|

Sinema disiplini onun karakteriydi

İki farklı kültürden insanların yaşadığı duygulara odaklanan “Bana Bir Aşk Şarkısı Söyle” vizyonda. Filmde, dünyaca ünlü yönetmen Abbas Kiarostami’yle birlikte çalışmış olan Afsaneh Pakroo da yer alıyor. Kısa filmler sayesinde keşfedilen Pakroo, Kiarostami için “Kendi sinemasına dair ne varsa kendi elleriyle kendi emeğiyle büyütmüştür. Sinema disiplini onun karakteriydi” diyor.

İlker Nuri Öztürk
04:00 - 31/03/2019 Pazar
Güncelleme: 14:16 - 30/03/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Bana Bir Aşk Şarkısı Söyle
Bana Bir Aşk Şarkısı Söyle

Türkiye ile İran ortaklığında seyirciye ulaşan “Bana Bir Aşk Şarkısı Söyle” beyazperdede yerini aldı. Mehrdad Ghafarzadeh’nin yönettiği yapımda Yusuf Çim, Afsaneh Pakroo, Ali Burak Ceylan ile Pejman Bazeghi’nin rol alıyor. “Bana Bir Aşk Şarkısı Söyle” Yeşilçam tadında tesadüfler barındıran yan karakterlerin derin hayatlarıyla İran sinemasındaki küçük insan hikayelerini hatırlatan bir yapım. Kirazın Tadı, Yakın Plan gibi yapımlarla dünyaca üne sahip olan Abbas Kiarostami’yle çalışan Afsaneh Pakroo, filmde zengin iş kadını Delara’yı canlandırıyor. Kiarostami’nin İran sinemasını dünyaya tanıttığına vurgu yapan Pakroo, ünlü yönetmen için şunları söylüyor: “Uzun yıllardır ablamla kısa film çekiyoruz. Bir kısa film festivali vasıtasıyla başka bir ülkede tanıştık. Sinema ilgime, yaptıklarıma, yapmak istediklerime inanması, kendisiyle çalışmamı sağladı. Filmlerinin kurgusunda, kamera arkasında, resim sergilerinde çalıştım ve son filminde başrol oynadım. Abbas bey bağımsız sinemanın en önemli temsilcilerinden biridir. Kendi sinemasına dair ne varsa kendi elleriyle kendi emeğiyle büyütmüştür adeta. Yine onun sayesinde Çince öğrendim. Bunlarla birlikte son anına kadar yanında durup onun düşüncelerine dünya görüşüne şahit oldum ve hep bir şeyler öğrendim. Sinema disiplini onun karakteriydi. O nasılsa her zaman öyleydi. Ondan öğrendiklerimle yoluma devam ediyorum ve ablamla birlikte bu yıl ilk uzun metraj filmimizi yapacağız. Bir çok yönetmen ve oyuncu onun izinden gitmiştir. Onun sayesinde Cannes, Oscar gibi büyük festivallere İran sinemasını kazandırdık.”


YURT SAHNELERİ ZOR GEÇTİ

Farklı kültürden iki kişinin aşkına odaklanan “Bana Bir Aşk Şarkısı Söyle”nin konusu şöyle: Sesi güzel olan Emre, zaman zaman Çocuk Esirgeme Yurdunu ziyaret eder ve çocuklara konser verir. İranlı bir firma adına Türkiye’de bulunan Delara da aynı yurttaki çocuklara yardımda bulunur. O sırada bir televizyon yapımcısı tarafından keşfedilen Emre için ünlü olmanın yolu açılır. Ancak karşılıksız kalan duygular, yeni mutlulukların önünde engel olacaktır. Filmde vicdanı, aşkı ve işi arasında kalmış yardımsever birini oynadığını söyleyen Pakroo için Çocuk Esirgeme Yurdu’ndaki sahnelerde oynamak zor olmuş: “Çocuklara karşı hassasiyetim çok yüksek. Çocuk ve kadın konusu daha önce yönetmenlik yaptığım filmlerde benim için öncelik olmuştur her zaman. Onun için annesiz babasız yurtta kalan çocukların geleceklerini düşünmek beni zorladı.” İran Türkü olan oyuncu, çocukluğundan beri Türk televizyonlarını izlediği için Türkçe’yi bildiğini ve sette hiç zorlanmadığını söylüyor: “Yönetmenimizde zaten çok iyi Türkçe konuşmamı istemiyordu. Yoksa daha iyi Türkçe konuşabilirdim. Çince, İngilizce gibi birkaç dil biliyorum ve farklı dillerde oynamak benim için iyi bir tecrübe oluyor. Farklı kültürdeki yaşamları birbirine yakınlaştırmak. Sanatın önemi de burada öne çıkıyor. Bu film sayesinde iki ülke arasında bağlar kuvvetlenecek. Türkiye’de bir filmde oynadığım için çok heyecanlıyım.”


