|

Aidiyet hatırlatmayı deniyor

Burak Çevik’in ikinci filmi ‘Aidiyet’ gerçek bir hikayeyi perdeye taşıyor. Tekil gösterimlerle seyirciye ulaşan Çevik, “Gerçek ve kurmacayla sürekli oynayan bir film. Çelişkiler, hatırlamalar seyirciyi oyuna davet ediyor. Sonuçta asıl derdi olan, hatırlama eylemini devreye sokuyor” dedi.

İlker Nuri Öztürk
04:00 - 19/01/2020 Pazar
Güncelleme: 03:13 - 19/01/2020 Pazar
Yeni Şafak
Aidiyet
Aidiyet

Burak Çevik imzalı ‘Aidiyet’ genel dağıtımda yaşanan sorunlardan dolayı gösterime girmedi ve tekil gösterimlerle seyirci karşısına çıkıyor. Çevik’in ailesinde yaşanan gerçek olayların beyaz perdeye taşındığı yapımın konusu şöyle: 2003’te, İstanbul’da yaşayan 55 yaşındaki bir kadın, evine giren bir yabancı tarafından bıçaklanarak öldürülür. Cinayete ilişkin yürütülen soruşturma sonucu, maktulün kızı ve kızının sevgilisi gözaltına alınır. 4 yıl süren dava sonrası mahkeme ikisini de müebbet hapis cezasına çarptırır. Film, 15 yıl sonra bu kriminal vakanın mekânlarını takip ederek cinayeti işleyen zanlının polis karakolunda verdiği ifade eşliğinde topoğrafik bir gözlem yapıyor ve ardından çiftin ilk tanıştığı geceye odaklanıyor. Aidiyet’in oyuncuları ise Eylül Su Sapan ve Çağlar Yalçınkaya. İnsanın hayattaki sabitini sorgulatan yönetmen, “Yazarken birçok anektoddan beslendim. Gerçek ve kurmacayla sürekli oynayan bir film. Çelişkiler ve hatırlamalar seyirciyi oyuna davet ediyor. Sonuçta asıl derdi olan, hatırlama eylemini devreye sokuyor” dedi.


FIRLATILMIŞLIK HİSSİNDEN DOĞDU

Aidiyet kavramı üzerine sık sık düşündüğünü belirten 27 yaşındaki Çevik, “Filmdeki karakterler kime ait diye soruyorum. Ben de sürekli düşünürüm. Aileme mi, sevgilime mi, ülkeme mi aidim... Sürekli bir aidiyet arama isteğiyle yaşamaya devam ediyorum ancak bir türlü sabitin ne olduğunu bulamıyorum. Dünyaya hazırlıksız fırlatılmış gibi hissediyorum ve ‘Aidiyet’in de bu fırlatılmış hissinden doğan bir film olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Sinemaya bakışını merak ettiğimiz Çevik, şöyle konuştu: “Deleuze, sinemada fikir üzerine konuşurken sesle görüntüyü keskin şekilde ayırmış olmanın getirdiği olanaktan ve anlam katmanından bahsediyordu. Boş bir tarla gördüğümüzde, gördüğümüz şey sadece boş bir tarladır. Ama anlatıcı bize, altındaki mezarlardan bahsettiğinde tamamen başka bir görüntüye dönüşür. Böylelikle gördüğümüz şeyle duyduğumuz şey arasındaki kontras, sinemada başka anlatım olanakları sağlayabilir. Aidiyet, bu olanakları zorlayan, arayan bir film. Sinemanın ne olduğu hakkında kesin bir tavrım yok. Çünkü nasıl hikaye anlatılır’ı arıyorum, anlatım biçimleri deniyorum. Sinema benim için el yordamıyla aramak demek.”

Bağımsızlar olumsuz etkilendi


  • Son bir yıldaki bilet satışlarının yüzde 45 azaldığına dikkat çeken Burak Çevik, yeni olanaklar keşfetmeyi denediğini belirtiyor ve ekliyor: “Değişimlerden özellikle bağımsız sinema olumsuz etkilendi. Dağıtımlar orman kanunlarıyla yönetiliyor. Bir kişi de izlemek istese filmi koltuğumun altına alıp o kişiye ulaştırma yükümlülüğünü hissediyorum. Seyirciyle konuşabilmek de çok değerli benim için.” Çevik’in katılımıyla yapılan gösterim takvimi yönetmenin sosyal medya hesaplarından takip edilebilir.
#Aidiyet
#Hikaye
#Burak Çevik
4 yıl önce