|

Anadolu kumaşının haritası çıktı

Türkiye’nin Dokuma Atlası çıkarıldı. Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen, Türkiye’nin yöresel dokumalarını ilk kez bir araya getiren proje kapsamında hazırlanan Dokuma Atlası Sergisi Ankara’da açıldı. Serginin küratörü Güneş Güner, Türk dokumalarının renk ve desenlerinin kültürümüzün özelliklerini ve dokuyanın duygularını taşıdığını söylüyor.

Merve Akbaş
04:00 - 4/07/2021 Pazar
Güncelleme: 02:23 - 4/07/2021 Pazar
Yeni Şafak
Emine Erdoğan
Emine Erdoğan

Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen Türkiye’nin yöresel dokumalarını ilk kez bir araya getiren “Türkiye Dokuma Atlası” projesi kapsamında hazırlanan “Dokuma Atlası Sergisi”nde Anadolu’nun miras kumaşları buluştu. 30 çeşit, 151 örnek kumaştan oluşan sergi bu büyük projenin ilk ayağını oluşturuyor. Serginin küratörü Güneş Güner ile hem sergiyi hem de yerli kumaşlarımızın hikâyesini konuştuk.



Renk, desen ve motiflerin Türk dokumasında nasıl bir önemi var?
  • Dokumanın bütün evreleri insanoğlunun var oluşundan bugüne yaşadığı sürecin fotoğrafı gibidir. Dokuma kültürünün başlıca ürünlerinden olan kumaş, insan hayatının hemen her yerinde karşımıza çıkıyor. Dokumalarda kullanılan renkler iklimsel ve coğrafi izleri taşıdığı gibi, desenler ve motifler de dokumanın tarihi, dokuyan toplumun inanç değerlerine ait özellikler de taşıyor ve görsel olarak bizlere anlatıyor. Türk dokumalarının renkleri, desenleri, zamanın her farklı diliminde dokuyan kişinin ve kültürümüzün birçok özelliğini, duygusunu kumaşlarla önümüze seriyor.

Geçmişten günümüze kadar uzanan bu desen ve motiflerin özel anlamları ve isimleri var; Eli belinde, hayat ağacı, göz, akrep gibi onlarca farklı motif. Bu desenler ve motifler korunma, iyi niyet, istek, arzu, inançlarını, evlilik, bekarlık gibi halleri, göç, felaket, üzüntü, sevinç, tasa, mutluluk, özlem ve beklentileri, aşk, ayrılık, dilek ve istekleri ifade eden semboller.


Renkler de duygulara ve inançlara paralel. Diğer taraftan eski Türk dokumalarında kullanılan doğal boyalar bitkilerden ve minerallerden elde edildiğinden coğrafi işaretlerle ilgili de bilgi aktarıyor.

Peki Dokuma Atlası projesi nasıl ortaya çıktı?
  • Türkiye Dokuma Atlası Projesi, Anadolu’nun binlerce yıllık dokuma kültürünü araştırmak, korumak, sürdürmek, geliştirmek, güçlendirmek, yaşatmak (usta çırak ilişkisi), farkındalık yaratarak kuşaktan kuşağa aktarmak amacı ile oluşmuş idealist bir proje. Bu ideali paylaşan akademiler, okullar, akademisyenler, tasarımcılar, dokuma ustaları, girişimciler, kurumlar, iştirakler el ele vererek projeyi hayata geçirdiler. Türk dokumacılığının kıymetli bir zanaat olarak yaşatılmasını sağlamak, teknolojik değişim ve gelişmelerden faydalanarak dünya kumaş sektöründe fark yaratmak, kültürel değerlerimiz markalaştırmak ve prestijli bir ticari faaliyete dönüşmesini sağlamak için birlikte çalışmak tarif edilemez bir motivasyon.


ÇOK ZENGİN KUMAŞ İÇERİĞİMİZ VAR

Sergi öncesindeki hazırlıklarda Anadolu’nun bölge bölge dokuma kumaşları tespit edildi ve bir harita yani adeta bir rota hazırlandı. Bu haritadan da bahsedebilir misiniz?

Ülkemiz, coğrafi olarak çok zengin bir kumaş içeriğine sahip. Anadolu’nun mirası olan bu dokumaların her biri kendi coğrafi özellikleri ile benzersiz. Gerek elyafları gerek renkleri gerek desenleri ile kendilerine özgü ve ilham vericiler. Bu dokumaların yaşatılabilmesi ve gelecek kuşaklara da aktarılabilmesi için coğrafi özelliklerini bilmek önemli. Antep’in Kutnu’su, Rize’nin Feretiko’su, Ankara’nın Sof’u, İstanbul’un Çatma’sı, Denizli’nin Beledi’si, Sivas’ın Gürün Şalı gibi benzersiz bir zenginliğe sahibiz. Kendi bölgelerinde yün, kenevir, pamuk, ipek gibi farklı elyaflardan dokunan bu kumaşları, geçmiş değerlerinde sürdürebilmek için coğrafi aidiyetlerini ve özelliklerini de vurgulamak istedik. Bu sebeple sergi düzenini geçmişten geleceğe doğru bölgesel rotalarda oluşturduk. Sergi alanında Ege zeytinin yeşili üzerinde Ege dokumalarını, Akdeniz mavisinde Akdeniz dokumalarını, Anadolu alanında tüm Anadolu kumaşlarını sergiledik.