Temiz aşkın kaynağı destanlar

İran devrimi öncesinde daha çok ortak film çekildiğini hatırlatan yönetmen Mehrdad Ghafarzadeh, bu filmin yeni adımların başlangıcı olmasını umut ediyor. Çocuk yurdundaki sahneleri hatırlatan yönetmen, “Çocuklarla çektiğimiz sahnelerde temiz duygular taşıyan iki insanı görüyoruz. İki farklı kültür gibi görünse de ortak birçok değer var. Seyirciye metinde yazan o sıcaklığı, hissi vermek istedik. Aynı masum ve temiz duygularla yaşanan bir aşk var filmde. Bu aşkın temelindeki saf duyguları eski geleneksel hikayelerden, destanlardan, anlatılardan alıyoruz” diyor. İranlı yönetmen çekim sürecini ise şu sözlerle anlatıyor: “İlk başlarda İran ve Türkiye arasında rahatça bir film yapabiliriz diye düşünüyorduk. Altı ay boyunca hazırlandık. İran Azerisi olduğum için Türk kültürü hakkında bilgim var. İstanbul’da Türklerle ortak bir proje yapmak istiyordum. Hayalini kurduğum bir filmdi. Türk oyuncuları nasıl yönlendirebilirim, neler yaparız bir fikrim yoktu. Yapım ekibi başta olmak üzere bütün ekipte Türklerin çoğunlukta olmasını istedim. Beklediğimden zor oldu. Duygusal sahnelerin en iyi şekilde seyirciye geçmesini istiyordum. Arada tercüman olsa da hisleri anlatmakta zorlanabiliyorsunuz. Türk oyuncularımızla iletişim kurabildiğim an dönüşü iyi oluyordu. Sette çok iyi arkadaşlık bağları kurduk. Filmde duygusal sahneler varken kamera arkasında enerjisi yüksek, neşeli bir ortam vardı. Umarım bu güzellikler izleyiciye de geçer, onlar da bizim gibi etkilenir.”

TİCARİ FİLMLER YAPILIYOR

Mehrdad Ghafarzadeh Türk ve İran sineması hakkında şunları söylüyor: “İranlılar Türkiye’ye geldiğinde burayı gurbet gibi görmüyorlar. İran’da Türk dizileri ve filmleri çok seviliyor. İran’da Azeriler tarafından yapılan Türkçe filmler de kültürlerin yakınlaşmasını sağlıyor. Tarihten günümüze uzanan yakınlık, bu film sayesinde az da olsa ileri taşınabilirse ne mutlu bize. Türk sinemasını Yılmaz Güney’in filmleriyle tanıdım. Yol ve Umut beni çok etkilemişti. Son dönemde de Nuri Bilge Ceylan’ın Üç Maymun filmini çok beğenmiştim. Türk sineması ve dizi sektörü gelişim içinde. Sanatsal olarak güçlü yapımlar izletiyor. İran sineması son dönemde iki Oscar aldı. Batı’daki birçok festivalde İran filmleri yer buluyor ve ilgi görüyor. Yapımlardaki insana bakış ve hikayeler, çok başarılı yönetmenler tarafından anlatılıyor. Asghar Farhadi, Abbas Kiyarüstemi, Cafer Panahi, Mecid Mecidi, Bahman Ghobadi’yi sayabilirim. Dünyada, sanatsal bakışa sahip sinemacılar için önemli bir yerde İran sineması fakat ticari açıdan güçlü değil. Yavaş yavaş ticari, gişe filmleri yapılıyor. Bu filmde onlardan biri olarak sayılabilir.”

#Afsaneh Pakroo
#Abbas Kiarostami
#Bana Bir Aşk Şarkısı Söyle
5 yıl önce