|

Rüyalarımızda avutuyorlar

Pendik Belediyesi’nde kepçe operatörü olan 36 yaşındaki Yalçın Aran, o gece havalimanına geçişlere izin vermemek için Kurtköy gişelerini kapatmak için yola çıkmış, darbeci hainlerin kafasına sıkmasıyla şehit olmuştu. 3 çocuk babası Aran’ın eşi Asalet Aran, “Daha yeni evimizi almıştık. Oturmak nasip olmadı. Çocuklarına çok düşkün bir babaydı. Rüyalarımıza girip “ben iyiyim üzülme” diyor.” dedi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 15/07/2017 Cumartesi
Güncelleme: 09:10 - 15/07/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
Rüyalarımızda avutuyorlar
Rüyalarımızda avutuyorlar

15 Temmuz gecesi darbecilerin tanklarını durdurmada en hayati görevi üstlenen şüphesiz kepçe ve traktörlerdi. Pendik Belediyesi'nde kepçe operatörü olarak çalışan 36 yaşındaki Yalçın Aran da darbenin seyrini değiştiren aktörlerden biri oldu. Darbe girişimini duyar duymaz hainlerin tanklarını engellemek için yola çıkan Aran, Orhanlı gişelerinde şehit edildi. 3 çocuk babası Aran, geride gözü yaşlı eşi ve kızlarını bıraktı. Aran'ın eşi Asalet Aran, “Daha yeni evimizi almıştık. Oturmak nasip olmadı. Ailesi için her şeyi yapardı. Çocuklarına çok düşkün bir babaydı. Tek tesellimiz şehit olması” dedi.

DARBENİN FARKINDA DEĞİLDİK

Aran'ın eşi Asalet Aran, eşinin yoğun bir iş hayatı olduğunu söyledi. 10 yıllık evli olduklarını ifade eden Aran, “Eşim o gün işten geç geldi. Uyumak istediğini söyledi. Saat 22:00 civarı yattı. Whatsapp gruplarına o saatten sonra mesajlar gelmeye başladı. Mesajlar gelince hemen haberleri açtık. Televizyonda ilk Gölbaşı'nda patlama gösteriyordu. Köprüde askerlerin yolu kestiğini gördük. İkimiz de tedirgin olduk, o bana ben ona ne olduğunu soruyordum. Darbe denildi ama bizim darbeyle ilgili hiç bir bilgimiz yok. Kötü bir şey olduğunu biliyoruz ama bu kadar ciddiyetinin farkında değiliz. Cumhurbaşkanımızın çağrısından sonra “Birlikte dışarı çıkalım mı?” dedi. Ben de çocuklar uyuduğu için çıkamayacağımı söyledim. O an kapımız çaldı. İş arkadaşı gelmişti. Dedi ki; “Yalçın kepçeleri alıp biz de sokağa çıkacağız. Kepçeleri çalıştırmamız lazım”. Eşim Pendik Belediyesi'nde kepçe operatörü olduğu için hemen hazırlandı ve çıktı” diye anlattı.

YAKIN MESAFEDEN SIKTILAR...

Eşinin çıkarken kendisinden izin aldığını anlatan Aran, “Bana çıkarken sordu, ben de çık dedim. İlk olarak Kurtköy gişelerine gitti. Sonra Orhanlı gişelerine geçti. O sırada beni aradı saat 2'ydi. Bana “Sabaha kadar ben burada nöbet tutacağım, sen yat uyu” dedi. Zaten orayı hainler gündüzden kuşatmıştı ve eşimin kepçesini görene kadar hiç ses çıkarmadan pusuda beklemişlerdi. Eşimin kepçesinin korna ve alarmla geldiğini görünce hepsi ortaya çıkıp eşime ateş etmeye başlıyor. Ateş açılınca eşim kepçenin kovasını yüz hizasına getirmiş ve böylelikle kurşunlar ona hiç gelmemiş. Ama kepçe hareket edemez hale gelerek parçalanıyor. Sonra bir tane hain kepçenin kapısını açıp yakın mesafeden eşimin kafasına ateş ediyor” dedi.

