "Türkiye İsviçre"ye neden altın ihraç etti" sorusunun cevabını bazı kurumlara ya da kişilere sormuş. Lakin belli ki onlardan tatmin edici bir cevap alamamış.

Yüksek miktarlı para hareketleri, ekonomi gazeteciliğinde hep merak konusudur. Oysa her para hareketinin rasyonel bir açıklaması vardır.

Her şeyden önce, ticareti "fırsatlar" tetikler…

Türkiye İsviçre"ye altın ihraç ettiyse bunun iki tane tetikleyicisi vardır. Biri Türkiye"deki satıcılar için cazip olması, diğeri İsviçre"deki alıcılar için cazip olması. Aksi durumda ticaret söz konusu olamaz. Demek ki her iki taraf için de cazip bir ortam oluştu.

"İsviçre" ve "altın" kelimeleri yan yana gelince bir gerçekliğin altını yazının başında çizmekte yarar var…

Bir malın ticaretini yapmak için üreticisi olmak şart değildir. Nitekim İsviçre"de altın üretimi yoktur. Oysa bu küçük devin dış ticaretinin bir numaralı ürünü altındır. Hatta dünya altın ticaretinin de bir numaralı ülkesi İsviçre"den başkası değildir. Altın ihracatında dünyada birinci sırada, altın ithalatında ise ikinci sırada yer alır. Türkiye altın üretiminde dünyada 30. sırada yer alsa da; dünya altın ticaretinde hep ön sıralarda, altın tüketiminde de dünyada ilk 3"te yer alır. O nedenle Türkiye"nin Mart ayındaki altın ihracatında görülen hızlı yükselişe şaşırmamak gerek.

Sırtını Avrupa"nın en yüksek dağı olan Mont Blanc"a dayamış olan İsviçre, her yıl 40 civarında fazla ülkeden altın toplar, işler, sonra da 40 civarında ülkeye satar. Son yıllarda Batı ülkelerinden topladığı altını Asya"ya satar.

İsviçre"nin 2014 ilk üç ayında en çok altın ithal ettiği 4 ülke, miktara göre sırasıyla İngiltere(270 ton), ABD (60 ton), Türkiye (42 ton) ve Rusya"dır (32 ton). Bu ülkenin 2014 ilk üç ayında en çok altın sattığı ilk dört ülke ise miktara göre sırasıyla Hong Kong (200 ton), Hindistan (85 ton), Çin (75 ton) ve Singapur (40 ton) olmuştur.

Bir çentik daha atıp asıl konumuza dönelim..

İsviçre uzun yıllardır net altın ithalatçısıdır. Altın ithalatı, ihracatından hep fazladır. Dünya para ve kıymetli madenler ağ merkezi olan bu ülke, sürekli altın biriktirmektedir. 2012"de 88 milyar franklık altın ithal etmiş, 79 milyar franklık altını ihraç etmiştir. 2013"te ise uzun bir aradan sonra ilk kez altın ihracatı, ithalatını aşmıştır. Geçen yıl, 109 milyar frank değerinde (123 milyar dolar) altın ithalatı, 117 milyar franklık (132 milyar dolar) altın ihracatı yapmıştır.

İŞTE BUNLAR HEP SİYASİ HAREKETLER

Önce bir arka plan yoklaması yapalım..

Türkiye Mart ayında toplam 14,7 milyar dolar ihracat yaptı. Bunun 1,2 milyar doları İsviçre"ye altın satışından kaynaklandı. Yani Mart ihracatımızın yüzde 8"i İsviçre"ye altın satışından gelmiş. Yekün içinde büyük bir oran olmasa da Mart ayı cari açığımızın şaşırtıcı şekilde gerilemesine neden olduğu için birilerinin aklını karıştırdı.

Reuters anketine göre Mart cari açığı 7,4 milyar dolar gelmesi beklenirken İsviçre"ye hesapta olmayan (kimin hesabında olmadığı önemli!) altın satışı nedeniyle açık birden bire 6,2 milyar dolara geriledi. Yani, Martta gerçekleşen ihracat tüm beklenti anketlerini delip geçti.

Bu konu önemli, çünkü kritik bir olguyu alevlendirme potansiyeli taşıyor. Nedir?

Açığımız şok düşüşle yüzde 30 daralıp iyi bir performans sergileyince, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye"ye vermeye hazırlandıkları kötü notlara takoz konulmuş olacak. Hatta kredi kuruluşları, cari açıktaki bu toparlanmadan dolayı, Türkiye"nin kredi notunda veya görünümünde, bizzat kendi kuralları muvacehesinde iyileştirme yapmaları gerekecek. Kısaca, bir kısım medyada "siyasi ve ekonomik belirsizlik var" yaygarası ile örülen propaganda duvarından bir taş daha çekilmiş olacak.

