|

Beş bin karavanla özgürlük turuna

Seyahat yazarı Melih Uslu, son dönemde popülerleşen karavan hayatının emeklilik rüyası olmaktan çıktığını artık gençlerin karavan sahibi olduğuna dikkat çekiyor. Şu an ülkemizde 5 bin karavanın seyahat halinde olduğunu belirten Uslu, “Seyahatin en özgür hali desek sanırım abartmış olmayız “diyor.

Merve Akbaş
04:00 - 5/09/2021 Sunday
Güncelleme: 02:14 - 5/09/2021 Sunday
Yeni Şafak
Covid-19 salgınıyla birlikte kalabalıklardan uzak kalarak dinlenmek de herkes için cezbedici bir alternatif oldu.
Covid-19 salgınıyla birlikte kalabalıklardan uzak kalarak dinlenmek de herkes için cezbedici bir alternatif oldu.

Karavanla tatil özellikle son dönemde oldukça popülerlşeşti. Covid-19 salgınıyla birlikte kalabalıkalrdan uzak kalarak dinlenmek de herkes için cezbedici bir alternatif oldu. Seyahat yazarı Melih Uslu Mona Yayınları’ndan çıkardığı İğneada’dan Pamukkale’ye Arabayla Anadolu kitabında kendi arabası veya karavanıyla Ege’yi gezmek isteyenlere rotalar, ipuçları ve sayısız öneri de bulunuyor. Uslu’yla hem son dönemde popülerleşen bu tatil türünü hem de önerdiği rotaları konuştuk.

-Karavan özellikle son birkaç yıldır gündemimizde fazlasıyla yer tutuyor. Birden neden karavana merak saldık?

Bunun nedeni aslında pandemi süreci. Covid-19, birçok konuda olduğu gibi seyahat alışkanlıklarımızı da değiştirdi. Artık doğanın huzur veren dinginliğini alabildiğine hissetmek, bir kamp ateşinin çıtırtısında yıldızlarla dolu gökyüzünü izlemek ve ertesi güne okuyarak, yüzerek ya da çevre gezileriyle başlamak hemen herkesin hayali... Bunu yaşamanın en iyi yollarından biri ise karavan tatilleri oluyor.


Karavan ne zaman ortaya çıkıyor? Bunun bir tarih var mı?

Aslında evet bir tarihi var. Bir tür “gezer otel” sistemini ayağımıza getiren karavan yolculuklarının geçmişinin 1900’lü yılların ilk çeyreğine kadar uzandığını biliyoruz. Bu yaşam biçiminin dünyada en gelişmiş olduğu ülkelerin başında gelen Almanya’da 6 milyondan fazla karavan sahibi olduğu, bir o kadar insanın da kiralama yoluna gittiği biliniyor. Alman Turizm Birliği’ne göre Almanya’da karavan ve kamp tipi konaklamalarda geceleme sayısı, geçen yıl 26 milyonu bulmuş. Keza Fransa’da karavanlara yönelik 3 bine yakın kamp alanının hizmet verdiği biliniyor.


Peki ya Türkiye’de durum nedir?

Aslında karavan kültürüne yönelik girişimler Türkiye’de de yeni değil. Kamp ve Karavan Derneği, 1966 yılında beri faaliyetlerini sürdürüyor. Ayrıca Trakya’dan Antalya’ya uzanan tam dokuz derneğin oluşturduğu bir de Ulusal Kamp ve Karavan Federasyonumuz var. Resmî rakamlara göre halen Türkiye’de 5 binden fazla karavan dolaşım halinde. Aracını karavana çevirenler buna dahil değil. İstatistikler, ülkemizde karavana yönelik talepte geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 30’luk artış olduğunu gösteriyor. Araştırmalara bakılırsa bugün Türkiye nüfusunun dörtte biri, potansiyel karavan müşterisi... Sektör profesyonellerine göre Türkiye’nin turizm hedeflerine ulaşabilmesi için karavancılardan elde edilecek gelirlerin çok büyük önemi var. Zira Batı ülkelerinin karavan turistleri, araç başına günde ortalama bin avro harcıyor. Karavan üreticileri, Türkiye’nin bu tür seyahatler açısından çok büyük potansiyel taşıdığını, kamp seçeneklerinin çeşitlenme hızının arttırılmasıyla ülkemizin Avrupa’nın karavan üssü olabileceğini belirtiyor. Öte yandan konuya ilişkin yayımlanan güncel analizler, artık karavan hayatının emeklilik rüyası olmaktan çıktığını ve son dört yıldır, 25-45 yaş grubu beyaz yakalı çalışanların bu kültüre ilgiyle yaklaştığını gösteriyor.

