|

15 yıla Saray'dan bakmak

Sultan II. Abdülhamid’in 36 bin 585 kare fotoğraftan oluşan Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu belgesele konu oldu. 'Saraydan Bakmak' isimli belgesel Osmanlı’nın gücünü ve modern yüzünü tüm dünyaya gösteren koleksiyonun hikayesini anlatıyor. Belgesel aynı zamanda izleyenleri 150 yıl öncesine tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 18/03/2018 Pazar
Güncelleme: 05:25 - 17/03/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
 Belgesel, izleyiciyi 150 yıl öncesine tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.
Belgesel, izleyiciyi 150 yıl öncesine tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.

Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu 911 albüm, 36 bin 585 kare fotoğraftan oluşan eşsiz bir hazine. Dünyanın en büyük fotoğraf koleksiyonlarından... 150 yıl öncesine tarihi bir yolculuğa çıkarıyor bizleri. Bu koleksiyonun oluşmasında en büyük katkı ise şehzadeliğinden itibaren fotoğrafa büyük ilgi gösteren Sultan II. Abdülhamid. Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü desteğiyle ve Bağcılar Belediyesi katkılarıyla hazırlanan Saraydan Bakmak (Through Ottoman Eyes) belgeseli bu koleksiyonun görsel bir hikayesi. Saraydan Bakmak’ın görüntü yönetmenliğini Orkun Telli ve Bülent Yılmaz yaptı, kurgusu Erol Çuhacı’ya ait, uygulayı yapımcısı Esra Yeşilçimen, yapım danışmanıysa Suraj Sharma. Filmin özgün müzikleri ise Derya Türkan’a emanet edildi. Geçtiğimiz Cumartesi günü Şale Köşkü’nde ilk gösterimini yapan belgeselin yönetmeni Ümran Safter, yapımcısı Ahsen Diner ve proje danışmanları Prof. Dr. Melek Özyetgin ve Kamil Fırat ile bir araya geldik.

TARİHÇİLER YORUMLADI

Çekimleri İstanbul, Londra, Paris, New York, Washington ve Los Angeles’ta yapılan belgesel yaklaşık bir yılda tamamlandı. Abdülhamid’in 51 albüm gönderdiği ABD Kongre Kütüphanesi’nde de çekimler ve röportaj yapıldı. Belgeselde Prof. Dr. Nurhan Atasoy, Prof. Dr. Vahdettin Engin, Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, Prof. Dr. Davut Hut, Prof. Dr. Mahir Aydın, Prof. Dr. Mahmut Ak, Prof. Dr. François Georgeon, Prof. Dr. Ali Behdad, Prof. Dr. Zeynep Çelik, Prof. Dr. Mehmet Bayhan, Prof. Dr. Yusuf Murat Şen, Philip Mansel, Engin Özendes, Joseph Malikian, Hasan Şenyüksel gibi isimlerle yapılmış röportajlar yer alıyor. Belgesel, 12 Nisan’da Londra’da 18 Mayıs’ta da Oxford Üniversitesi’nde gösterilecek.


GÖSTERGELER DÜNYASI

Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu’nun 19. yüzyılın son çeyreğini yansıttığını söyleyen Kamil Fırat, bu fotoğraf arşivinin önemiyle ilgili şöyle konuşuyor: “Fotoğrafların ait olduğu zamanın bütün panoramasını görebiliyoruz orada. Bu öylesine bir sanat koleksiyonu değil. 19. yüzyıl sonunun sosyal, siyasal, kültürel yapısını okuyabiliyorsunuz. Fotoğraflara estetik veya koleksiyonerlik tarafından baktığınızda bir anlamı yok ancak içeriği üzerinden bakarsanız bir tarih okuması yaparsınız. 19. yüzyıl Osmanlısının sanayileşmesini de görüyorsunuz. Deprem fotoğrafları bile var. Kentler, sokaklar... Tam bir göstergeler dünyası.”