ÜÇ DOKUMA SANATÇISININ İŞLERİ VAR

Sergi süreci nasıl oluştu, bu anlamda kurgulanan müzikten mekânın oluşturulmasına kadar özel olarak çalışıldı sanıyorum. Bu anlamda nasıl bir çalışma sürdürüldü?
  • Sergi girişi eski dokuma aletleri koleksiyonu ve elyaflarla başlıyor. Geçmiş ve gelecek düzeninde dokumanın da ilk oluşumunu sergileyerek başlamak istedik. Sergide ayrıca üç farklı enstalasyon bulunuyor. Serginin kalbi olarak tasarladığımız enstalasyonda bir Beledi dokuma tezgâhı ve dokuma ustalarının videolarının gösterildiği bir spiral alan var. Bu alan aynı zamanda sergi girişinde duymaya başladığınız seslerin ritminin de ev sahibi. Sergi boyunca izleyiciye dokuma tezgâhının ritimsel sesi eşlik ediyor. Dokuma tezgâhının sergilendiği alana doğru da ses güçleniyor.

Bir diğer enstalasyon Anadolu Desen Atlası olarak kurduğumuz dairesel alan. Anadolu desenlerinin hemen her birinin yer verildiği bu alanda desenleri deneyimliyorsunuz. Son yerleştirmenin ismi ise Gökle Yer Arasında. Gündüz gece, yaz kış geçişlerini geleneksel desenleri dönüştürerek sergileyen, ışık ve görsellerin ortak hikâye anlatımında yer aldığı bir alan olarak tasarlandı.

Sergide üç dokuma sanatçısının eserleri de genel akış içerisinde şaşırtan alanlar olarak kurgulandı. Senem Uğurlu’nun bez bebeklerden ilham alan ‘Anadolu Tanrıçaları’ isimli dokuma heykelleri, Elisabeth Madzar’ın kökler ve izleri işaret eden ‘Pa’ ve ‘Umay Ana’ isimli iki dokuma eseri ve Aydın Uğurlu’nun Doğa isimli dokuma eserleri sergide görülebilir.

BU TARİHİ DOKUMALARI NASIL YAŞATACAĞIMIZI GÖSTERMEK İSTEDİK

Geleneksel dokumaların modern ve işlevsel tasarımlara dönüştürmesinin arkasında nasıl bir süreç var? Bununla amaçlanan ve tabii de sizin için önemi nedir?
  • Geçmişten geleceğe, gelenekselden moderne, bu tarihi dokumaların nasıl yaşatılabileceğini sergilemek istedik. Geçmişe yapılan bu dokuma yolculuğunun çıkış noktasına ise geleceği yerleştirmek istedik. Geleneksel kumaşlardan alınan ilhamı günümüz ve gelecek için yepyeni tasarımlara dönüştürebilmek amacı ile gerçekleştirilmiş bir zaman tüneli planladık.

Bu tünelde genç tasarımcıların fütürist bakış açıları ile geçmiş dokumaları 2021 ve sonrası için modern, aktif, işlevsel tasarımlara dönüştürmelerine tanık olacaksınız. Kutnu’nun desenini Folcro Electro olarak yeniden yorumlayan aktif yaşam koleksiyonu, Ankara Sof denemesinden tasarladığımız zamana ve mekâna meydan okuyan hybrid Ankara Trençkot’u, Beledi dokumalarından tasarladığımız çantalar bu işlevsel tasarımlardan birkaçı.

  • Türkiye Dokuma Atlası Türk dokumacılığının kıymetli bir zanaat olarak yaşatılmasını sağlamanın yanı sıra, teknolojik değişim ve gelişmelerden faydalanarak dünya kumaş sektöründe fark yaratmayı amaçlıyor. Geçmişten günümüze, güçlü estetik dili, benzersiz doku ve içerikleri ile var olan bu dokumaları, hatırlatmak ve işlevsel olarak yaşatmak serginin çıkış noktasını belirliyor.

Bu yolculukta hedefimiz; başta tekstil ve moda sektörü olmak üzere, farklı endüstrilere ilham vermek, yerel zanaat, üretim ve ticarete destek sağlamak ve küresel kültüre değer katmaktır.

#​Türkiye
#Dokuma Atlası
#Emine Erdoğan
#Güneş Güner
3 yıl önce