HOBİ DEĞİL İHTİYAÇ OLDU

Peki diğer tatillerden nasıl farkları var karavanla tatilin?

Karavan tatilleri için seyahatin en özgür halini sunuyor desek sanırım abartmış olmayız. Gerçekten de karavan tatilleri, doğayla iç içe bolca vakit geçirme ve istenildiği zaman yer değiştirme olanağı sunuyor. Karavan tutkunlarına göre bu tür seyahatler hem pratik hem de son derece eğlenceli.

Eskiye oranla oldukça değişik araçlar da var. Bu da talebi arttıyor sanırım.

Günümüzdeki karavan teknolojisi, insanın ihtiyaçlarını en küçük ayrıntısına kadar düşünmüş ve olağanüstü bir dizayn ustalığıyla çözmüş. Modellerine göre uzunlukları beş ile yedi metre arasında değişen bu hünerli araçlar, onlara yakıştırılan “14 kollu dev” tanımlamasına uygun düşüyor. Sıcak su, tuvalet ve her türlü ihtiyacınızı karavan ile halledebiliyorsunuz. Ayrıca buzdolabı, ocak, içme suyu deposu, banyo, elbise dolabı, yemek odası ve yataklar hayatı kolaylaştırıcı unsurlar arasında. Kalorifer tesisatı sayesinde dört mevsim tatile çıkma ayrıcalığı da cabası… Önemli bir karavan markasının Türkiye distribütörü, pandemi koşullarıyla birlikte karavanın hobi olmaktan çıktığını, artık ihtiyaca dönüştüğünü ifade etmişti. Toparlamam gerekirse yolculuklarınızda belli bir yerde konaklayarak her gün aynı şeyleri görebilirsiniz.

Ama karavan bambaşka... İnsanları en çok değişikliğin dinlendirdiği doğruysa karavanın üstünlüğü tartışılabilir mi?

Peki karavanla tatil özgürlüğünün maliyetleri ne civarda?

Karavan fiyatları, donanımına göre 60 bin ila 400 bin TL arasında değişiyor. Bu rakamlar bütçenizi aşıyorsa kiralamayı da tercih edebilirsiniz. Son dönemde sayıları artan kiralama şirketleri aracılığıyla karavanlara günlük, 500 ila 1500 TL arasında ödemek gerekiyor.

MÜHENDİS TİTİZLİĞİYLE OLUŞTURDUM

Arabayla Anadolu kitabını yazmaya nasıl başladınız? Bu konuya dikkatinizi çeken neydi?

Kitapta yer alan rotaları, 3,5 yılda tamamladım. Doğrusunu isterseniz, Arabayla Anadolu kitabını yazmak için yola çıkmadım. Zaman içinde aldığım notlar, biriktirdiğim deneyimler ve hikâyeler öylesine çoğaldı ki bunların kaybolup gitmesini istemedim. Yol aldıkça bu bilgileri bir kitapta toplamaya karar verdim. Yayınevim de bu fikre sıcak bakınca çalışmaya başladım. Onca yoldan geriye kalan yüzlerce notu, anıyı ve deneyimi süzmek, elbette hiç kolay olmadı. Pandeminin ilk günlerinden beri âdeta mühendis titizliğinde çalıştım, sabahladığım günlerin ve tükettiğim kahve fincanlarının sayısını unuttum. Kitap yazmak, oldukça zorlu süreçleri aşmayı gerektiriyor. İlerledikçe karşınıza üzerinde titizlikle çalışılması gereken pek çok konu çıkıyor. Okurun kafasında soru işaretleri bırakmamak için detaylar üzerinde sabırla çalışmanız gerekiyor. Bu anlamda Arabayla Anadolu’yu yazmam yaklaşık bir yıl sürdü. Aslında bu rotaların sayısı çok daha fazlaydı, ancak yayınevimle birlikte en iyi 22 tanesini belirleyip kitaba aldık. Ardından editörümle birlikte hiçbir detayı atlamamak adına kitabı masaya yatırıp acımasızca eleştirdik. Revize süreçleri de altı ay kadar devam etti. Nihayet beş yılın sonunda ortaya, “telaşın ve hedonizmin uzağında, doğanın ve kültürün yanında” olan 300 küsur sayfalık bu yol kitabı çıktı.

