Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletleri'in (BM) 71. Genel Kurul görüşmelerine katılmak üzere New York'a hareketinden önce İstanbul Atatürk Havalimanı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Erdoğan, özetle şunları söyledi:
Zirve konuşmasında Türkiye'nin Suriye krizinin başından bu yana tek başına üstlendiği ağır sorumluluğu detaylarıyla dile getireceğim. Sorunun çözümü için yıllardır dile getirdiğimiz güvenli bölge ve terörden arındırılmış bölge ihtiyacını bir kez daha ifade edeceğim. Fırat Kalkanı Harekatı'nın mülteci krizinin hafifletilmesine yaptığı katkıları da zirveye katılan liderlerle paylaşacağım.
Bu harekat kapsamında bugüne kadar yaklaşık 900 kilometrekarelik bir alan terör unsurlarından temizlendi. Bu hattı şu anda güneye doğru ilerliyoruz- yani toplamda 5 bin kilometrekarelik bir alan olarak burayı değerlendirebiliriz, güvenli bölge noktasında, bunu kast ediyorum... Artık Suriye sorunu sonuçları, diğer bölgelere yansımaları itibariyle küresel bir boyut kazanmıştır.
Suriye krizini meşruiyet ve adalet temelinde çözüme kavuşturma noktasında kaybedilen her saniye, her dakika BM için utanç kaynağıdır. Başından beri Suriye'nin kuzeyinde bir PYD, yanında YPG gibi bir bütünlük içerisinde bir terör koridoru oluşmasına müsaade etmeyeceğimizi hep söyledik. Bu ta Haseke'den itibaren gelen bir süreç. Hedef, Afrin ile bütünleşmek suretiyle Akdeniz'e açılmak. Hep sabrettik en sonunda Gaziantep olayından sonra patladık? 'Artık yetti' dedik.
Bunu bütün dostlarımıza söyledik. Münbiç operasyonunda 'kesinlikle PYD, YPG olmayacak' dedik. Yüzde 95'i itibarıyla Araplara ait olduğu halde bunlar tuttular Münbiç'i sanki PYD ve YPG'ye ait olan bir yermiş gibi göstermek suretiyle oradan gir, ondan sonra kuzeye doğru çık. Dedik 'Olmaz, yanlış yapıyorsunuz.' 'Gelin bu işi kuzeyden güneye doğru yapalım. Yine beraber yapalım. Türkiye olarak biz de üzerimize düşeni yapalım.'
Dediler ki 'O 3 ay, 4 ay sürer.' Ne oldu? 15, 20 günde iş bitti. 'Haklıymışsınız.' Şimdi öyle diyorlar ama işte haklı olmak bir şey getirmiyor ki. Burada bizi dinleyin ya. El ele verelim, bu pisliği temizleyelim. Ne oldu? Cerablus halloldu. Cerablus halkı şimdi dört dörtlük sevinç içinde dönüyor mu? Dönüyor. Aynı şekilde El Rai (Çobanbey). Orası da temizlendi. Şimdi El Bab'a doğru iniyoruz ama 'Oraya kadar niye iniyorsunuz?' Şimdi soru bu. Ya ineceğiz. Bizim buraları bize tehdit unsuru olmaktan çıkarmamız gerekiyor.
Bunu biz daha önce görüştük. Dedik ki '90-95 kilometrelik enlemde, 40-45 kilometre boylamda biz bu bölgeyi güvenli bölge olarak ilan edelim.' Ben bunu sayın Başkan Obama ile bizim Antalya G20'de çok detaylı görüştüm. Kendisiyle bunları konuştum ve aynı şeyleri o da kabul etti ama uygulamaya gelince maalesef bunu yapamadık. Ben bunu Sayın Putin ile de görüştüm. Dedim 'Burada bir güvenli bölge, konuştuğumuz gibi 'eğit-donat'. 'Eğit-donat'ın dışında uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge... Üç şart.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York'ta gerçekleştireceği yoğun görüşme trafiğine, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konakladığı Peninsula Otel'de Al Sani ile basına kapalı olarak görüştü.
Bir basın mensubunun “Amerikan jetleri Suriye'de Esed askerlerini vurdu. Rusya da BM Güvenlik Konseyi'nin acilen toplanmasını istedi. Bu yeni gerginlik Fırat Kalkanı Harekatı'nı etkiler mi? Geçtiğimiz günlerde Amerikan askerleri ÖSO grupları tarafından sahadan uzaklaştırılmıştı. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?” sorusu üzerine Erdoğan, bu konuyla ilgili Amerikalı yetkililerin açıklamasının “bir yanlış tespit, yanlışlık oldu” istikametinde olduğunu söyledi. Erdoğan, Amerikalı yetkililerle yapacakları bazı görüşmelerde “Hayırdır, nedir, nasıl oldu?” diye soracaklarını kaydetti. ABD'nin özel kuvvetlerinin, Özgür Suriye Ordusu tarafından istenmediğini ifade eden Erdoğan, “Çünkü, Özgür Suriye Ordusu'na yönelik de maalesef burada Amerikalı yetkililerin davranışları süreci bu noktaya doğru itti. Fakat orada bizim yetkililerimiz, bizim özel kuvvetler mensuplarımız, Amerikalı özel kuvvetlerin oradaki yetkililerini, 27 veya 30 kadardı, onları almak suretiyle oradan çıkardılar ve böylece hiç olmazsa Suriye ile işi bitirmiş oldular” diye konuştu.
Program kapsamında bugün BM Genel Kurulu'na hitap edeceğini anlatan Erdoğan, konuşmasında ve ikili görüşmelerde, terörle mücadele başta olmak üzere, mülteci sorunu ve 15 Temmuz darbe girişimini paylaşacağını söyledi. Erdoğan, “Genel Kurula hitabım FETÖ'nün dünya kamuoyuna en doğru biçimde anlatılması için bir vesile oluşturacaktır. Her tarafta örgütün inine girmeyi sürdüreceğiz. Bundan sonra dünyanın hiçbir ülkesi, FETÖ ve militanları için güvenli bir sığınak değildir ve olmayacaktır” diye konuştu.
BM Mülteci ve Göçmenler Zirvesi'nde konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin düzensiz göçün ortasında olduğunu ve 3 milyondan fazla sığınmacıya ev sahipliği yaptığını söyledi. Çavuşoğlu, mültecilere yönelik ırkçı ve İslamofobik söylemlere son verilmesi çağrısında bulunarak, “Aşırıcılık sadece sorunları artıracak. Bu, geri teper ve terörü tetikler. Özellikle de Batı Avrupa'da politikacıların her zamankinden daha dikkatli olmalısı gerek” dedi.