İşte bunlar hep, yerel ekonomiler uluslar arası siyasete kurban edilmek istendiğinde görülen stratejik manevralardır!

TÜRKİYE NEDEN ALTIN SATTI?

Üç nedeni var..

BİR: Evvela hafıza tazeleyelim. Altının gram fiyatının 90-110 lira bandında seyrettiği 2011-2013 başını kapsayan dönemde altına yatırım yapmış olan vatandaşlar, 2013 Nisanında altın fiyatları sert düşünce büyük bir şok yaşadı.

Aslında altının inişe geçmesinde FED"in parasal genişlemeyi daraltacağına dair, 2012 güzünden itibaren gelmeye başlayan öncü sinyaller etkili oldu. Altın yatırımcısının üzerine bir tırın süratle yaklaşmakta olduğu, necip Türk basını tarafından görülemedi. Dolayısıyla yerli yatırımcılarımız geçmiş yıllardaki gibi sürekli yükselir zannıyla altın almaya devam etti.

Tır yatırımcıya Nisan 2013"te çarptı. O ay, 95 liradan bir anda 78 liraya düşen gram altın Türkiye"de pek çok altın yatırımcısının yüzünü ekşitti. Geçen sene Mayıs ve Haziran aylarında da değer kaybını sürdüren altın 74 liraya kadar geriledi. Gezi ve FED açıklaması sonrasında 80 liraya kadar yükselse de son 3 yılda altın almış pek çok yatırımcı fena halde içerideydi.

17 Aralık süreciyle beraber doların sert yükselişine bağlı olarak tırmanışa geçen gram altın, bir ay içerisinde 80 liradan 97 liraya yükseldi. Böylece altın fiyatı, 2011-2013 baharına kadar süren dönemde altın alanların maliyetlendiği fiyatlara yaklaşmış oldu. Uzun süredir zararda oturan yatırımcılar bir nebze rahatladı. Zira maliyetleri seviyesinden ya da maliyete yakın fiyatlardan altın pozisyonlarını kapatmaları için bir fırsat doğmuş oldu.

İKİ: İç piyasada Şubat 2014 itibariyle ihtiyaç kredilerine ve kredi kartı taksit sürelerine getirilen kısıtlamalar sonucu kredi kullanım şansı azalan vatandaş, yapacağı harcama için yastık altındaki altınlarını çıkarmak zorunda kaldı.

Kapalı çarşılara ve kuyumculara fazladan altın bozdurdu. Nitekim son üç ayda kredi kullanımı 8 milyar TL azaldı. Bankadaki kredi kaynağı kuruyunca, eller yastığın altını yoklamaya başladı.

ÜÇ: TCMB Para Politikası Kurulu, 29 Ocak"ta bir gece ansızın toplanarak politika faizini yüzde 4,5"tanyüzde 10"a yükseltti.

Bankalar da bu harekete paralel olarak yüzde 14 seviyelerinde seyretmekte olan kredi faizlerini yüzde 20"lere çıkardı. İç piyasada para pahalı hale gelince işletmeler ve vatandaşlar çareyi altın stoklarına yönelmekte buldu. İşletmelerin de yastık altları boş değil!

Bu arada, Türkiye"de yastık altında 5 bin ton altın olduğu tahmin ediliyor. Merkez Bankası"nın altın rezervi ise 520 ton. Şu kadar ki, vatandaşın rezervi Merkez"in kasasındaki altından 10 kat fazla! Türkiye altın madenciliğinde dünyada 30"lu sıralarda yer alan mütevazi bir altın üreticisi olabilir ama yastık altında en çok altın saklayan ülkeler sıralamasında ilk 5"te yer aldığımıza şüphe yok.

İSVİÇRE NEDEN ALTIN ALDI?

Peki, bayram değil seyran değilken İsviçre neden Türkiye"den altın ithal etsin? Akla yatmayan her şeyin, mutlaka rasyonel bir izahı vardır. Bazen gerçekler yanı başınızdadır ama göremezsiniz!

İşte üç neden…

BİR: FED"in parasal genişlemeyi bitireceğini ilan etmesi ve Gezi olayları nedeniyle İsviçre Frangı Türk Lirasına karşı Mayıs 2013"ten bu yana yüzde 33 değer kazandı.

Frank, 17 Aralık sonrasındaki bir ay içerisinde liraya karşı yüzde 10"dan fazla değer kazandı. İşte bu kur hareketinin meydana getirdiği doğal sonuç, İsviçreli alıcılar açısından Türkiye"deki malların fiyatının ucuzlamasına yol açtı.

Gezi olayları ve FED öncesinde bir frank 1,89 liraya karşılık gelirken 16 Haziran"da 2,07"ye yükseldi. 17 Aralık öncesinde 2,30 seviyesine kadar çıkmış olan frank/lira kuru, 17 Aralık sonrasında yeniden yükselişe geçerek 24 Ocak 2014"te 2,61"i gördü.

