|
Enflasyon-faiz ilişkisi

Türkiye yıllarca yüksek faiz ve yüksek enflasyon sarmalında kıvrandı durdu. 2001 krizinden sonra alınan önemli yapısal kararlardan sonra siyasi iktidarın da istikrarlı bir hale gelmesi, 2000’li yıllar sonrasında Türkiye’nin ilk defa düşük enflasyon ve düşük faizle tanışmasına olanak sağladı. Gezi olaylarının yaşandığı 2013 yılının mayıs ayında hem enflasyon hem de faiz son elli yılın en düşük oranına gelmişti. 2002 yılında %63’lerdeki politika faizi 2013 yılının mayıs ayında %4,5’e kadar inmişti. Aynı zamanda enflasyon da %6,5-7 seviyelerine gelmişti.

Bugüne gelindiğinde 2019 yılı Eylül ve Ekim aylarında tekrar tek haneye gerileyen tüketici enflasyonu, yılın son iki ayında düşük baz etkisiyle de artış gösterdi ve 2019 yılını %11,84 tamamladı. TCMB, 2020 yılının ikinci yarısından itibaren de tek haneli enflasyonu hedeflemektedir.

Enflasyonla mücadelenin başarısını piyasalardaki güçlü toparlanmadan görmekteyiz. Ayrıca, Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerin iyileşmesiyle faizlerde de ciddi bir indirimi beraberinde getirmiştir. Başka bir ifadeyle Merkez Bankası’nın gerçekçi para politikası sayesinde enflasyon beklentilerinde görülen düzelmeye ek olarak, iktisadi faaliyetteki toparlanma ve küresel gelişmelerin de katkısıyla gerileyen ülke risk primi, uzun vadeli faizlerin düşmesinde belirleyici olmuştur.

TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) son olarak politika faizini 75 baz puan indirerek %11,25’e düşürdü. Enflasyondaki gerilemeye karşın Merkez Bankası’nın sert faiz indirimlerinin, mevduat sahipleri için reel getirileri negatif seviyeye düşürmüş göründüğünü de belirtmek gerekir.

Kişiler tasarruflarına yön verirken ya da bir yatırıma karar verirken belirleyici unsurlarının başında reel faiz gelir. Reel faiz, enflasyon etkisinden arındırılmış faizdir. Diğer ifadeyle nominal faizden beklenen enflasyonun arındırılmış halidir. Beklenen enflasyon ile kastedilen ise, 12 ay sonraki enflasyon oranı için yapılan tahmindir. Merkez Bankası’nın beklenen enflasyon için reel sektör temsilcileri, finans sektörü temsilcileri ve diğer profesyonellerden oluşan bir gruba uyguladığı beklenti anketindeki enflasyon tahminleri, bu konuda iyi bir gösterge olarak kabul edilebilir. Enflasyon görünümü ve yılsonu beklentilerine baktığımızda reel getiri pozitiftir. TCMB ocak ayı beklenti anketinde 12 ay ve 24 ay sonrası enflasyon beklentisi sırasıyla %9,54 ve %8,51 olarak açıklandı.

Enflasyonu düşürmeye yönelik uygulanan sıkı para politikası ile enflasyonun kademeli olarak hedeflere ulaşacağı öngörülmektedir. Bu bağlamda, enflasyonun 2020 yılsonunda %8,2 olarak gerçekleşeceği, 2021 yılsonundaysa %5,4’e geriledikten sonra orta vadede %5 düzeyinde istikrar kazanacağı tahmin edilmektedir.

Bu istikrar yakalandığında yatırımlar artacak, yatırımlar arttıkça istihdam artacak, istihdam arttıkça rekabet gücü artacak, rekabet gücü arttıkça da üretim artıracaktır. Faiz yüksek olunca bunların hiçbiri olmaz. Geçen yıl boyunca reel faizler oldukça yüksek seviyelerde gerçekleşti. Bu durum devam edecek olursa, ekonomide yatırımlar başta olmak üzere birçok karar olumsuz etkilenecektir.

Tabii bir de gösterge faizi var. Pek çok işlem için devlet tahvilinin ikincil piyasadaki faizi referans olarak kabul edildiğinden, bu faizin adına gösterge faiz deniyor. Devlet tahvil faizi 2016’dan bu yana ilk kez tek haneye gerilerken, 2 yıllık gösterge faiz oranı TCMB’nin faiz indirimlerine başladığı temmuz ayından bu yana politika faiz oranının altında seyretmektedir. Söz konusu hareketin sebebi TCMB’nin faiz indirimlerine devam edeceği beklentisidir. Bir başka ifadeyle, yatırımcılar gelecek dönemde faiz indirimleriyle birlikte tahvil fiyatlarında yükseliş olacağı beklentisiyle görece düşük fiyattan tahvil almaktadır. Faiz oranlarının geçmiş seyri incelendiğinde 2 yıllık gösterge faizin, politika faiz oranının altına indiği dönemlerin TCMB’nin faiz indirimlerine gittiği dönemler olduğu görülmektedir.

Makroekonomik göstergelerdeki iyileşme ve küresel gelişmelerin katkısıyla, enflasyon beklentilerinde ve ülke risk priminde yaşanan iyileşme, uzun vadeli faizlerin düşmesini sağladı. Faiz indirimlerinin reel ekonomiye etkisi de 2020 yılının ilk yarısı itibariyle daha güçlü bir şekilde yansıyacaktır.

#TCMB
#Gezi olayları
#Faiz
#İndirim
4 yıl önce
Enflasyon-faiz ilişkisi
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset