|

Bunları yeneceğiz dedim

Albayrak Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Albayrak 15 Temmuz gecesi yaşananları anlattı.

Yeni Şafak
04:00 - 15/07/2017 суббота
Güncelleme: 12:38 - 15/07/2017 суббота
Yeni Şafak
Albayrak Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet  Albayrak
Albayrak Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Albayrak
O gün neredeydiniz? Akşam ilk haberi nasıl aldınız?

O akşam saat 18.30’da Balıkesir Belediye Başkanı Edip Uğur beyi ziyaret etmiştim. Onun yanında Yargıtay Başkanı İsmail Cirit Bey ve 6-7 kişilik hakim, savcı ve emniyet birimlerinden oluşan bir heyet ile görüşmemiz oldu. Onlarla sohbet ettik yarım saat. O günkü konumuz da bu paralel yapının çok hızlı bir şekilde Türkiye’ye yayıldığı ve tehlikeli bir gelişi olduğu konusunu konuştuk. Oradan ayrıldıktan sonra saat 21.05’te Orhangazi’ye geldim. Orada şoförüm Tevfik beye gazeteden bir telefon geldi. Oradaki Beylerbeyi’nde askerlerin oradaki görevli askerlerin silahlarını topladığından bahsettiler. Yalnız bunun ne olup olmadığını bilmediklerini ve araştırdıklarını söylediler. Köprüler tam o esnada kapatılmak üzereydi.



İlk duyduğunuzda yaptığınız refleks neydi? İlk kimle temasa geçtiniz?

Bunun ne olup olmadığını araştırmak için Milli Saraylarda görev yapan bir arkadaşımızı arayarak durumu sorduk. O hemen araştırdı. Dışarıda ve içerdeki polislerin silahlarının alınması noktasında polislerle askerler arasında tartışma yaşandığını söyledi. Olayın tam ne olduğu belli değildi. Yaptığımız görüşmelerde bana söylenen bir terör saldırısı olabileceği ve askerin tedbir almış olduğuydu. Bu arada tabi yola devam ediyorduk. O sırada Bayrampaşa Çevik Kuvvet’in önüne tankların yürüdüğü bilgisi geldi. Çevik kuvvetin önünde bir sıkıntı olduğunu söylediler. Yeni Şafak Ankara büromuzu aradım onlar da Ankara’da bir karışıklık olduğunu ve olayı anlayamadıklarını söyledi.

DARBE OLUYOR,
MÜDAHALE ETMEMİZ GEREKİYOR
Darbe olduğu kanaatine nasıl vardınız?

Saat 21.45 civarında Çamlıca turnikelerine geldik. Üç araba önümüzde trafiği durdurdular. Ne olduğunu anlamak için araçtan indim. Çevreyi kolaçan ettim. Orada iki polis aracı vardı, yaklaştım. Anonslar geliyordu; “Hiçbiriniz askere silah doğrultmasın ama onlardan bir şey gelirse karşılık verin. Asla silahınızı teslim etmeyin” deniliyordu. Onları duyunca tedirgin oldum. Acaba dedim ihtilal mı oluyor bu nedir? Ama bir taraftan da şu geçti aklımdan; saat daha 22.00, bu saatte ihtilal olmaz. Burada bir terslik var diye düşündüm. Trabzon limandaki arkadaşları aradım bana söyledikleri şu oldu; “Deniz kuvvetlerinden subaylar geldi, burayı teslim almaya çalışıyorlar, giriş-çıkışı engellemeye çalışıyorlar.” Konya ile görüşmelerim oldu. Tüm parçaları birleştirdim ve artık darbe oluyor kararını verdim. Tabi ilk andan itibaren İbrahim Karagül'ü arıyorum. Onunla görüşürken halkı sokağa çağıralım dedim. O gece gazetedeki ve diğer kişilerle toplam 125 telefon görüşmesi yapmışım.

CUMHURBAŞKANINI ARADIM KENDİSİNE ULAŞAMADIM
Devlet yetkilileriyle görüşmeleriniz oldu mu?

İlk olarak Sayın Cumhurbaşkanımızı aradım. Çaldı ama cevap vermedi. 5 dakika sonra bir kaç kere daha aradım. Kendisine ulaşamadım. Sonra Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan beyi aradım. Ona da ulaşamadım. Bakanlardan bir kaç kişiyi aradım onlara da ulaşamadım. Hiç kimseye ulaşamayınca aklımdan darbenin hızlıca sonuca ulaşmış olma ihtimali geçti. Çamlıca gişelerinde vatandaşları da dolaştım. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyor, radyoları açmışlar haberleri dinliyorlar. 10 kadar kişiyi yokladım. Bazılarına darbe olduğunu söyledim. Bir kısmı inanmadı, bir kısmı tepki gösterdi, bir kısmı da sanki normal bir şeymiş gibi tutum sergilediler.

Böyle bir darbe ihtimali görüyor muydunuz?