Kızım herkese baba dedi

Geçen 1 yıllık süre zarfında özlemlerinin kat be kat arttığını söyleyen acılı eş, “Geçen 1 yıl beni çok yordu. Kızlarıma anlatmak açısından çok yıprandım. O acıyla tek başıma bazen çok kalabalık boğuştuğumu düşünüyorum. Bazen de çok üzülünce ben ne yapıyorum. Ben onun için ancak sevinebilirim. Çocuklarım için ayakta durmak zorundayım diyorum. Çocuklarımın geleceği için umutluyum. Devletimizin arkamızda olduğunu hissediyorum. Kızlarım en güzel okullarda okuyacaklar. Ben istiyorum ki kızlarım dinini, vatanını iyi bilen hayırlı insanlar olsunlar. Onların geleceği için çok endişem yok, sadece nasıl rahatlatabiliriz? O endişem var. kızım ilk 6 ay herkese baba dedi. Bunu anlatmak şuan belki kolay ama aradan geçen 1 yılda yaşadıklarımızı aktarabilmek çok zor. En büyük çocuğum 8 yaşında, ortanca 5, küçük ise 3 yaşında. Ben olayı duyup ağlamaya başlayınca çocuklar da kötü bir şey olduğunu anladılar. Çocuklar çok zorlandılar. Özellikle en büyük kızım Merve “Anne babasız yaşanmaz, o nasıl öldü?” diyor. O kadar çok gelen giden oldu ki, bu durum olayın acısını bir nebze de olsa yatıştırmamıza sebep oldu. Ben eğer kendimle başbaşa kalsaydım çok zor atlatırdım. Bizimle o kadar çok uğraştılar ki. Allah razı olsun emeği geçenlerden. Ben kızlarıma “Babanız şehit oldu. Bunun kötü tarafına değil güzel tarafına bakın. Onun bize yaşattığı gururun hiçbir haddi hesabı yok. Bunu hiçbir şey ölçemez. Bunu kızlarım anlıyor ama küçük kızım daha hiçbir şeyin farkında değil. O hala babasının hala geri geleceğini düşünüyor. Babasıyla arası çok iyiydi. Aralarındaki sevgi bambaşkaydı. Yalçın gece bile saat kurar, gider çocukları öper, üstlerini örterdi. Onun bir baba ve bir eş olarak yaptıklarına diyecek hiçbir şey bulamam. Her şeyi dört dörtlük bir insandı. O gün şehit olanların hepsi için seçilmişler diyorum ben.” dedi.

Yine olsa yine
gönderirim

“Şuan tekrar aynı şey olsa, eşim öleceğini bilse bile yine çıkardı” diyen Aran, “Ben de gönderirdim yine. Çünkü eğer ben şuan burda oturabiliyorsam ben kocamın ve onun gibilerin sayesinde oturabiliyorum. Bunun farkındayım. Eğer o gün kocam çıkmasa ben şuan burada rahat bir şekilde oturamayacaktım. Vatanım elden gittikten sonra benim kocamla oturup oturmamamın hiçbir önemi yok. Farklı bir duygu. 10 kere olsa yine gönderirdim. Ben şuan olsa kendim en önde çıkarım. Allah eşimi şehadetle şereflendirdi. Bunun üzerinde hiçbir şey yok. Eşim ölümden korkan çok naif bir insandı. Onun adına da mutluyum. 4 kez rüyamda gördüm. 3 ünde geniş bir alandayız ve takım elbisesiyle herkesin önünden gururla geçip gidiyordu. Birinde de ben iyiyin artık üzülme dedi. Rüyalarımıza girip avutuyorlar bizi” şeklinde konuştu.


#15 Temmuz
#Şehit
7 yıl önce