DÜNYA MİRASINA ADAY

Sultan Abdülhamid’in fotoğraflar aracılığıyla hem yönettiği uçsuz bucaksız geniş coğrafyayı hem de dünyayı takip ettiğini kaydeden Prof. Dr. Melek Özyetgin, “Abdülhamid sadece kendi coğrafyasını değil dünyanın durumunu da takip etmiş. Koleksiyonda kırka yakın ülkenin foroğrafları var. Hem milli miras hem de evrensel bir miras. Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu 2019 UNESCO dünya mirası listesine aday gösterildi” diyor. Abdülhamid’in dünya ile ilişkisini fotoğraflar üzerinden kurduğunun altını çizen Fırat ise şu yorumu yapıyor: “Onun için fotoğraflar birer bilgi nesnesi. Fotoğrafa meraklı ama koleksyion olarak bakmıyor. Mesela suçluların da fotoğraflarını çektiriyor, kayıt altına alıyor” diyor.


CASUS FOTOĞRAFÇILAR

‘Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu nedir? Bu, efsane mi gerçek mi? Sultan neden fotoğrafa bu kadar meraklı?’ sorularının peşinden gittiklerini söyleyen yönetmen Safter, “19. yüzyılda pek çok devlet adamı saraylarından pek fazla çıkmıyor. Rus Çarı da aynı, İngiliz Kraliçesi de. Onlar da benzer fotoğraflar çektiriyor ama onlarınki daha ziyade tematik albümler. Hiçbiri Yıldız Sarayı kadar geniş ve farklı değil. Onlardan ayrıldığı nokta bu. Benzer arşivler var ama bu kadar zengin içerikli değil” diyor. O dönem yabancı fotoğrafçıların en çok Ortadoğu’yu merak ettiklerini kaydeden Safter, casus kılığında da pek çok fotoğrafçının buralara geldiğini kaydediyor.


DİPLOMASİ ARACI OLMUŞ

Yurt dışındaki albümlerin de çok değerli görülüp korunduğunu söyleyen belgeselin yapımcısı Ahsen Diner, koleksiyonun önemini “Abdülhamid, Avrupa’ya, Amerika’ya Osmanlı’nın modern yüzünü ve gücünü fotoğraflar aracılığıyla göstermiş. İstanbul’dan ve Anadolu’dan fotoğraflar var. Asker, deniz kuvvetleri, hastane, okul fotoğrafları bile var. Mesela benim ilgimi çeken ameliyat fotoğraflarıydı. Sedyedeki hastanın yanına ameliyattan sonra çıkan tümörler konulmuştu. Birinde hastanın sosyolojik tarafı anlatılıyor. Diğerinde de tıbbi bilgiler veriliyordu. Amerika’da ve Fransa’da yapılamayan ameliyatlar burada yapılıyormuş” sözleriyle açıklıyor.


Koca yüzyılı Abdullah Biraderler'le anlatamayız

Türkiye’de fotoğrafçılığın kurucuları olarak tanınan Viçen, Hosvep ve Kevork isimli üç Ermeni kardeşten oluşan Abdullah Biraderler’in adını sık sık duyarız. Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu’ndaki fotoğrafların hepsinin imzalı olmadığını söyleyen Kamil Fırat, “Türkiye’de 19. yüzyıl Abdullah Biraderler’le özdeşleştiriliyor ama oysa bu yüzyılın bu koleksiyonla özdeşleştirilmesi gerekiyor. Abdullah Biraderler’in 20 tane albümü var hepi topu orada. İki üç fotoğrafçının inşa ettiği bir şey değil bu. O birkaç fotoğrafçının içine sıkışırsak o dönemi anlatamayız. Onlar esas olarak stüdyo fotoğrafçısı” diyor.

#Osmanlı
#Fotoğraf
#Abdulllah Kardeşler
6 yıl önce