Paralelci kadroların böyle bir hazırlık içerisinde olduğunu gazetemizin çeşitli manşetlerinden ve benim yapmış olduğum görüşmelerden böyle çalışmaları olduğunu biliyorduk. Bunların ekibinin TSK’dan arındırılacağı YAŞ ile beraber tasfiye edileceklerini anlarlarsa darbe yapabilecekleri söyleniyordu. Bu nedenle darbeyi teyit eder etmez internet sitemizden “Paralel subaylar çıldırdı, komuta kademesini ele geçirmeye çalışıyorlar” diye haberi verdik.

YAYINLARIMIZLA HALKI SOKAKLARA ÇAĞIRDIK
Yeni Şafak darbenin adını koyarken hangi saiklerle hareket etti?

Emniyetten duyduğumuz anonstan yola çıkarak, vatandaşa ümit vermek açısından emniyetin bu işin farkında ve görevinin başında olduğunu bildirmek için o minvalde yayınladık haberi. Bir kısım subaylar bu işe girişti, emir komuta zinciri yok ifadelerine yer verdik. Ve millete güç ve güven vermek için emniyet mensuplarının gözaltına almaya başladığını vurguladık. Vatandaşın bu işe sahip çıkması için cesaret verdik. Yazdıklarımız doğru bilgilerdi.

Albayrak Medya Grubu’nun o geceki habercilik refleksini nasıl yorumluyorsunuz?

Olayın iki yönü vardı. Birincisi bu bir darbedir diyebilmek ki biz bunu herkesten önce dile getirdik. İkincisi vatandaşa cesaret vererek devletine sahip çıkmasını sağlamak. Bunun için de tüm yayın organlarımızdan çağrıda bulunduk. O saatlerde halen Sayın Cumhurbaşkanımızdan haber alamıyordum ve darbeciler tarafından tutuklanmış olma ihtimalinden dolayı endişe ettim. Halkın sokağa çıkması için yayınlar yapılmasının talimatını verdim.

Yeni Şafak’ın sosyal medya üzerinden oldukça etkili yayınlar yapması önemliydi. Bu konuda nasıl harekete geçildi?

Haberleri halka duyurup, halkı sokağa çıkarmak için internet sorumlumuz Ömer Karaca’yı aradım. "Ne yapabiliriz de daha çok kişiye ulaşabiliriz?” diye sordum. O da bana 10 milyonluk Facebook sayfamızda yayınlayabileceğimizi bunun yanında reklam olarak haberi 60-70 milyon insana ulaştırabileceğimizi söyledi. “Hemen yapın” dedim. Ardından Ömer Bey saat 22.45’te hem Facebook’ta hem de tüm sosyal mecralarda paylaşımlar yapmaya başladı. FETÖ’cülere bile ulaştı. Hatta yerel bir kanalda FETÖ’cüler yayın yaparken “Yeni Şafak’ın haberini duydunuz mu?” diye soruyorlar birbirlerine. Sonuç olarak biz 55 milyon insana kısa sürede ulaşmış olduk.

TAYYİP BEY ‘MEYDANA ÇIKIN’ DEYİNCE
GÖNLÜM RAHATLADI
Avrupa yakasına geçebildiniz mi?

Tüm bunlar Çamlıca gişelerinde yaşandı. Ardından bu yol açıldı. İlk etapta gazeteye gelmeyi düşündüm lakin köprünün kapalı olduğunu öğrendik. Deniz yoluyla geçmeyi düşünmeye başladık. Mecburen Ümraniye tarafından gittik. Orada da bir muhtar şehit olmuştu. Oranın da kapalı olduğunu görünce 45 dakika Ümraniye ve Üsküdar arasında dolaşırken benim evimin istikametine yöneldik. Ailemin hepsi Umre’deydi. Onlar aradı beni. “Ne yapabiliriz?” diye sordular. Ben de “Her önlemi aldık siz de Beytullah’tasınız, gidin Kabe’ye dua edin ve oradaki vatandaşları harekete geçirin” dedim. Bu sırada Tayyip bey milleti meydanlara çağırınca hem kendisinden haber aldığım için hem de darbe püskürtüleceği için rahatladım. Saat 01.15’te evin önüne geldim. Burada tanıdığım subayları ve arkadaşları aradım. Rahmetli Erol Olçok’un şehadetini de burada öğrendim. “Erol bir saat önce çocukları da alarak köprüye gitti” dediler. Erol Olçok kardeşimiz vurulduktan yarım saat sonra onun ve oğlunun şehit olduğunu onunla beraber giden arkadaşlarından öğrendim.

DİĞER KURULUŞLARI ARAYARAK HAREKETE GEÇMELERİNİ İSTEDİM
Hiç ümitsizliğe düştünüz mü?

