|

Sarı Sıcak herkesin öyküsü

Fikret Reyhan’ın bol ödüllü ilk filmi Sarı Sıcak vizyonda. Tarım işçisi göçmen bir ailenin, geleneksel yöntemle hayata tutunma öyküsünü anlatan yönetmen, “Küçük bir hikayeden evrensel bir dil oluşturmak istedik. Bu hikayeyi dünyanın her yerine uyarlayabilirsiniz” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 5/12/2017 Salı
Güncelleme: 02:25 - 5/12/2017 Salı
Yeni Şafak
Foto: Talha Menteş
Foto: Talha Menteş

Yönetmen Fikret Reyhan’ın ödüllü ilk uzun kurmacası 'Sarı Sıcak' vizyonda… Film, kendilerine ait tarlalarında geleneksel yöntemlerde direnip hayata tutunmaya çalışan göçmen bir ailenin, farklı bir gelecek hayalini kuran ve kaderini kendi ellerine almaya çalışan oğulları İbrahim’in sarsıcı hikâyesini konu alıyor. Film, 36. İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale En İyi Film dahil olmak üzere En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Kurgu ödüllerinin sahibi olmuş, Malatya Film Festivali'nde En İyi Senaryo Kristal Kayısı Ödülü'ne uluslararası prömiyerini yaptığı 39. Moskova Uluslararası Film Festivali’nde ise En İyi Yönetmen Ödülü'ne layık görülmüştü. Reyhan ile buluştuk; 'Sarı Sıcak'ı konuştuk.

İÇİMDEKİ TRAVMA

Hatay’da büyüyen yönetmen, filmin kendi geçmişinden izler taşıdığını söylüyor. Bu izlerin filme yansıdığını belirten Reyhan, şöyle konuşuyor: “Yazarların ilk kitaplarına, sinemacıların ilk filmlerine baktığımızda ençok kendilerinden yola çıkarlar. Sanırım ben de öyle bir hisle yola çıktım. Amcam, babam ve arkadaşları sebzecilik yapıyordu. İşleri kötü gidiyordu ama anlamlandıramıyorlardı. Bazıları kader, bazıları bu meslek bitti diyordu.

Arka planında başka şeyler vardı. Teknoloji değişiyordu, bizimkiler ayak uyduramıyordu. Sermaye el değiştiriyordu. Dolaylı olarak onları etkiliyordu. Yıllar sonra geri bakıp bunları düşündüğümde, resim netleşmeye başladı. Bu da benim içimdeki travmayla buluşunca bir şekilde ilk film olarak bununla başlamak istedim.”

SORUN HER YERDE AYNI

Film, tarım işçilerinin karşı karşıya kaldığı teknoloji, komisyoncular gibi sorunlara dikkat çekiyor. Ön planda ise başroldeki İbrahim’in tır şoförlüğü hayaliyle birlikte bu sorunlara karşı duruşu işleniyor. Reyhan, “Anlattığımız küçük bir hikaye ama oradan evrensel bir dünya oluşturmaya çalıştık. Çünkü dünyanın her yerinde adaletsizlik, sömüren, sömürülen vardır. Ön planı İbrahim’in küçük bir umudunu gerçekleştirme, ya da baba-oğul çatışması üzerine kurulmuş gibi görünüyor ama arka planı daha farklıydı. Çok fazla katman mevcut. Bütün sistemlerde olduğu gibi rantçılar, sömürülen insanlar vardır. Bu dönem dönem kendi içinde de değişir ama mantık hep aynıdır. İbrahim o çelimsiz vücuduyla onlara karşı çıkmaya çalışıyor. Bunu İstanbul’da bir işçinin çıkmazına da, Latin Amerika’da şeker kamışı toplayıp oradan hayali Amerika’ya gitmek isteyen birine de uyarlayabilirsiniz” diyor.

Özdeşleşsin istemedim

İbrahim karakterinin kabullenmemişliğin temsiliyeti olduğun belirten Reyhan, filmde hiçbir şeyin altını çizmediğini belirtiyor. “İbrahim’den seyirciye yansıyan ne” sorusunun peşine düştüğnü söyleyen Reyhan, “Olaya ve karaktere mesafeli durup, seyirciyi de yabancılaştırmak istedim. Bir şekilde İbrahim ile özdeşleşmesini istemedim. Böyle olunca herkes kendisiyle, geçmişindeki kodlarla buluşup, farklı bir perspektif sunabiliyor” şeklinde konuşuyor.


ANADOLU’DA NE OLUYOR?

Filmde geçen hikaye, hala çok güncel. Yönetmen, en büyük motivasyonunun bu olduğunu belirterek, “Kentli film çekiliyor peki ama Anadolu’da ne oluyor? Bunlar Türkiye’nin gerçeği, böyle yaşayan insanlar var. Tarım toplumundan sanıldığı gibi kopmuş değiliz. Hepimizin bir şekilde bir bağı var."

#Fikret Reyhan
#Sarı Sıcak
#Film
6 yıl önce