|

440 kadınla yüzleşme vakti

Grafik tasarımcısı Vahit Tuna, 2018 yılında öldürülen 440 kadını temsilen 440 çift ayakkabıyı Kabataş’tak bir duvara astı. Ayakkabılar 6 ay boyuncu duvarda kalacak. Tuna, “Herkesin uzun bir süre bu cinayetlerle yüzleşmesini istedim” diyor.

Seray Şahinler Demir
04:00 - 29/09/2019 Pazar
Güncelleme: 22:44 - 28/09/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Vahit Tuna
Vahit Tuna

Türkiye’nin ortak vicdanı kadın cinayetlerine karşı tek ses olmayı sürdürüyor. Son olarak Kırıkkale’de eski eşi tarafından güpegündüz kafası kesilerek katledilen Emine Bulut’un “Ölmek istemiyorum” çığlığı hafızalara kazındı. 38 yaşındaki genç kadın, sürekli güncellenen sembol isimlerin sonuncusu oldu. Türkiye’yi ayağa kaldıran cinayet toplum genelinde yine tepkiye yol açtı. Kadın dernekleri başta olmak üzere toplumun her kesiminden cinayetlerin son bulması, katillere en ağır cezaların verilmesi için vicdan çağrısı yapıldı. İstatistikler ise meselenin ürkütücü boyutunu gözler önüne seriyor. Geçtiğimiz ay kadınların 26’sı evinde, 2’si yolda, 2’si hastanede, 1’i işyerinde, 1’i kafede, 1’i eğlence mekanında, 1’i parkta, 1’i arabada ve 6’sı sokak ortasında öldürüldü. Öldürülen kadınların 1’inin baraj gölünde ve 1’inin ise arazide cansız bedenleri bulundu. 6 kadının nerede öldürüldüğü tespit edilemedi bile. Ağustos ayında öldürülen 49 kadının 8’inin kim tarafından öldürüldüğü bilinmiyor bile... Katiller ise hep tanıdık; akraba, eski eş, erkek arkadaş, üvey oğul...


SANATIN GÜNDEMİNDE

Kadın cinayetlerine farkındalık oluşturmak için birçok adım atılıyor. Bireysel çalışmaların yanı sıra sosyal sorumluluk projeleri, kamuda geliştirilen projeler mevcut. Spor ve sanat dünyası da konuyu sık sık gündemine taşıyor…

Bunun son örneği ise grafik tasarımcısı Vahit Tuna’nın Kabataş’ta yaptığı “İsimsiz” adlı proje oldu. Tuna, kadın cinayetlerine dikkat çekmek için 2018 yılında öldürülen 440 kadını temsilen 440 çift ayakkabıyı Kabataş'ta bir kahve zincirinin sanat platformu olarak kullandığı bina duvarına astı.

Meclis-i Mebusan Caddesi'ndeki Yanköşe adlı sanat mekanının 2 duvarına yayılan “İsimsiz” izleyenleri derinden sarsıyor. Tuna’nın 6 ayda tamamladığı çalışma kadın cinayetlerinde gelinen noktanın vehametini yansıtması bakımından oldukça önemli. Karşınızda duran her ayakkabıyı vahşice katledilen kadınlarla özdeşleştiriyorsunuz. Kimisi çocuğunun önünde, kimi sokak ortasında bıçakla, silahla pompalı tüfekle taranarak öldürülen kadınları çığlığını bu ayakkabılarda duymanız mümkün. 20 Mart’a kadar sergilenecek İsimsiz’i Vahit Tuna’dan dinledik..

Öncelikle fikir aşamasını merak ediyorum… “İsimsiz” nasıl yola çıktı?

İki yıl önce yaptığım ve Berlin’de gösterdiğim bir başka kadın cinayetiyle ilgili çalışma bu işin fikrini oluşturdu. Dünya çapında ataerkil bakışı, kadın kırım mevzunu buraya taşımayı düşündüm ve bir farkındalık yaratmak; aynı zamanda insanların uzunca bir süre bu meseleyle yüzleşmelerini istedim..Aynı zamanda cinayetler üzerine düşünmelerini...

Ayakkabının sembolik bir anlamı olduğunu düşünüyorum. 440 kadını ayakkabılarla temsil fikrinin meselesi nedir?