Netice itibariyle, dünya para ve altın trafiğinin toplanma ve dağıtım merkezi olan bu ülke tüccarı için Türkiye"deki ürün ve hizmet fiyatları 8 ayda yüzde 33 ucuzlamış oldu. Türkiye"den altın toplayıp başka ülkelere satmak cazip hale geldi.

Her ne kadar, aynı zaman zarfında, Türkiye"de altın fiyatları, doların yükselişi nedeniyle artmış olsa da; frank/lira kuru, frank/dolar karşısında görece daha fazla değer kazandığı için İsviçreli altın tacirlerinin Türkiye"den altın satın almaları avantajlı hale geldi.

Nihayetinde, yakışıklı bir kar marjı doğuran bu ticari fırsatı kaçırmadılar. Türkiye"den Ocak ayında 125 milyon frank (140 milyon dolar) tutarında, Şubat"ta 455 milyon frank değerinde (515 milyon dolar), Mart"ta ise 1 milyar 35 milyon frank (1,2 milyar dolar ) karşılığı altın satın aldılar. Üç ayda ülkemizden ithal ettikleri altının toplam miktarı 42 tona, toplam tutarı da 1,6 milyar franka (1,8 milyar dolar) ulaştı.

İKİ: İsviçre son aylarda Türkiye dışında bir ülkeden daha altın toplamaya başladı.. Rusya"dan.

2013"ün son aylarında patlak veren Ukrayna krizi nedeniyle Rus yanlısı devlet başkanı Rusya"ya kaçtı. Ardından Rusya, Kırım"ı fiilen kontrol ü altına alınca Batı ile kavga büyüdü. Batı sermayesi Rusya"yı terk etmeye başladı. Rusya Merkez Bankası, sermaye kaçışı nedeniyle politika faizini 5,50"den 7,50"ye yükseltmek zorunda kaldı. Haliyle, Rusya iç piyasasında banka kredileri yükseldi. Kredi şartları zorlaşınca borç bulmakta zorlanan Ruslar altın stoklarını eritmeye başladı. Son üç ayda İsviçre frangı Rus Rublesi karşısında yüzde 15 değer kazanınca İsviçreli altın tacirleri için ticari bir fırsat daha doğmuş oldu. Nitekim İsviçreli altıncılar Rusya"dan Ocak ayında 140 milyon franklık, Şubat"ta 409 milyon franklık ve Mart"ta 444 milyon frank değerinde altın çekti.

ÜÇ: İsviçre Türkiye"den ilk kez altın satın almıyor… İsviçreli altın tacirleri her yıl dünyada 40"tan fazla ülkeden 100 milyar dolardan fazla altın ithal eder. Yine 40 civarında değişik ülkeye yaklaşık 100 milyar dolara yakın altın satar.

Türkiye"nin daha önceki senelerde İsviçre"ye yüklü altın ihracatları oldu. İsviçre"nin 2008 ile 2013 arasında Türkiye"den yıllık bazdaki altın ithalatı şöyle:

YIL İSVİÇRENİN TÜRKİYE"DEN ALTIN İTHALATI (milyar dolar)

2008 2.2

2009 3.4

2010 1.3

2011 0.6

2012 1.3

2013 0,2

2014 1.8 (ilk üç ay)

Senede 40 ülkeden 123 milyar dolar değerinde altın ithalatı yapan İsviçreli altıncılar, kur avantajının getirdiği fırsatı değerlendirerek 2014"ün ilk üç ayında Türkiye"den 1.8 milyar dolarlık altın almış.

Eski yıllardaki alımlarında da kur hareketleri dikkat çekici. Mesela, 2013 yılında Türkiye"den çektikleri 200 milyon dolarlık altının neredeyse tamamını Ağustos ve Eylül aylarında gerçekleştirmişler. Ağustos"ta frank lira karşısında ciddi değer kazanarak 2,07"den 2,18"e çıkmış. Aynı şekilde Eylül"de frank/lira kuru 2,18"den 2,24"e yükselmiş.

2012 Ağustos ayından başlayarak frank/lira kurunun 1,82"den 1,94 seviyesine yükselmesi üzerine İsviçreli tacirler yine harekete geçmişler. Ekim 2012"de ülkemizden 474 milyon dolar değerinde altın götürmüşler. Bu tutar 2012"nin tamamında Türkiye"den ithal ettikleri altının yüzde 30"una denk geliyor. Açık ki, o dönem uzun süre yatay seyreden kurun yüzde 6 oranında artışla 1,94"e zıplamasını, hemen ticarete dönüştürmüşler.

Garp cephesinde işler böyleyken biz şarkta nelerle meşgul oluyoruz…

Hasılı kelam,

Altın ateşte, insan mihnette belli olur!

10 yıl önce
İsviçre"ye altın ihracının sırrı
Yalana nasıl hazırlanırız?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir