Besteci Selman Ada'nın kantat formunda senfonik bir eser olarak bestelediği Süleyman Çelebi'nin Mevlid Kasidesi'nin dünya prömiyeri, 20 Nisan'da İstanbul Kongre Merkezi'nde yapıldı. Birçok tartışmayı da beraberinde getiren konserin organizatörü Ahmet San'la Mevlit Kantat'ı ve daha pek çok şeyi konuştuk.
İyiydi ama istediğim boyutta değildi. Prömiyeri Sultan Ahmet Meydanı'nda yapacaktık. Ancak hava koşulları bizi kapalı mekana sevketti. Dolayısıyla sahne görkeminden yoksundu. Fakat çok güzel bir DVD-CD kaydı gerçekleştirdik. Dünya starlarına da şiiri okutacağız. İstanbul görüntüleriyle birleştirip dünya pazarına DVD-CD halinde sunduğum vakit mutluluğum tam olacak.
Getirebileceğimiz tüm dünya starlarını Türkiye'ye getirdik. Yeknesak konserler beni artık mutlu etmiyor. Şimdi daha farklı projeler üretiyorum. İşte böyle bir zamanda Selman Ada Hoca'yla tanıştım. Onun böyle bir eser vücuda getirdiğini öğrendim. Üç yıldır da raflarda duruyormuş. 'Hocam gelin bunu Türkiye sınırlarını aşacak boyutlara getirelim' dedim ve bu yola çıktık.
Süleyman Çelebi de zamanında cesaretli olmasaydı İslam aleminin en güzel eserlerinden biri olan Mevlit'i yazmamış olurdu. Neden müstesna bir yaşamı olan Peygamber Efendimiz'in doğumunu ve yaşamını bu şiir vasıtasıyla dünyaya dinletmeyelim?
Eleştirsin. Onların tekelinde mi Mevlit'in nasıl okunacağını söylemek?
Zaten Selman Hoca'nın yazma sebebi de o. İslam dini en barışçıl, en hümanist din.
Hz. Muhammed'in doğumunu, özelliklerini anlattığın takdirde zaten zihinlerdeki paranoya da otomatikman ortadan kalkar.
Atina Acropol'den Notre Dame Katedrali'ne, Köln Katedrali'nden Grozni'deki cami bahçesine kadar açık alanlarda sahneleyeceğiz.
Ben aynı sezon 8 stat konseri yaptım. Michael Jackson, Madonna, Metallica… Şimdi benim açtığım kanallardan, genç arkadaşlarım çok başarılı organizasyonlar yapıyor. İlkleri seviyorum. Bu proje için şu ana kadar cebimden harcadığım para 500 bin dolar. Ne devletten ne de başka bir kimseden 1 TL destek almadım. Ama bunu Fransa'da Notre Dame Katedrali'nde Gérard Depardieu' ye okuttuğum vakit yer yerinden oynayacak. Bunun kaynaklarını oluşturmaya çalışıyorum.
Amacım yabancıların konser sırasında şiiri broşürden okuyacağına, kendi dilinde, önemli bir celebritynin sesinden dinlemesi. Janet Jackso'la anlaşmıştım zaten. Zidan Arapça, Fransızca, Gerard Depardiu Fransızca, Albano İtalyanca, Antonio Banderas İspanyolca, Kevın Costner İngilizce kayda sokmak istediğim sanatçılar. Prensip olarak da para haricinde başka bir sıkıntısı olmayan bir aşamadayım.
Neticede yalnızsın. Şov başlıyor, bitiyor. Herkes parasını alıyor, dağılıyor. Sen her şey bitene kadar orada durmak zorundasın. Ama bu projede ben kendimi çok daha yalnız hissettim. Çok kırgınım. Biz bize izlediğimiz projelere milyon dolarlar veriliyor. Ben doğru adam değilim belki onlara göre. Mevlit'i Depardiu'ya, Banderas'a, Costner'a kendi dillerinde okumayı kabul ettirip bunun kaynağını bulamamak ağrıma gidiyor. Ama bulacağım. Yani ben bu projeyi Beyaz Saray'ın bahçesinde bile görüyorum.
38 yıl oldu. 18 yaşımda başladım.
Profesyonel spor yapmasını bilmem, enstrüman çalmam, sesim yok. Dolayısıyla ben dedim ki bu insanları yönetmek daha zevkli. Şimdi artık farklı projelerle devam ediyorum.
Sadece dostlarım için. Mesela bu sene iki konser Ricky Martin yapıyorum. Şimdi hedefim sadece Mevlit'i dünyaya taşımak.
Sanatçılar yönetilmeyi istemiyorlar.
5 TL alırken, 100 TL alma noktasına geldikleri vakit, o 95 TL'den müteşekkir olacaklarına, senin alacağın 50 TL'nin 40 TL'sinin peşine düştükleri için. Sadece para.
Tartışmam bile. Bir Ricky Martin, bir Enrique Iglesias gibi olmuştu.
Ee, tabii. Hepsine de emek verdim. Hayallerimi yarı yolda bıraktılar.
Star kumaşı sonradan olacak bir şey değil.
Tabii anlarım. Kız olsun erkek olsun ışığının nerelere gidebileceğini çok rahatlıkla bilebilirim. Benim nefesim kuvvetlidir. Üfleyip, aurası olan yıldızların etrafındaki bulutları dağıtırım. Yıldızın parlamasına ve sonra da zırhlanıp yara almamasına yarayabilecek bilgi ve becerim tartışmasızdır.
Çook. Ama yapmayacağım. Hemen duymamazlığa geliyorum.
Joy FM Fransızca şarkılar dinliyorum. Eller havaya falan, hiç haz almadığım şeyler.
Tabi 35 yıl bu işi yaptıktan sonra, Popstar'la tanınmak üzücü bir durum.
Hem çok sevindim hem çok üzüldüm. Çok sevindim çünkü gündemi müzikle işgal etmek güzeldi. Çok üzüldüm, çünkü o insanları bir hayal dünyası içerisine soktuk, sonra pat diye çekildik ve tepetaklak düştüler. Kendimi Med Yapım'ı ama en çok da DMC'yi suçluyorum. En azından 5-6 kişinin albümlerini çıkartıp, onlara destek olmalıydı. Çok umutlandırdık. Şan şöhret gördüler. Sonra bir anda pat diye madden ve manen yalnız bırakıldılar.
Michael Jackson'dan Madonna'ya Metallica'dan U2'ya pek çok dünya starını ayağımıza getiren ünlü organizatör Ahmet San, şimdi bizim kültürümüzün önemli bir değeri olan Mevlit'i dünyayla tanıştırmaya hazırlanıyor.
