|
Yeni bir şey yok

Dünyanın ciddi bir bölümünü kapsayan devasa bir araştırmanın sonuçları yayınlandı. Harvard Business School ve New York Üniversitesi’nin çalışması, Kuzey Amerika, Avrupa ve Orta Doğu’da 21 binden fazla şirketin 3,1 milyon çalışanıyla yapılmış…

Buna göre; çalışma saatlerinin ortalama 48,5 dakika uzadığı, toplantıların sayısının yüzde 13 arttığı ve çalışanların günde ortalama 1,4 adet daha fazla e-posta gönderdiği görülmüş…

16 metropolü de kapsayan araştırma, bugüne kadarki en büyük çalışmalardan biri olarak kabul ediliyormuş…

Araştırma bu denli kapsamlı olunca bizim medyada da yer bulmuş. Orada aktarıldığına göre Harvard Business School Organizasyonel Davranış Departmanı’ndan Jeff Polzer, “İnsanların çalışma paternleri değişti; bu değişimin kalıcı olup olmadığına yönelik araştırmalar devam edecek” demiş. Polzer şunun da altını çizmiş; “Çalışma hayatının ‘yeni normali’, pandemi öncesi şekline uzun bir süre daha dönmeyecek”…

Araştırmayla ete kemiğe bürünen iş yaşamındaki değişimi hissetmeyen kimse kalmamıştır herhâlde… Evden/uzaktan çalışma, olabilecek tüm süreçlerin dijitalleşmesi, çalışma saatlerinin uzaması bunlardan bazıları…

Öte yandan, hangi şirketle, hangi yöneticiyle konuşsak benzer hususları tekrarlıyorlar… Personeli çoğunlukla evden çalışmaya yönlendirmişler… Şirkete gelenlerin sayısını üçte bir oranına kadar azaltıp rotasyon uygulamasına geçmişler… Böylece fiziki ortamlarda belli sayıda insan, belli zaman aralıklarıyla çalışır duruma gelmiş… Bir süre uzaktan, bir süre şirketten çalışılan, çoğunlukla dijital ortamda yürütülen iş yaşamı mümkün olan tüm sektörlerde uygulanıyor… Bizim de deneyimlerimize etki eden bu tespitlerin hepsine katılıyoruz elbette…

Fakat, söz konusu çalışma yaşamıysa terminolojik bir hata yapıldığı görüşündeyiz. Süreci ‘yeni normal’ diye adlandırmak bizi, Polzer’in ifade ettiği gibi bu değişimin kalıcı olup olmadığını sorgulatan bir yola itiyor… İtirazımız burada işte…

Ortada ‘yeni’ bir şey yok… O nedenle süreci ‘yeni normal’ olarak adlandırmak başlı başına bir hata… Buradan dönüş yok! Neden mi?

Birincisi, uzaktan çalışmayla şirket binalarındaki çalışan sayısının azalmasıyla elektrik, su, kırtasiye, ulaşım, mutfak gibi genel giderlerde de çok ciddi tasarruf sağlandı. Buradan elde edilen ek gelir ile mevcut şartların iyileştirilmesi yoluna gidilebileceği gibi yeni yatırımlar için de irili ufaklı kaynaklar üretilebilir…

İkincisi, insanlar, yani çalışanlar hayatlarını ‘yarı zamanlı’ ya da ‘tam zamanlı’ uzaktan çalışmaya göre ayarlamayı öğrendiler… Her zaman ve her şartta yüz yüze iletişiminden yana olanlar bile bunu ‘gerçek’ ihtiyaçlarla sınırlamaya alıştılar… Dijital dönüşüm kendini kabul ettirdi.

Yıllardır altyapısı hazırlanmaya çalışılan, uzun konuşmaların, seminer ve konferansların konusu olan, şirket toplantılarında enine boyuna tartışılan, yararları konusunda ikna olunsa da bir türlü tam anlamıyla geçilemeyen çalışma düzeni, dijital dönüşüm hayatımıza bıçak gibi girdi.

Bu keskin bıçak şüpheleri, endişeleri, teknik sorunları ivedilikle çözdü. Hatta onun da ötesine geçerek alışkanlığımız, ‘çalışma düzenimiz’ hâlini aldı…

O nedenle, süreçle ilgili ‘yeni’ ile başlayan tüm kavramları bir kenara bırakmak, zaman kaybetmemekten yanayız…

Bir ürünün ya da bir hizmetin adının başında ‘yeni’ ibaresi varsa eskimeye mahkûmdur… Tıpkı ‘yeni moda’ deyişinin geçici bir süreci, biz zaman sonra ‘demode’ olacağını bize hatırlatması gibi… Oysa hayat bundan sonra böyle tecelli edecek.

#Amerika
#Metropol
#Altyapı
4 yıl önce
Yeni bir şey yok
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’