|

Ferrarili varoş çocuğu Zlatan İbrahimoviç

Karşımızda Ferrasini satan bilge değil, Ferrarili bir varoş çocuğunun öyküsü duruyor. Zlatan İbrahimoviç “nasıl havalı olunur”un yaşayan temsilcisi. O'nun için hayat sade ve tek düze olamaz, biraz da havalı olmalı!

Yeni Şafak
04:00 - 29/11/2015 Pazar
Güncelleme: 21:07 - 28/11/2015 Cumartesi
Yeni Şafak
SERNUR YASSIKAYA


O'nun şanssızlığı, Leonel Messi ve Cristiano Ronaldo gibi futbolun iki süper starıyla aynı zamanda çim sahalarda bulunması belki de. Tüm dünyanın gözü bu iki ismin ne yaptığında. “Hangisi dünyanın en iyi futbolcusu? Messi mi Ronaldo mu?” diye bir anket dünyanın herhangi bir ülkesinde her an dolaşıma girebiliyor. Ama O'nun için Messi bir “okul çocuğu,” ve O'na göre bir tane gerçek Ronaldo var, o da Brezilyalı efsane santrafor. Zaten “çocukluk idolüm” diyerek kendisi için epey önemli bir payeyi de Brezilyalıya vermekten çekinmiyor. Balkanların sert mizacını, İsveç'in soğuk ve donuk iklimine taşımış, genlerindeki kavgacı, sert ve bükülmez olma özelliklerini sonuna kadar hayatına ve sonra da adeta kendini yeniden tanımladığı futbola uyarlamış bir isim Zlatan


İbrahimoviç.



Zlatanera

Messi ve Ronalda bir yıldız ise o bir süper nova filandır. Aksi de zaten mümkün değildir. Hayata karşı her zaman iddiası olan bir adam o. Mahallenin haşarı çocuğu. Uyum sağlar ama bir bukalemun gibi değil, kendi gibi olarak. O'nun olduğu yerde tek gerçek kendisidir. Bu sebepten olsa gerek İsveç Dil Kurumu, Zlatan isminden türettiği Zlatanera kelimesini ülkedeki tüm sözlüklere ekledi. Kelimenin sözlük anlamı, “bir yere hükmetmek, hakim olmak, baskın kuvvet” olarak belirlenmiş. Bu tanımlama, sanırım Zlatan için ancak “yetmez ama evet” kıvamında olabilir.



Şifre: Havalı olmak


Evet, “havalı olmak” İbra'nın dünyasını anlamak için en önemli şifre. O sadece en iyi olmak istemiyor, en havalı da olmak istiyor. Bir iş yapılacak, bir şeye sahip olunacaksa, bir gol atılacaksa, onu en havalı şekilde yapmalı. İbra sadece, büyük olmak istemiyordu aynı zamanda buna biraz hava da katmak istiyor. Kindar biri İbra. Fil hafızasına sahip. Kendisine yapılanı hiçbir zaman unutmuyor ve gerekli cevabı da hemen yapıştırıyor. Bunun son örneği Danimarka ile İsveç arasında Euro 2016 play-off elemelerinde, Danimarkalıların kendisiyle “İbrahimoviç'i emekli edeceğiz” sözlerine, İsveç'in, kendisinin attığı golle şampiyonaya yükselmesi sonrası verdiği cevap: "Benim emekli olmamı istiyorlardı ancak ben tüm Danimarka'yı emekliye ayırdım." Nasıl, karşımızda kanlı canlı bir ego abidesi duruyor di mi? Bence bu ego da aslında İbra için “havalı” olmanın bir parçası. Havalı olmak aynı zamanda İbra'yı dışarının incitici etkilerinden koruyan bir zırh.



Kahverengi çocuklar sosyetiklere karşı




Boşnak bir baba ile Hırvat bir anneden İsveç'te dünyaya gelen İbrahimoviç, bundan sonra kendisinden kısaca İbra olarak bahsedilecektir, kendini küçük yaşlardan itibaren sorunlarla örülmüş bir mücadele ortamında buluyor. Aile ortamında, İbra'nın değişiyle “İsveç tarzı medeni konuşmalar yoktu.” Anne ile babanın geçinemediği ve bir süre sonra ayrıldığı parçalanmış bir aile, Bosna Savaşı ve yaşam güçlüğü karşısında, kendini içe kapanmış, sürekli Yugo müziği dinleyip, içki içen bir baba, sorunlu üvey kardeşler, çocuklarına karşı ilgisini kaybetmiş, depresif bir anne ile Zlatan için zor bir hayat mevcut. Buna, İsveç'te, azınlıklarla çevrelenmiş, kahverengi çocukların sosyetik çocuklar ile mücadele ettiği geniş çemberi de eklersek, durumun İbra için pek de iyi olmadığını teslim etmek gerekiyor. Böylesi bir hayatta tek seçenek var; ya ol ya öl! İbra için babası aslında bir anti-kahraman. Bir nevi hayatı ondan öğreniyor. İyiyi ve kötüyü ondan görüyor. Bir sevgi nefret ilişkisi var aralarında. İbra'nın hayatına yön verecek, kendi kişiliğini onunla benzeştireceği rol modeli de babası sayesinde tanıyor: Muhammed Ali! Babasının boksa olan tutkusu ki, bunun da altında başka bir acı hikaye var, İbra'yı çocukluğunda Muhammed Ali ile tanıştırıyor. İbra için Ali, esas örnek kişilik. Bunun nedenini şöyle açıklıyor, “Ne efsaneydi! İnsanlar ne derse desin, işini kendi bildiği şekilde yapardı. Hiç bahane öne sürmezdi, bunu hiç unutmadım. O adam havalıydı. Ben de öyle olmak istiyordum ve onun bazı şeylerini taklit ediyordum, “En büyük benim,” gibi.”


Tüm bunları neden mi yazdım. Bu şahsına münhasır kişiliği tanıyacağınız kitap Pegasus Yayınları tarafından Türk okuyucusuna sunulduğu için. Stieg Larsson'un efsane üçlemesi “Millenium” (Türk okuyucuların daha çok Ejderha Dövmeli Kız olarak bildiği) serisinin devamını yazması için tercih edilen David Lagercrantz'ın gölge yazar olduğu, İbra'nın kendi dilinden hayatının anlatıldığı “Ben Zlatan İbrahimoviç” raflardaki yerini aldı. Karşımızda Ferrasini satan bilge değil, Ferrarili bir varoş çocuğunun öyküsü duruyor. Çaldığı bisikletler ile futbol antrenmanlarına giden ve hayatını kendi elleriyle inşa eden bir çocuğun hikayesi. Bu kitap futbolla değil hayatın ta kendisiyle ilgili.







#Zlatan İbrahimoviç
#Leonel Messi
#Cristiano Ronaldo
8 yıl önce