“Arabayla Anadolu”yu gezmek kolay mı? Nasıl renkler, nasıl maceralar bizi bekler?

Uzun keşif yolculukları her zaman konforlu anlar vaat etmiyor maalesef. Ancak seyahatler, çoğu zaman zorluklarıyla da anlatılmaya değer anılar bırakıyor. “Arabayla Anadolu” için kat ettiğimiz yollardan kalan aşınmış tekerleklerimiz, hiç hesaba katmadığımız zorlu zamanlara da tanıklık etti: Yeri geldi çamura saplandık, otomobilimizin silecekleri çalındı, kaldığımız pansiyonun üzerinden dev hortum geçti, aç yaban domuzu sürüsüyle çevrelendik, depomuzdaki benzinin son damlalarıyla ıssız dağ yollarını aştık. Müthiş güzellikler de yaşadık: Sandviçlerimizi paylaştığımız gezginlerle unutulmaz dostluklar kurduk, yeni başlayan bir orman yangınını erken fark edip büyük bir faciayı önledik, dünya güzeli kasabalar ve mekânlar gezdik. Diğer yandan Anadolu, muazzam ve keşfedilmeye değer bir coğrafyaya sahip. Anadolu’da tanımaya değer bir sürü insan, şaşırtıcı hayvanlar, tatmaya değer yiyecekler, heyecan verici meslekler ve muhteşem bir ahenk var. Trakya’dan Anadolu’ya yol alarak çift kişilik sakin koylara ve asırlık çınarların koyu gölgelerine rastlayabilir; hamakta öğle şekerlemeleri yapabilir; muhteşem gün batımları izleyebilir ya da salaş kır lokantalarına uğrayabilirsiniz. Bir ağacı, kültürü ya da anıtsal yapıyı sevmeniz için önce onunla tanışmanız gerekir. Bu da en iyi yolda yapılır. Arabayla seyahat ise önünüze her daim yeni sürprizler çıkarır. Bazen güzergâhınızı aniden değiştirip ara yollara saparsınız ve hiç beklemediğiniz keşifler yaparsınız. Çünkü yol, çoğu zaman doğaçlama tercihlerinizle renklenir. Unutmayalım tali yollar, otobanlardan daha eğlencelidir.


Karavan kampı için elverişli 100’e yakın alan var. Türkiye’de özellikle yaz sonu ve sonbahar ayları için en güzel karavan rotaları desek, ilk olarak aklımıza nereleri gelmeli?

Salgın nedeniyle kalabalık ortamlara girmek yerine açık havada, doğaya yayılarak karavan kampı yapabilirsiniz. Şehirlerin kalabalığından uzakta kamp yapabileceğiniz belli başlı alanlar şöyle: Trakya’nın Karadeniz kıyılarından başlayarak Türkiye’nin Ege ve Akdeniz sahillerine uzanan hat üzerinde, karavan kampı için elverişli 100’e yakın alan bulunuyor. Karavancıların ihtiyaç duyabileceği her türlü hizmetin sunulduğu kamp alanlarının büyük çoğunluğu, ülkemizin Güney Ege kıyılarında yer alıyor. Karavanla tatilin en gözde rotaları ise Marmaris’ten başlayarak Bördübet Amazon, Datça Aktur, Ekincik Koyu, Dalyan, Sarıgerme, Fethiye Kabak Koyu, Kaş, Olimpos, Alanya İncekum, Anamur ve Taşucu’ndaki kampları kapsıyor. Ayrıca Göller Bölgesi de karavan hayatının yıldızı yükselen adreslerinden. Özellikle de Salda ve Kovada Gölleri ile Eğirdir’de Can Ada ve Altınkum ilk akla gelen yerlerden bazıları. Yolunuz açık, oksijeninin bol olsun.

#Melih Uslu
#Türkiye
#Koronavirüs
#Trakya
#Anadolu
3 years ago