Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında 20 yıl hapis cezası öngören “Silahlı terör örgütü üyesi olmak ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından soruşturma yürütülen eski Demokratik Toplum Partisi (DTP) milletvekili Sevahir Bayındır ile ilgili yeni bir gelişme yaşandı. Daha önce Bayındır hakkında gıyabında tutuklama kararı çıkaran, yurtdışına kaçtığı anlaşıldıktan sonra da kırmızı bülten talep eden savcılık, şimdi de iade talepnamesi düzenledi.
Almanya adli makamlarına gönderilen iade talepnamesinde suç tarihi, 12 askerin şehit düştüğü, 8 askerin de kaçırıldığı PKK tarafından gerçekleştirilen Dağlıca baskınının yapıldığı 21 Ekim 2007 olarak belirtildi. Talepnamede, olayın ardından Kuzey Irak’a giden, aralarında Sevahir Bayındır’ın da bulunduğu 4 eski vekilin, 8 askerin iadesini örgüt propagandasına dönüştürdüğü aktarıldı.
4 Haziran 2011'de İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan yurtdışına çıktığı belirlenen Bayındır, son olarak 4 Kasım 2017’de Dusseldorf’taki PKK eyleminde boy gösterdi. Sağlık sorunlarını gerekçe gösterip Almanya’ya giden ve burada anlaşmalı evlilik yapan Bayındır’ın bilinen en son adresi de “Tiroler Strasse 7A Hamburg/Almanya” olarak Alman adli makamlarına bildirildi.
Alman makamlara verilen iade talepnamesinde, “Ülkenizde olduğu belirtilen şüpheli hakkında soruşturmanın sonuçlandırılabilmesi için Türkiye’ye iade edilmesini rica ederim” denildi. Terör örgütü PKK ve FETÖ’ye kucak açan, suçları belli olmasına karşın teröristleri iade etmeyip maaş bağlayan Almanya’nın, Bayındır’ın iadesine ilişkin nasıl bir tutum izleyeceği merak ediliyor.
- İtirafçı beyanları talepnamede
- İade talepnamesine, PKK itirafçıları Songül Satıcı ile Bayram Demir’in ifadeleri de konuldu. Songül Satıcı, “Ben 2003 yılında PJA (Özgür Kadın Partisi) içerisinde faaliyet gösterdiğim sırada DTP milletvekili olan Fatma Kurtulan ve Sevahir Bayındır ‘şehit Harun kampı’na geldiler. 3 ay süre ile PJA içerisinde üst düzey sorumlu olan Pelşin kod adlı Gülizar Tural tarafından kendilerine siyasi eğitim verildi. Eğitim süresince örgütün kıyafetlerini giyiyorlardı. Eğitim sonrasında her ikisi de siyasal çalışmalarda bulunmak üzere Türkiye’ye gittiler. DTP yönetiminin örgüt tarafından özellikle Cemil Bayık tarafından hazırlandığını duymuştum” dedi.
