|

Resim yaparken dünyayı unuturuz

Gülseren ve Teoman Südor, ömürlerinin 55 yılını beraber geçirdiler. İkisi de ressam olan mutlu çift, bunu birbirlerine ve mesleklerine duydukları saygıya bağlıyor. Resim yaparken birbirlerine asla karışmıyorlar. Teoman Südor, eşi olmadan geçen 20 yılına üzülürken, Gülseren Südor, “Beni hep kendine hayran bıraktı” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 29/04/2018 Sunday
Güncelleme: 06:55 - 28/04/2018 Saturday
Yeni Şafak
​Gülseren ve Teoman Südor
​Gülseren ve Teoman Südor

Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli ressamlardan Teoman ve Gülseren Südor 55 yıldır beraberler. Evliliklerini ve sanatlarını birlikte yürütmeyi başaran bu örnek çiftle uzun birlikteliklerinin sırrını konuştuk. Teoman Südor eşine olan duygularını şöyle anlattı bize:“Ben 75 yaşındayım ve eşim 55 yıldır hayatımda. Onsuz geçen 20 yılıma üzülüyorum. Hem sanat açısından hem de Gülseren olmadan 20 yıl geçirmeseydim diyorum.” Gülseren Südor ise, “ Sanat bizi birleştirdi ve birbirimize bağladı.” şeklinde konuşuyor.

* 55 yıl süren bir birlikteliğiniz var. Nasıl tanıştınız?

Gülseren Südor: Akademide atölye seçimleri vardı. Kız arkadaşlarımla birlikte Bedri Rahmi atölyesine gitmiştik. Hocanın konuşması bittikten sonra, atölyeyi gezerken 14 kız biraz gürültü çıkardık. Oradan bir genç bize seslendi: “ Bana bakın eğer bu atölyede çalışacaksanız. Topuklu ayyakabı giymeyeceksiniz.” Arkamı döndüm ve arkadaşlarıma “bu çocuğa inat bu atölyeyi sececeğim” dedim. Bu onunla ilk karşılaşmamızdı. İlk başlarda arkadaş olduk. Daha sonra da evlenme kararı aldık. Sanat bizi birleştirdi ve birbirimize bağladı diyebilirim.

Teoman Südor: Bu hisler çok anlatılacak şeyler değil. O güne kadar hiç hissetmediğim bir şeydi. Gülseren’i görünce bir ışık parladı ve hala o ışığı görüyorum. Ben 75 yaşındayım ve eşim 55 yıldır hayatımda. Onsuz geçen 20 yılıma üzülüyorum. Hem sanat açısından hem de Gülseren olmadan 20 yıl geçirmeseydim diyorum.


* Peki aynı meslekten olmanızın evliliğinize nasıl bir etkisi oluyor?

Gülseren Südor: Bir ressamın saatlerce odaya kapanması gerekir. Resim yapmaya başlayınca zamanı, ev işlerini her şeyi unuturum. İkimiz de resim yaparken dünyayı unuturuz. Teoman bana hiç karışmaz. Ben de onu resim yaparken özgür bırakırım.

Teoman Südor: Kendi kurduğumuz bir dünyada yaşıyoruz. Karşılıklı olarak birbirimizi destekliyoruz. Özgürce çalışabildiğimiz bir ortam yarattığımız için bugünlere kadar geldik.


* Sanatçıların evlilikleri pek uzun sürmez sizin çevrenizde de öyle değil mi?

Gülseren Südor: Aynı zamanda evlendiğimiz çok fazla sanatçı dostumuz maalesef evliliklerini yürütemedi. Eğer eşiniz sizi anlamıyorsa ne sanatınızda verimli olursunuz, ne de evliliğinizi yürütebilirsiniz. Meslek icra ederken biraz karşı tarafa saygı göstermek lazım.

* Çalışma tarzlarınız birbirine benziyor mu ?

Gülseren Südor: Hayır hiç benzemiyor. Teoman’ın çalışma tarzına çok imreniyorum. Bir resmin sağ tarafından başlar. Hiç bozmadan resmini tamamlar. Ben ise sürekli değişiklik yaparım. Hayranım ona. Koskoca tabloları karar değiştirmeden bitirir.

Teoman Südor: Bir resmin yüzde onu teknik bilgiyi, geriye kalan yüzde doksanı ise ressamın iç dünyasını yansıtır. İç dünyamı olduğu gibi yansıtırken geri dönüşler yapmam ve resmi tamamlarım.

* Birbirinizi eleştirdiğiniz olur mu?

Gülseren Südor: Eleştiririm fakat bu işe yaramaz. Teoman dinler ancak uygulamaz.

Teoman Südor: Çok eleştiririz ama birbirimizi kırmayız. Teknik açıdan bir şey görürse söyler. Dikkate alırım. Ancak ben resmin altına imzamı atınca kati olarak değiştirmem.


PALETİNİ ASLA TEMİZLEMEZ
* Aynı atölyeyi kullanınca sorun çıkmıyor mu ?

Teoman Südor: Gülseren hiçbir zaman boyaların kapaklarını kapatmaz. Paletini temizlemez. Ben bu konuda çok titizim. Her zaman paletimi, fırçalarımı temizlerim.

Gülseren Südor: Yağlı boyaya başladığım akademideki ilk günden beri, yanımdan ayrılmadı. Her zaman paletimi, fırçalarımı temizledi, boyalarımı kapattı. Kendisi başlattı. O yüzden şikayet edemiyor.

* Her ikinizde ressam olmaya küçük yaşlarda mı karar verdiniz? Aileleriniz destek oldu mu?

Gülseren Südor: Ben ilkokul birinci sınıfta ressam olacağım demiştim. Kararımdan hiç dönmedim. Tıp fakültesini kazandım ve gitmedim. Ailem de kararıma saygı duydu.

Teoman Südor: Eşimin bu konudaki kararlılığına hayran olmuşumdur. Benim için durum faklıydı. Matematiğe çok ilgim vardı ve bu bölümü kazandım. Bir yıl okuyunca hayallerimdeki matametik eğitimini bulamadım. Tekrar sınava girdim. Mimarlığı ve hukuku da kazandım. Ancak aileme mimarlığı kazandığımı söylemedim. Hukuk fakültesinde iki yıl okudum. Orayı da bıraktım. Ailem pes etti. Ne yaparsan yap dediler. 20 yaşında akademiye başladım.


BEDRİ RAHMİ DESTEK OLDU
* Peki İtalya’da yaşadığınız dönemin hayatınızda nasıl bir etkisi oldu?

Teoman Südor: O zamanlar üniversitede asistandım. Beni İtalya’ya okul gönderdi. Bedri Rahmi mutlaka gitmelisin dedi ve bana cesaret verdi. Gülseren ile birlikte gittik. O yıllar da akademide imkanlarımız çok azdı. Siyah-beyaz fotoğrafların olduğu kitaplarımız vardı. Gerçek anlamda rönesansı orada tanıdım. 700 yıl önce yapılmış bir tabloya bakıyorsunuz. Boyasını, tuvalini, ressamın hangi fırçaları kullandığını görebiliyorsunuz. Sanatçı ile aranızda bir bağ oluyor. Türkiye’de kalsaydım bütün bilgilerim kitaplarda kalacaktı ve birşeyler üretemeyecektim.

Gülseren Südor: Bizim için İtalya bir dönüm noktası oldu. Şu anki sanat anlayışımızın temellerini orada attık.


* Peki ilk ortak serginizi ne zaman açtınız?

Teoman Südor: Yurtdışından yeni gelmiştik. İstanbul’da o dönem iki ya da üç sanat galerisi vardı. İlk sergimizi de 1977 yılında Cumalı Sanat Galerisi’nde açtık. Moda’da küçücük bir kitapeviydi.

Gülseren Südor: Koktyel için kanepeleri evimde pişirip getirmiştim. Teoman’ın resimlerinin renklerinden kanepeler yapmıştım. Çok güzel günlerdi.

* Nasıl bir atmosfer vardı. O zamanların sanat çevresinde ?

Teoman Südor: Eskiden edebiyatçılar, şairler, ressamlar ve müzisyenler hep bir arada olurlardı. O dönemin aklınıza gelecek bütün ünlü isimleri ilk sergimize gelmişti.

Gülseren Südor: Bizim zamanımızda insanlar yatırım için değil sevdikleri için tablo satın alırlardı.


Tablolarımız 200 yıl dayanır

Çok sayıda galeri açılıyor. Yeni sanatçılar ve yeni yorumlar var. Siz nasıl buluyorsunuz bu gelişmeleri? G.S: Popüler olmanın bir önemi yok. Önemli olan mesleğinizin arkasında durabilmek. Evet, Türkiye’de güzel işler çıkıyor ama yeterli değil. Başarılı sanatçılarımız Avrupa’da daha çok kendini gösteriyor. Çünkü Avrupa’da görsel sanatlar alanında bir kısırlık var ve Türk sanatçılar orada başarılı bulunuyor. Sanatçı ve eleştirmen dostlarımızla görüştüğümüzde Türk sanatçıların çok beğendiklerini söylüyorlar. Hatta Teoman ile resimlerimizi sempozyumlarda başyapıt olarak koyuyorlar. T.S: Küçük bir ayrıntı gibi görünse de kullandığınız malzeme çok önemli. Her ikimiz de en iyi malzemeleri kullanırız. Resimlerimiz 200 yıl bile dayanır. Bu, hem sanata hem de resminizi alan kişiye saygınızı gösterir.

#Resim
#Dünya Turu
#​Gülseren ve Teoman Südor
6 years ago