Sanat tarihi içerisinde ayakkabıyla ilgili o kadar çok gönderme vardır ki… Van Gogh’tan başlayıp Andy Warhol’a kadar uzanır. Bu işi yaptıktan sonra ayakkabıyla yapılan başka çalışmaların da olduğunu öğrendim. Ayakkabı bugüne dek şiddete dair birçok çalışmada aynı zamanda Holokost gibi olaylarda da kullanılmış bir şey. O yüzden çok kırılgan. Seçme nedenimden biri sanat tarihi yönünden gelen tarafıydı. Bir yönü de İstanbul’a geldiğimde ölen kişilerin ayakkabılarının kapıya koyulması geleneği… Onları gördüğümde hissettiğim duygu…

Aynı zamanda biten bir yolculuk…

Yer ve gök arasındaki ince çizgi.

Cezadan önce aile bilinçlenmeli

Aslında sözünüzü söylediniz fakat bireysel mesajınızı merak ediyorum. Kadın cinayetlerine karşı temel sorun nedir? Çözüm ne olmalı?

Cinsiyet eşitsizliğini kaldırmak gerekiyor. Artık bu çok eski çağlara ait olan erkeğin üstünlüğü ve yüceltilmesi gibi kavramların bir kenara bırakılıp bütün cinsiyetlerin eşit olduğu ve sosyal her türlü haklara sahip olduğunu fark etmek gerekiyor. Aile içerisinde kız ve erkek çocuğun eşit olduğunu aile bireylerin fark etmesi gerekiyor. Cezalar, ceza indirimleri birçok şey için sebep gibi görülebilir. Fakat en büyük cezayı da versek en önemli şeyin aile içinde başladığını ve cinsiyet eşitsizliğinin bütün dünyada kaldırılması gerektiğini düşünüyorum.

Paylaşımlarımız artık yetersiz kalıyor

“İsimisiz” herkesi çok sarstı. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Birkaç sebebi var. Bir kere kamusal alanda sanat görmeye çok alışkın değiliz. Hep korunaklı galerilerde işlerimizi gösteriyoruz ve sınırlı sayıda insana ulaşıyoruz. Bunlar heykel değil; gündelik nesneler. Yani ayakkabının kendisi doğrudan kamusal alanda. Bunun çok etkili olduğunu düşünüyorum. İnsanlar o zaman nesneyle ilişki kurmuş oluyor. Bu durumun da tetikleyici olduğunu düşünüyorum. Tabi ki bir taraftan da güncel bir durum söz konusu. Bu sadece bizde değil dünya üzerinde oldukça yaygın bir durum. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi tarafından da bir takım yasalara bağlanmış vaziyette. İstanbul sözleşmesini de hatırlamakta fayda var. Bütün bunları topladığınız zaman herkesin bilinçaltında toplu bir şiddetle karşı karşıyayız. Sadece kadına yönelik değil, hayvana yönelik şiddet de söz konusu. Bundan kurtulmamız için bir şeylere çabalıyoruz. Sosyal medyada küçük paylaşımlar yapıyoruz ama bunlar da bir zaman sonra gelip geçici hale geliyor. O yüzden bu sokakla ilişkisini önemsediğim projede herkesin direk ilişki kurmasını çok önemsedim.

“İsimsiz”i İstanbul dışında yahut yurt dışında sergilemeyi düşünüyor musunuz peki?

Hayır. Fakat şöyle bir şey oldu. Venezuela, Çin ve Kanada’dan birçok kadın örgütü bu işle çok ilgilendi. İnanılmaz bir paylaşım söz konusu. Küçük bir sokaktaki girintiden global bir işe döndü. Yansıması çok büyük oldu. Aynı işi tekrar tekrar başka bir yerde yapmaktansa, bu tür paylaşımların söyleyeceği sözler çok daha etkili. Şöyle önemli bir şey daha var, insanlar bu meselenin önce sadece Türkiye’ye ait olduğunu düşünüyorlar. Fakat dönüp baktıklarında kendi ülkelerindeki ya da dünya ölçeğindeki kadın kırımıyla ilgili çok ciddi durumların olduğunu fark ediyorlar. Bunu çok önemsiyorum.


#Vahit Tuna
#Ayakkabı
#Kadın
#Cinayet
#Proje
5 yıl önce