Darbe girişimini duyurduğumuz zaman, yetkililere ulaşamadığımız zaman yaşadığım duygular çok karmaşıktı. Ama hep şunu düşündüm. Bizim inancımız sağlam, Allah bize yardım edecektir. “Bunlar başarılı olamayacak, bunları biz yeneceğiz” düşüncesiyle çalıştık. O düşünceyle yanlış mı yapıyoruz, doğru mu yapıyoruz? diye hiç düşünmedim. Bir an bile tereddüt etmedim. O gece saat 23.00'de Serhat Albayrak'ı aradım. “Biz böyle böyle harekete geçtik, Siz ne yapıyorsunuz?” dedim. O da bana “Evet haberimiz var bize gelen bilgilere göre boğaz köprüsü kapatıldı ama kesin olarak ne olduğu belli değil” dedi. “Serhat bey dedim, artık bizim kanalda darbe olduğunu biz yayınladık siz de kendi grubunuzu harekete geçirin dedim” “Tamam” dedi. Sonra onlar da yayınlamaya başladılar.

CAMBAZ, OLÇOK VE VARANK’IN ŞEHİTLİK HABERİYLE SARSILDIM
Yeni Şafak’ın uyarıları konusunda neler söylersiniz?

15 Temmuz’a 10 gün kala Yeni Şafak manşetleri, askeriyenin içine konuşlanmış bu yapıyla ilgili hazırlıkları ve darbe ihtimalini yazdı. “Adım adım darbeye” diye bir manşet dahi yayınladık. Yeni Şafak darbe seslerinin geldiğini hissederek belgeleriyle ortaya koydu. Hatta darbe günü yayınlanan manşetimizde “TSK bile pes etti” diye başlık atmıştık. Tesadüf bu ya akşamına da darbeye kalkıştılar. Allah bir daha böyle karanlık geceler yaşatmasın.

O gece sizi sarsan ilk haber ne oldu?

O gece bulunduğumuz yerden Erol kardeşimiz yeni çıkmıştı. Oradaki arkadaşlarla görüşürken Erol kardeşimiz ve oğlunun şehit olduğu haberi geldi. İlk ateş orada içimize düştü. Daha sonra gazetemizin emektar çalışanı Mustafa Cambaz kardeşimizin şehadet haberi geldi. Ardından Cumhurbaşkamızın başdanışmanı Mustafa Varank’ın ağabeyi Prof. Dr. İlhan Varank’ın şehit olduğunu öğrendim. O gece en çok sarsıldığım anlardan biri de onların şehadet haberini aldığım zaman oldu.

Aramızda
en az üç
FETÖ’cü var

Darbe günü Yeni Şafak’ın manşeti “TSK bile pes etti” idi. Tesadüf ya akşamına darbeye kalkıştılar. Yani biz önceden beri paralel yapıyı çok iyi tanıyoruz. Bir gün Cumhurbaşkanı tüm medya yöneticileriyle buluştu. Biz de katıldık. Sayın Cumhurbaşkanına, "Bu FETÖ’cülerin temizlenmesi için bir bakanlık kurulmalı, hatta her ile her ilçeye bir görevli tahsis edilmeli. Bakın şu an bu toplantıda bile aramızda en az 3 FETÖ’cü vardır ama bunların kendileri bile birbirlerini, yaptıkları görevleri bilmez. Bunlar böyle tehlikeliler” dedim.


Allah bir daha yaşatmasın

F16’lar sonic patlama yaptığında Altunizade’deydim. O sesi bomba sanınca acaba Tayyip beyin evinin oraları mı bombaladılar, diye düşündüm. O zaman biraz tedirgin oldum. O gece ben selaları duyunca tüylerim diken diken oldu. Çok duygulandım. O zaman “Tamamdır, insanlar artık harekete geçtiler. Allah’ın izniyle bu iş bitti” dedim. Allah bir daha böyle şeyler yaşatmasın.


Darbeciler gelseydi
her ihtimale hazırdık

O gece bizim televizyon vericilerimizi kesebilirler, bilgi akışı akamete uğrar, diyerek server ve sunucuları yurt dışına aldırdık. Bunun yanında Yeni Şafak’ın ve TV Net’in bulunduğu Topkapı’daki binamıza gelip kapatabilirler diye her ihtimale karşı başka bir lokasyonumuzu da yayın yapmak üzere hazırlıyorduk. Bunun yanında bizim gazetemizi de basabilirler diye dışarıdan 20 kişilik silahlı güvenlik desteği aldık. Sonuçta yayınlarımızı kesmememiz ve halkı bilgilendirmeye devam etmemiz gerekiyordu. CNN Türk’e helikopterlerle indikleri için bizim bahçemize de inmesinler diye araçları yatay ve dikey olarak bahçeyi kapatacak şekilde sıraladık.


Temizlik araçlarımızı
Emniyet’e gönderdik

Gece 24.00 civarı kardeşim Kazım aradı. Bizim İstanbul’da yaklaşık bin civarı temizlik aracımız var. Kağıthane Emniyeti başta olmak üzere askeri araçların girmesini engellemek için bizden bu araçları istiyorlar” dedi. Ben de “Hemen gönderin” dedim. Bunun üzerine Esenyurt’a, Üsküdar’a, Bayrampaşa gibi çeşitli ilçelere de gönderildi. Askerlerin giriş ve çıkışlarını bu araçlarla engellemeye çalıştık.






#Ahmet Albayrak
#15 Temmuz
7 лет назад